Bruma faktörü

Fatih Terim, "Kazandığında da kaybettiğinde de saygı duyulan bir takım olmalıyız.
Amacımız insanları mutlu etmek, oyundan keyif almalarını sağlamaktır..." felsefesine sahipti.
G.Saray'a gelecek hoca bu felsefeye sadık kalmalıdır. Öncelikli hedefi arkadaşlığı korumak, Florya'daki aile ortamını yaşatmak olmalıdır...
Sezon başından beri ilk kez G.Saray'ın bu kadar yüksek tempoda ve etkili oynadığını gördüm.
Belli ki başkan Ünal Aysal'ın oyunculara verdiği özel yemekte yaptığı konuşma takıma sinerji olarak yansımış.
Bir gerçek var ki; G.Saray'ın öne doğru hızlı oynamasında ilk kez onbirde maça başlayan Bruma direkt etkili oldu. 19 yaşındaki Portekizli yıldız adayı, sahanın her yerine depar atıyor, topla rakibi kolay geçiyor. Onun gezgin oyun anlayışı Drogba, Burak, Selçuk ve Engin'i rahatlattı. Rizeli oyuncular Bruma'ya odaklandıklarında ya Burak'ı ya da Drogba'yı gözden kaçırdı.

Ali Palabıyık freni...
"100'ler Kulübü"ne girmenin stresini yaşayan Burak, geçen sezon benzer pozisyonlarda attığı golleri hovardaca kaçırdı.
İlk yarının en silik ismi 34'te çıkan Sneijder oldu. Dedikodu konusunda çenesinin çalıştığı kadar ayakları çalışmıyor. Resmen arkadaşlarının emeğini çalıyor..
G.Saray, Burak'ın kaçırdığı golleri fazlasıyla aradı. Çünkü Rize 1-1'i bulduktan sonra alanına kapanıp, kontrataklarla G.Saray'ı zorladı. Selçuk'un atılmasından sonra G.Saray risk alarak kurduğu baskı galibiyeti getirmedi.
Not: Hakem Ali Palabıyık tempolu oyunun freni oldu. İki takıma da avantaj kurallarını uygulamadı.
Hafif dokunuşlara faul çaldı, tekmeyi basana kart bile göstermedi. Ayıp..