Sistem nerede?
Madalya sayısına bakarak sporumuzun yönünü tayin ediyoruz. Yani işler biraz iyi gitse sporumuzun kurtulduğuna inanacağız.
Aslında bu bir aldatmaca.
Türk sporunun değil bazı federasyonların özel çabasıyla yüksek katılım sağladık. Bunu Türk sporunun total başarısı olarak kabul etmek hata olur.
Geçtiğimiz yıllarda aynı hatayı yaptık. Eğitim ile sporu beraber yürütmediğimiz sürece de Türk sporunun nüfusumuza ve gücümüze uygun madalya sayısına ulaşması mümkün olmayacak.
Bizde spor yöneticileri iyi çıkarsa kısa süreli bir kıpırdanma yaşanıyor.
Şimdi Bisiklet Federasyonu'nun başında Emin Müftüoğlu var. Göreve geldiğinden bu yana 8 yıl geçti. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu canlandırdı.
Emin başkan bırakırsa
Dünyanın önemli bisikletçilerini ülkemize getirdi. Bizim gençlerimiz de büyük yıldızlarla pedal çevirmeye başladı. Genç bisikletçiler, yurt dışında kamplara gitmeye başladı.
Gençler düzeyinde madalyalar gelmeye başladı. 2008'de dağ bisikletine, 2012'de yol bisikletine sporcular gönderdik. Derece alamadılar ama 4 yıl sonra o da gelecek. Kısacası her şey iyi. Şimdi düşünün. Emin başkan diyelim ki bir nedenle görevi bıraktı.
Eğer yerine kendi ekibinden, vizyonu geniş bir başka isim gelmezse ne olacak? Diyelim gelmedi ve günü kurtarmayı seven bir yönetici geldi.
O zaman başa döneriz. Anlatmaya çalıştığım şu: Bizim sporumuzun ileri gidebilmesi için sistemin kurulması gerekir.
Böyle olursa kimin federasyon başkanı olduğu önemsiz bir ayrıntı haline gelir.
Yoksa ister 5 madalya alalım, ister 15 farketmez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.