Pamuk ipliği...
İlk yarım saatte Gökkuşağı, Galatasaraylı oyuncuların üzerindeydi. Melo'nun önce füzesini sakatlanma pahasına Casillas kurtardı.
Ardından yine Melo'nun önce kafa, sonra topukla yaptığı vuruşu kaleci Lopez kurtardı.
En önemlisi Snejder'in gollük pasını Burak ön direğe koşu yapmayınca kullanmadı.
Real Madrid'in Galatasaray kalesinde ayak izi bile yokken bir uzun topta 40 milyon euroluk İsco, Chedjou'nun hatasını golle cezalandırdı.
Gol sonrası Gökkuşağı kayboldu, Galatasaray'ın üzerine "Dert Yağmur"u yağmaya başladı.
Drogba'nın sakatlanması adeta hezimetin habercisiydi.
Çünkü, Galatasaray sahadaki savaşçısını kaybetmişti.
Terim maç öncesi; "Kazanmak için bizde yürek de var, istemek de var" demişti.
Geçen sezon Real'i 3-2 yenen Galatasaray'ın o günkü fizik gücü, temposu ve takım ritmi sezon başından beri yoktu. Galatasaray'ın fizik gücü yüreğinin sesine ayak uyduramadı.
Kariyerine yazıldı
İkinci yarının başında Burak'ın Amrabat'ın ortasında topu gol yapamaması sonun başlangıcı oldu. Melo'nun hatasıyla Benzema'nın attığı gol Galatasaray'ın maçı döndürme adına pamuk ipliğine bağlı moralini ve direncini dibe vurdurdu.
Real Madrid grubun favorisi de olsa, skorun ağır hezimet boyutuna ulaşması dilerim Galatasaraylı oyuncuların hem lig hem de kalan Avrupa maçları için oyuncuların psikolojilerini olumsuz etkilemez.
Bu hezimet hem Galatasaray'ın tarihine hem de Terim'in kariyerine yazıldı. Gecenin en güzel ve en doğru hareketi taraftarın "Selçuk takımı buraya getir" diye tribünlere çağırmasıydı.
Sonuçta hayat devam ediyor, geçen yıl Avrupa'da çeyrek final oynayan bu oyuncular değil miydi?
Büyük takımların her dibe vuruşlarının parlak yükselişleri olmuştur. Şimdi Real hezimetini unutup, yönetim-teknik heyet-futbolcular ve taraftarlar kenetlenip yaraları sarmalıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.