Havalara girince

Fanatikliği bir kenara bırakıp, hakça konuşalım.
Ara transferde yıldızlar topluluğu kadrosuna Drogba ile Sneijder gibi dünya yıldızlarını katan ve sadece 4 puan farkla lider olan G.Saray mı, mütevazı kadrosuna adı Avrupa'da anılmayan Niang ile Dentinho ve Sinan Kurumuş'u kadrosuna katan, lig ikincisi Beşiktaş mı daha başarılı?
Biz söyleyelim; 8 sakat futbolcusuyla beli kırılmasına karşın, Avrupa kupalarına katılma umudu büyük olan Beşiktaş daha başarılı. Lige iddiasız gibi giren, ancak giderek sessiz ve derinden yol alan Beşiktaş'ın, lig savaşındaki kahramanlarını irdeleyelim:

VELİ: Orta sahanın savaşan atom karıncası. Agresif oyununun yanı sıra, ileri uç oyuncularına attığı paslarla gol pozisyonları üretiyor. Oyunu gösterişli değil ama, orta sahanın çimentosu.

TORAMAN: Çok yönlü.
Asıl yeri stoper ama ön liberoda başarıyla oynayabiliyor. Nizamiyedeki nöbetçi asker gibi.

FERNANDES: Beşiktaş'ın her şeyi. Oyunuyla keyif, heyecan veriyor. Beşiktaş'ın vurucu timi.
Sakatlanması büyük şanssızlık!

OĞUZHAN: Orta sahada Fernandes ile birlikte Beşiktaş'ın ikinci maestrosu, dinamosu.

OLCAY: Alman Kaiserslautern'de yetişti. Futbol kültürünü, disiplinini burada aldı. Kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda gol becerisi zayıf.

Futbolda başarının temel koşulları disiplin, arkadaşlık, sevgi- saygı ve kaynaşmadır; kolej havası oluşturmaktır. Aybaba, futbolculuk döneminde Beşiktaş'taki bu havayı soludu, iyi bilir.
Beşiktaş'ın takım yapısı, genel olarak tekniğe değil, efora dayalı. Çok koşuyor, savaşıyor, mücadeleyi bırakmıyor. Bu oyununu ve kazanma inancını son dakikaya dek sürdürüyor.

Kazanma inanç ve inadının karşılığını F.Bahçe maçında olduğu gibi görüyor. 14 futbolculu dar kadroyla yakaladığı bu başarı küçümsenemez! Kusuru; döküldüğü Trabzonspor maçında
olduğu gibi havalara girmesi!