Ukrayna'ya yazık

Aman İspanya ile oynamayalım!
D Grubu takımlarının kafasında bu vardı. Hepsinin değil tabii ki. Ukrayna kazanmak zorundaydı. Birinci, ikinci fark etmez bir şekilde çeyrek finale çıkmalıydı.
Rooney'nin cezasının bitmesi İngiltere için büyük şanstı.
Onun yaratıcılığı Gerrard'ın işini kolaylaştırabilirdi. Ukrayna'nın doğal olarak önde oyunu kabullenmek isteyeceğini düşünen Roy Hodgson, takım savunmasını sıkılaştırmıştı. İngilizler, Ukrayna'nın coşkusuna soğukanlı bir biçimde yanıt verdi. İlk yarıda az pozisyon verdiler. Shevchenko'nun kenarda oturduğu maçta Ukrayna'nın pes etmeye niyeti yoktu.
Bu kadar inatçı, bu kadar istekli takım bulmak zordur.

1966'yı hatırladık
Gerrard'ın aklı, kalecinin hatası ve Rooney'nin bitiriciliği bir araya gelince gol geldi. Ama Ukrayna daha fazla pozisyona girmeye başladı. Dikine, tempolu, heyecanlı bir futbolla İngiltere'nin üzerine gitmeye devam ettiler. Maçın belli bölümlerinde sahadan sildiler İngiltere'yi. Ukrayna'nın çizgiyi geçen topu gol olarak sayılmazken akıllara 1966'daki İngiltere-Almanya finali geldi.
Ukrayna'nın hocası Blokhin, hazır olmayan Shevchenko'yu da sahaya sürdü. Ama bu baskının sonucunu alamadılar. İngiltere öyle ya da böyle istediğini elde etti. Ukrayna gönüllerde hoş bir sada bırakarak elendi. Fransa'nın İsveç'e yenilmesi ise gecenin sürpriziydi.