Kolbastı biraz gecikti ben ona yanıyorum
- Salih Tuna Yazıları
- 18 Eylül 2011, 00:43:44, Güncelleme: 18 Eylül 2011, 02:26:22
Zokora, İnter maçının ardından yaptığı açıklamada, taraftarlarının "dik" oynamalarını istediğini söylemişti. Bu ifade Trabzon taraftarının duygu iletişimindeki gücünün de göstergesiydi. Demek ki taraftarın coşkusu yeni transferlere bile anında sirayet etmişti.
Milano'da "dik" olduğu kadar da akıllı oynamış, kazanmışlardı ve sıra Avni Aker'deki ilk sınava gelmişti.
Kendilerini hasretle bekleyen taraftarların karşısına çıkmanın heyecanını da yaşayacaklardı.
Takdir edersiniz ki ilk sınavlar zordur.
Şuncağızı da unutmadan söyleyelim:
İnter zaferi, ilk 11'de oynayan veya kulübede bekleyen her futbolcuya ekstra sorumluluk yükledi.
***
Öyle ya, ne de olsa İnter'i deplasmanda dize getiren takımın oyuncularıydı. Merak edilen şuydu: Acaba "ekstra sorumluluk" ekstra motivasyon mu getirecekti, maç seçme hastalığına dûçar mı olacaklardı? Şenol Güneş'in ciddiyetten taviz vermeyen yapısı maç seçme hastalığına karşı yegâne sigortaydı.
Ya rotasyon?
Kadro derinliğini muhafaza etmek için rotasyon şart. Rotasyon yapamazsanız o kadro derinliğiniz kalabalıktan, hatta yükten ibaret olur.
Rotasyon da doğası itibariyle takım uyumu bakımından büyük riskler taşıyordu.
Şenol hocanın İstanbul BŞB maçına çıkardığı kadro bence bu riskleri asgari düzeyde tutma düşüncesinin de ürünüydü.
İstanbul BŞB maçının genel bir değerlendirmesini yapacak olursak,Trabzonspor'da bir coşkusuzluk hakimdi. Sanırım teknik kadro bunun üzerinde duracaktır.
***
Trabzonspor, İnter maçının ikinci devresinin ilk 5 dakikasında oynadığı oyunu 15 dakikaya çıkarabilse, İstanbul BŞB'yi de Süper Toto Süper Lig'deki birçok takımı da rahatlıkla yener. Ne ki, İstanbul BŞB maçının ilk devresinde söz konusu oyunu 1 dakika bile göstermedi.
Bunda da İstanbul BŞB'nin oyun anlayışı etkili oldu.Galatasaray'ı tesadüfen yenmedikleri her hallerinden belliydi.
* * *
Bordo-mavililerin ilk devrede akıllarda kalan tek pozisyonu, Volkan Şen'in ceza sahası dışından çektiği şutun yan direkte patlamasıydı.
Bu şutun pasını veren Vittek de ilk devrenin sonunda sakatlanarak yerini Halil'e bırakmak zorunda kaldı.
Sakatlıklardan çok çeken Vittek'in bu sakatlığı inşallah uzun sürmez. Çünkü oyuncu kadrosu zengin olsa da Trabzonspor'un ona ihtiyacı var.
* * *
İlk devrede Zokora yorgun, Adrian ve Henrique son derece etkisizdi.
Manisaspor maçının yıldızı Adrian ikinci devrede de etkisiz oyununu sürdürünce Şenol Güneş daha fazla tahammül edemedi.
Her zamanki gibi ne zaman ne yapacağı belli olmayan Alanzinho'nun oyuna girer girmez çektiği müthiş şut direkte patladı.
Alanzinho çok ilginç bir oyuncu.
Bir müthiş hareket yapıyor, ardından çok acemi bir şekilde topu eziyor.
Yani ne onunla oluyor, ne de onsuz.
***
Uzun yıllardan beri ilk kez yense de yenilse de, iyi oynasa da kötü oynasa da Trabzonspor'u büyük bir güvenle seyredebiliyorsunuz. Öyle ki, işler yolunda gitmese de nasılsa düzelir diyebiliyorsunuz.
Bunu da durduk yere değil, deneyimli teknik direktörüne ve oyuncu zenginliğine bakarak söylüyorsunuz.
***
Gerçekten de sonuç hiç önemli değil.
Canları sağ olsun. Kolbastı şovu biraz gecikti ben ona yanıyorum.
Milano'da "dik" olduğu kadar da akıllı oynamış, kazanmışlardı ve sıra Avni Aker'deki ilk sınava gelmişti.
Kendilerini hasretle bekleyen taraftarların karşısına çıkmanın heyecanını da yaşayacaklardı.
Takdir edersiniz ki ilk sınavlar zordur.
Şuncağızı da unutmadan söyleyelim:
İnter zaferi, ilk 11'de oynayan veya kulübede bekleyen her futbolcuya ekstra sorumluluk yükledi.
Öyle ya, ne de olsa İnter'i deplasmanda dize getiren takımın oyuncularıydı. Merak edilen şuydu: Acaba "ekstra sorumluluk" ekstra motivasyon mu getirecekti, maç seçme hastalığına dûçar mı olacaklardı? Şenol Güneş'in ciddiyetten taviz vermeyen yapısı maç seçme hastalığına karşı yegâne sigortaydı.
Ya rotasyon?
Kadro derinliğini muhafaza etmek için rotasyon şart. Rotasyon yapamazsanız o kadro derinliğiniz kalabalıktan, hatta yükten ibaret olur.
Rotasyon da doğası itibariyle takım uyumu bakımından büyük riskler taşıyordu.
Şenol hocanın İstanbul BŞB maçına çıkardığı kadro bence bu riskleri asgari düzeyde tutma düşüncesinin de ürünüydü.
İstanbul BŞB maçının genel bir değerlendirmesini yapacak olursak,Trabzonspor'da bir coşkusuzluk hakimdi. Sanırım teknik kadro bunun üzerinde duracaktır.
Trabzonspor, İnter maçının ikinci devresinin ilk 5 dakikasında oynadığı oyunu 15 dakikaya çıkarabilse, İstanbul BŞB'yi de Süper Toto Süper Lig'deki birçok takımı da rahatlıkla yener. Ne ki, İstanbul BŞB maçının ilk devresinde söz konusu oyunu 1 dakika bile göstermedi.
Bunda da İstanbul BŞB'nin oyun anlayışı etkili oldu.Galatasaray'ı tesadüfen yenmedikleri her hallerinden belliydi.
* * *
Bordo-mavililerin ilk devrede akıllarda kalan tek pozisyonu, Volkan Şen'in ceza sahası dışından çektiği şutun yan direkte patlamasıydı.
Bu şutun pasını veren Vittek de ilk devrenin sonunda sakatlanarak yerini Halil'e bırakmak zorunda kaldı.
Sakatlıklardan çok çeken Vittek'in bu sakatlığı inşallah uzun sürmez. Çünkü oyuncu kadrosu zengin olsa da Trabzonspor'un ona ihtiyacı var.
* * *
İlk devrede Zokora yorgun, Adrian ve Henrique son derece etkisizdi.
Manisaspor maçının yıldızı Adrian ikinci devrede de etkisiz oyununu sürdürünce Şenol Güneş daha fazla tahammül edemedi.
Her zamanki gibi ne zaman ne yapacağı belli olmayan Alanzinho'nun oyuna girer girmez çektiği müthiş şut direkte patladı.
Alanzinho çok ilginç bir oyuncu.
Bir müthiş hareket yapıyor, ardından çok acemi bir şekilde topu eziyor.
Yani ne onunla oluyor, ne de onsuz.
Uzun yıllardan beri ilk kez yense de yenilse de, iyi oynasa da kötü oynasa da Trabzonspor'u büyük bir güvenle seyredebiliyorsunuz. Öyle ki, işler yolunda gitmese de nasılsa düzelir diyebiliyorsunuz.
Bunu da durduk yere değil, deneyimli teknik direktörüne ve oyuncu zenginliğine bakarak söylüyorsunuz.
Gerçekten de sonuç hiç önemli değil.
Canları sağ olsun. Kolbastı şovu biraz gecikti ben ona yanıyorum.