Q7'nin dönüşü

Schuster, Beşiktaş'ta günümüz futbolunun temel ilkelerini benimsetmeye, yerleştirmeye çalışıyor. Sakatlıklar öncesinde tam değilse de (hemen olması mümkün değil) Beşiktaş, Alman hocanın isteği doğrultusunda oynuyor, bu görüntüsüyle; "şampiyonluğun en güçlü adayı" olarak gösteriliyordu. Günümüz futbolunun ilkeleri arasında şu prensipler var: 1- Savunmayı ileri çıkarak önde basma 2- Çizgi defans. Futbolun ilkelerini sahada gerçekleştirebilmek için futbolcular arasında iletişim, uyum kaçınılmaz! Yani yardımlaşma olacak, sorumluluk takımca alınacak, ilkeler paylaşılacak.
Dediğimiz gibi; sakatlıklar öncesinde Schuster'in yerleştirmeye çalıştığı felsefe, sistem düzeninde işliyordu. Sakatlıklar sonrasında arızalanan makine teklemeye başladı. Özellikle savunma ile hücum bölgesi arasındaki iletişim bozuldu. İki bölge ayrı havalarda çalar oldu. Doğal olarak disiplin bozuldu, oyun geniş alanda oynandığı için, alan daraltılıp rakip sıkıştırılamaz oldu.

Guti tek başına ne yapsın!
Tersine; kademe hatalarından ve adam paylaşımı olmadığından rakipler rahat pozisyon bulur oldular. Oyunu geriden başlatamayan savunma şişirme toplarla güya pozisyon üretmeye çalışıyordu. Beşiktaş'ta kötünün iyisi orta saha! Aurelio'suz orta saha, Necip, Ernst, Guti ile direnç göstermeye çalıştı.
Farklı özelliklere sahip üçlünün benzer yanları iyi hükmettikleri topu, yan ve geri pas yapmadan dikine oynamaları. Özellikle Guti'nin büyüleyen ara pasları gerileme dönemindeki takımı, yeniden ayağa kaldırmak için ateşliyor gibi.
34 yaşındaki İspanyol yıldız, boşuna 15 yıl Real Madrid forması giymemiş, boşuna dünya yıldızı olmamış. Ama tek başına yapabileceği bu kadar. Daha fazlasının Quaresma'nın dönüşüyle olabileceği kesin.
Öteki sakatların da iyileşmesi Beşiktaş'ı ilk haftalardaki çizgisine döndürecek ama...
Ricardo Quaresma'nın dönüşü hiç kuşkusuz muhteşem olacak!