Önce destekleyin!
Aykut Kocaman Fenerbahçe'yi, Şenol Güneş de Trabzonspor'u 34 haftalık maratonda son dakikaya dek at başı yarıştırarak, Türk futbol tarihindeki değerlerini ululaştırdılar. İkisinden biri kazandı, diğeri kaybetti. Ama gerçekte ikisi de yönetim ile futbolseverlerin gözünde ve gönlünde kazanmış olarak saygıyı, övgüyü hak ettiler.
Aynı şekilde Bursaspor'un Ertuğrul Sağlam'ı, Gaziantepspor'un Tolunay Kafkas'ı, Eskişehirspor'un Bülent Uygun'u, Karabükspor'un Yücel İldiz'i de başarı ve övgü kategorisine girerken, yabancı teknik direktörlerden hiç de eksik yanlarının olmadığını, tam tersine fazlalıkları olduğunu ortaya koydular.
Aykut Kocaman; "Yerli antrenörler beceremez, güvenilmez" şeklinde uzun yıllar süren olumsuz ve haksız düşünceleri yıkan Fatih Terim ile Mustafa Denizli gibi "öncü" grubundaki yerini almıştır.
Son şampiyon Kocaman'ın başarısı, Beşiktaş yönetiminin, Tayfur Havutçu'ya güvenmede ve görev vermede ayrı bir etken olmuştur.
Karizma mı, iş bilmek mi?
Yönetimin bu kararı almasında F.Bahçe yönetiminin Kocaman'a duyduğu güven ve inancın etkisi de olmuştur.
Yeni Malatyaspor'a yenilerek Ziraat Türkiye Kupası'ndan elenmesine karşın başkan Aziz Yıldırım, Kocaman'a kapıyı göstermemiş, "göreve devam et, sana güveniyorum" demişti. Alkışlanacak bu karar, F.Bahçe'ye 18'inci lig şampiyonluğunu getirmiştir.
Tayfur Havutçu'nun, meslekteki kıdemi daha yeni. Ancak 12 maçlık sınavında aldığı sonuçlar, umutları artırıyor.
9 lig, 3 kupa maçında 6 galibiyet, 5 beraberlik, 1 yenilgi ve sonuçta bir Ziraat Türkiye Kupası şampiyonluğu... "Efendim, tamam ama Havutçu'nun karizması yok" diyenlere şunu sorarım: Schuster'in karizması vardı da, ne verdi? Başarı mı önemli, karizma mı? Önemli olan, işi bilmektir. Kendini kabul ettirme çabasındaki Tayfur Havutçu, sessiz yapıya sahip ama bu işi iyi biliyor. Yeter ki, tam destek, hep destek gösterilsin! Kocaman gibi...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.