Yıldızsız kupa!
Futbol bir temaşa sporudur. İnsanlar sırf kazananları isteseler atletizm, boks, güreş, hatta yakar top seyrederlerdi. Bu nedenle büyük statları dolduran heyecanlı seyirciler, güzel futbolun yanında, yıldız sporcuların spektaküler hareketlerini de görmek isterler. Elbet sonuç da önemlidir ama gösterişsiz, kuru mücadele ve kör dövüşü arzu edilmez. Yarın sona erecek olan son Dünya Kupası, bu özelliklerden büyük ölçüde yoksundu ve robotların kıyasıya mücadelelerine benzer şekilde geçti. Yaşları 40'dan küçük olan bazı yazarlar, eski müthiş yıldızları, sahada "Vals yapan" takımları ve unutulmayan maçları seyretmedikleri için, bu seneki Turkcell Süper Lig'imize benzeyen ve kondisyona dayanan mücadeleleri çok beğenip, "En güzel Dünya Kupası" gibi bir yorumda bulunuyorlar.
Tam bir fiyasko
Koçsis, Puşkaş, Hideguti, Czibor gibi Macar futbolcularını, Cihat'ları, Metin'leri, Lefter'leri, Müller'leri, Cruyf'ları ve daha onlarca sayılacak gerçek yıldızları, bunları sahadaki nefis hareketlerini seyretmedikleri için, "Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler" atasözü misali, birkaçı hariç "Sahte yıldızlara" hayran oluyorlar. Gözlerini para hırsı bürümüş, kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen ve bu yolda her türlü spor dışı hareketleri doğru sayan yeni nesil futbolcular, sporun dostluk, kardeşlik ve seyri hoş güzel bir eğlence olduğunu düşünmeden insafsızca rakiplerine saldırıyorlar. Güney Afrika maçları maalesef hem gösterilen futbol, hem yıldız sanılan futbolcular yönünden tam bir fiyasko oldu. Çok sayıda hakem hataları da bunlara tuz biber ekti. Torres'ler, Messi'ler, Mesut'lar bile saman alevi gibi parlayıp, söndüler ve devamlılık gösteremediler. Bu nedenle 2010, Dünya Kupası tarihine, "Futbolsuz ve starsız kupa" olarak geçecektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.