Bu şeref bizim
- Salih Tuna Yazıları
- 08 Aralık 2011, 01:41:57
Birilerinin CSKA'ya "Trabzonspor'u UEFA'ya şikayet et" yollu mail döşenmesine gerek kalmadı artık, İnter onlar için gerekeni yaptı.
Sevinsinler.
Trabzonspor'un ilk kez katıldığı Devler Ligi'nde 7 puan kazanıp UEFA Kupası'nda yoluna devam etmesinin şerefi bize yeter.
***
Trabzonspor gücünün bilincinde sahaya çıktı. Oyunu tutmayı, sonra da sonuca gitmeyi hesapladığı her halinden belliydi.
Ne ki, ilk devre boyunca defanstan çıkarken güçlük yaşadı.
Gerek panikten gerekse teknik kapasite eksikliğinden topu uzaklaştırmanın dışında pozitif oyun koyamadılar ortaya.
Bunda da hiç kuşkusuz Colman'ın formsuzluğunun büyük etkisi vardı.
Bir de BurakYılmaz takımdan o kadar ayrık oynuyor ki, sanki dersiniz Trabzonspor 10+1 sistemiyle oynuyor.
Dünyanın neresinde böyle bir sistem var Allah aşkına?!
Hal böyle olunca Trabzonspor ilk devrenin 10. dakikasında Burak'ın ayağından Lille kalesini bi ufaktan yoklamanın dışında hiç varlık gösteremedi.
Savunmada da malum hastalık nüksetti; 14, 17 ve 32. dakikalarda adeta bütün defans uyudu.
Bereket versin Tolga ve şans bizimleydi.
Şu bir gerçek: Trabzonspor'da oyunu yönlendiren, tempoyu ayarlayan, bütün bir takıma güven veren lider futbolcu yok.
***
Trabzonspor ilk yarıya nazaran ikinci yarıda daha dengeli bir oyun koydu ortaya.
Adrian orta sahanın yükünü biraz olsun hafifletti.
Trabzonspor topu zor kazanan, kazandığı topları da hovardaca harcayan bir takım..
Daha evvel söyledim yine söyleyeyim:
BurakYılmaz'ın ayağından gol arama düşüncesi Trabzonspor'da bir taktik olmaktan çıktı; bir saplantı haline dönüştü.
O kadar ki, bizzat Burak da bu saplantının etkisine girdi. Öyle olmasaydı maçın 81. dakikasında Halil'e topu çıkarır, Trabzonspor da Şampiyonlar Ligi'nde yoluna devam ederdi.
***
Trabzonspor'un final gecesinde derbi maçı koyan TFF'ye de minik bir sorum var:
Fenerbahçe'nin veya Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde bir üst tura çıkacağı güne derbi maçı koyar mıydı?
Sadri Şener "Aziz Bey'e 50 ile 169 yıl, boğaz kesene 24 yıl; ben hukukçu değilim ama vicdanen pek uymuyor…" demeden evvel Trabzonspor'a yapılan bu ve buna benzer haksızlıkların hesabını sorsun. Hayır yani, madem hukukçu değilsin susarsın. Emprovize konuşmaya, her topa girmeye ne gerek var? Trabzonspor'un adı iddianamede geçince hukuka saygılıyız diyeceksin, Fenerbahçe söz konusu olunca konuşacaksın!
Bu nedir böyle?
Bırak onu başkaları konuşsun; konuşuyor da zaten. Sen her şeyden evvel Trabzonspor'a yapılan haksızlıkların hesabını sor.
Sevinsinler.
Trabzonspor'un ilk kez katıldığı Devler Ligi'nde 7 puan kazanıp UEFA Kupası'nda yoluna devam etmesinin şerefi bize yeter.
Trabzonspor gücünün bilincinde sahaya çıktı. Oyunu tutmayı, sonra da sonuca gitmeyi hesapladığı her halinden belliydi.
Ne ki, ilk devre boyunca defanstan çıkarken güçlük yaşadı.
Gerek panikten gerekse teknik kapasite eksikliğinden topu uzaklaştırmanın dışında pozitif oyun koyamadılar ortaya.
Bunda da hiç kuşkusuz Colman'ın formsuzluğunun büyük etkisi vardı.
Bir de BurakYılmaz takımdan o kadar ayrık oynuyor ki, sanki dersiniz Trabzonspor 10+1 sistemiyle oynuyor.
Dünyanın neresinde böyle bir sistem var Allah aşkına?!
Hal böyle olunca Trabzonspor ilk devrenin 10. dakikasında Burak'ın ayağından Lille kalesini bi ufaktan yoklamanın dışında hiç varlık gösteremedi.
Savunmada da malum hastalık nüksetti; 14, 17 ve 32. dakikalarda adeta bütün defans uyudu.
Bereket versin Tolga ve şans bizimleydi.
Şu bir gerçek: Trabzonspor'da oyunu yönlendiren, tempoyu ayarlayan, bütün bir takıma güven veren lider futbolcu yok.
Trabzonspor ilk yarıya nazaran ikinci yarıda daha dengeli bir oyun koydu ortaya.
Adrian orta sahanın yükünü biraz olsun hafifletti.
Trabzonspor topu zor kazanan, kazandığı topları da hovardaca harcayan bir takım..
Daha evvel söyledim yine söyleyeyim:
BurakYılmaz'ın ayağından gol arama düşüncesi Trabzonspor'da bir taktik olmaktan çıktı; bir saplantı haline dönüştü.
O kadar ki, bizzat Burak da bu saplantının etkisine girdi. Öyle olmasaydı maçın 81. dakikasında Halil'e topu çıkarır, Trabzonspor da Şampiyonlar Ligi'nde yoluna devam ederdi.
Trabzonspor'un final gecesinde derbi maçı koyan TFF'ye de minik bir sorum var:
Fenerbahçe'nin veya Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde bir üst tura çıkacağı güne derbi maçı koyar mıydı?
Sadri Şener "Aziz Bey'e 50 ile 169 yıl, boğaz kesene 24 yıl; ben hukukçu değilim ama vicdanen pek uymuyor…" demeden evvel Trabzonspor'a yapılan bu ve buna benzer haksızlıkların hesabını sorsun. Hayır yani, madem hukukçu değilsin susarsın. Emprovize konuşmaya, her topa girmeye ne gerek var? Trabzonspor'un adı iddianamede geçince hukuka saygılıyız diyeceksin, Fenerbahçe söz konusu olunca konuşacaksın!
Bu nedir böyle?
Bırak onu başkaları konuşsun; konuşuyor da zaten. Sen her şeyden evvel Trabzonspor'a yapılan haksızlıkların hesabını sor.