Ne ona ne bana
Heyecanla beklenen maç...
Belki de yılın derbisi olacak. Bu maçın ilk 15 dakikasından bahsetmek gerekir.
Bu denli süratli ve dayanılmaz futbol bir takımın belki de 90 dakikalık enerjisine mal olacaktı.
Fenerbahçe tarafından yakalanan üç net gol pozisyonunun harcanması Trabzonspor'un şansından ziyade Fenerbahçeli oyuncuların topa son temastaki beceriksizliğine bağlanmalıdır. 16. dakikada Rodrigues'in attığı sarılacivertlilerin ilk golü Fenerbahçe'nin ilk 15 dakikadaki müthiş futbolunun gazını aldı. Bundan sonra oyuna denge gelmeye başladı.
Nitekim 28. dakikada Ekuban, beraberlik golünü attı. Bundan sonra da sarı-lacivertli takım birkaç pozisyon yakalamasın rağmen yine son vuruşlardaki ve egoist tutumları yüzünden bir türü öne geçemedi.
Zaman zaman ise Trabzonspor'un akıllı akınlarla rakibini zora soktuğunu da unutmamak gerekir.
Bu da futbolun bazı kritik havalarda olan mantığıdır.
İlk yarı içinde hakem Fırat Aydınus'un sıfır hata ile atmosferi elektrikli bir maçı idare etmesi Türk hakemliği adına sevindiricidir. Bu davranışı ile kendisi hakkında ileri sürülen ön yargıları da bloke etmiş oldu.
İkinci yarının perdesini ise Uğurcan'ın yaptığı peş peşe müthiş kurtarışlar açtı. Ancak ilerleyen dakikalarda oyuna çok süratli başlayan Fenerbahçe'nin gittikçe oyundan düştüğü ve sahada ağırlığını kaybettiği, adeta beraberliğe rıza gösterir hale geldiğine şahit olduk.
Trabzonspor ise oyunda rakibine göre daha şuurlu ve akılcı oyun ortaya koyarken deplasman takımı olmanın tüm gereklerini yerine getiriyordu. Rakip sahada bu denli bir maçtan aldığı bir puanla bordomavililer, bu haftadan karlı çıktı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.