Guti, Q7 ve kupa
Schuster'in pek de benimsemediği ama son haftalarda başvurmak zorunda olduğu kontrollü-dengeli futbol, kazanma yolunda geçerli oyundur.
Kontrollü oyunda rakibi orta alanda karşılamak, öncelikli kuraldır. Saha kontrolü sağlanarak oynanan dengeli oyun, kazanma şansını güçlendirir. Bu oyunla fazla gol pozisyonuna girilemez ama rakibe pozisyon da verilmez, sonuca ise daha kolay gidilir.
Beşiktaş, bu kadro yapısıyla maçın büyük bölümünde her rakibe baskı kurup, oyunun genel hakimi olamaz. Dengeli-kontrollü oyun, en uygun olanıdır.
Schuster sürekli falso yapan savunmanın arkada boşluklar bırakarak bir dolu pozisyonlar vermesine aldırmadan, Beşiktaş'ı ailece hücum oynattığı için seri yenilgiler aldı, çok eleştirildi.
Sonunda da istifa etmek zorunda kaldı.
Günümüz futbolunda esas olan; takım savunması ve rakibe baskıyı 90 dakikaya yaymak, topa sahip olmak ve yüksek pas yüzdesiyle hücuma hızlı çıkmaktır. Bu oyun şablonunda beklerin hücuma katkısı, orta sahanın kanat boşluklarını kapatması önemlidir.
Özgüveni yitirmek
Schuster zamanında Beşiktaş, özellikle savunmada sık sık yinelenen kademe ve adam paylaşım hataları yüzünden kazanabileceği maçları kaybetti. Kaybettikçe oyun disiplininden koptu, öz güvenini yitirdi.
Tayfur Havutçu, Beşiktaş'taki yanlış ve eksikleri gördü, biliyor. Öz güvenini, coşkusunu yitirmiş futbolcularla tek tek görüşmesi, motive etmek içindir.
Bu çabasında başarı olasılığını dünya yıldızları Guti, Quaresma, Simao, Almeida'nın varlıkları büyük tutuyor. Özellikle top kullanma ve paslardaki hüneriyle Guti, kendine özgü becerileriyle Quaresma; Tayfur Havutçu'nun takımı yeniden toparlama girişiminde öncü olacaklardır.
Ve kuşkusuz bu iki yıldızın performansları, son hedef olarak kalan ve yarı final maçının ilki bugün yapılacak Ziraat Türkiye Kupası'nın kazanılmasında birinci derecede belirleyici olacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.