Ne de olsa İspanya
İspanya'nın Barcelona'dan farkı yoğun pas trafiğinin ardından pozisyon üretmekte sıkıntı çekmesi.
Bunun nedeni açık. Elde Villa ve Messi yok. Bunun yanına bu turnuvada coşku eksikliği eklenince yenilmezlik görüntüsü ortadan kalkıyor.
Turnuvada kalesine en az şut çektiren takım İspanya. Maç başına 7.5 şut çeken Ronaldo ise bu konuda zirvede. Onun heyecanı, isteği ve tabiri caizse şehveti aslında Messi yokken sahalara hükmetme hevesinden.
Portekiz, rakibin pas trafiğini bozmakta pek büyük güçlük çekmedi.
Bu pas oyununda dam üstünde saksağan rolünü üstlenen Negredo'nun varlığı, önceki maçlarda birbirine yakın oynayan İspanyol orta sahasının uzaklaşması ve tabii ki Portekiz orta sahasının çalışkanlığı bu durumu ortaya çıkardı. Ancak Portekiz'in gol formülü Ronaldo'nun kişisel gayretleriyle yarattığı zorlamalar olunca pozisyonu az bir maç izledik.
Normal sürenin sonunda Ronaldo, uzatmada Iniesta ve Pedro önemli fırsatları kaçıran adamlardı.
Uzatmada daha etkili bir İspanya vardı. Portekiz yorulmuştu.
Pedro ve Fabregas da pas trafiğinin düzelmesinde önemli rol oynadılar. Kazananı penaltılar belirledi. İspanya kazandı ama bu oyunun finalde yeterli olması mümkün değil. Bu kadar çok itiraz eden ve niyetleri pek de iyi olmayan futbolcuları yönetmek Cüneyt Çakır için kolay olmadı.
Sıkıntılara karşın Çakır, bize bir gurur gecesi daha yaşattı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.