Yıldırım'ın payı büyük
_Galatasaray, Türk Telekom Arena'daki ilk maçında Sivasspor'u 1-0 yendi. Galatasaraylı oyuncular arasında müthiş bir golü atma yarışı vardı ve 70. dakikada Servet ilk golün sahibi oldu. Kazım, Yekta, Culio, Stancu forma giydi. Galatasaray'ı ve tabii ki yeni oyuncularını nasıl buldunuz?
Maç bana zerre kadar zevk vermedi. Galatasaray'ın oynadığı futbol ümit de vermedi. Bu takım nasıl yönetiliyor anlamam çok zor!..
Digiturk'ün dahi yorumcusu maçın 81. dakikasında keşfetti Galatasaray'ın eksiğini!.. "Bu takıma santrafor lazım" dedi. Galatasaray'a santrafor lazım olduğunu 5 yaşındaki çocuklar biliyor. Galatasaray'ın kadrosunda iki santrfor var. Biri durmadan sakat, öbürünü de Hagi adam yerine koymuyor, kapıya koymuş; Baros ve Mehmet Batdal.
O zaman bu takım ara transferde ne yapar? İlk işi, birinci işi nedir? İlk transferi nedir? Galatasaray santrfordan başka her şeyi transfer etti. Sonra hâlâ diyorlar ki 'Bu takım iyi yönetiliyor.' Santrfor transfer etmiyorsan Batdal'ı kazanmaya bak. Çocuğu dışlayacağına, 'On para etmez' diyeceğine...
Öyle bir konuştu ki Adnan Polat, Adnan Sezgin ve Hagi, kimse talip de olmadı Mehmet Batdal'a... 'Kendi malına kötü' diyen bir satıcı olur mu ya? Almayı da bilmiyorlar, satmayı da!.. Baros tribünde oturuyor, Mehmet Batdal ortada yok! Yayıncı kuruluşun sunucusu da 81. dakikada büyük keşif de bulunuyor; "Galatasaray'ın santrfora ihtiyacı var" diyor!... Kahkahalarla güldüm.
Bu kadar adam alınmış, edinmiş güya... Maç boyu Galatasaray'ın pozisyonu yok. Atılan gole bak. Galatasaray'ın en kazması Barış'ınasisti ve de kendine 'takım bul' denen Servet'in golü...
SİVAS-ANTALYA HEDİYE ETTİ
_Golün ardından Sivas'ın pozisyonları vardı. Rakibin bir topu direkten dönüyor; iki mutlak golü var akıllara seza... Birisini Ufukharika kurtardı, öbürünü nasıl kaçırdı adamlar anlamadım. Rıza Çalımbay asıl güçlü forvetlerini bir türlü oyuna sokmadı maçın başından beri... Kamanan'ı devrede soktu, Eneramo'yu da dakika kala aldı. Herif oyuna girer girmez Galatasaray'ı dağıttı.
_Kamanan ve Eneramo daha erken girse sonuç farklı olabilirdi.
Rıza kazanmayı düşünmüyor. Tıpkı Antalya'da Şifo Mehmet'in kazanmayı düşünmediği gibi... Yani, resmen Sivas ve Antalya, Galatasaray ve Fenerbahçe'ye üç puanı armağan ettiler.
HAKEM DÜDÜĞÜNÜ ASARDI
Gerçi Fenerbahçe'ye armağan edilen 3 puan da Aziz Yıldırım'ın payı çok büyük. Devre arasında hakemlere öyle konuştu ki iki net penaltısını veremedi hakem. Ertesi gün gazetelere bakıyorum. Tek satır yokFenerbahçe aleyhine verilmeyen penaltılardan... Ama tam tersi Deniz'in eline çarpmış da top, penaltıymış da hakem onu görmemiş. Vay anasını sayın seyirciler.
Yobo'nun Uğur'a yaptığı penaltının tartışılır yanı yok. 'Onu vermeyen hakem düdüğünü asmalı.' Yani asardı da... Maçı 1-0 Antalya kazansaydı ve böyle bir penaltıyı Fenerbahçe lehine vermeseydi hakem şimdi yoktu. Bitmişti işi. Ama ben devre arasında Aziz bunları konuşurken sana söyledim burada "Trabzon şampiyonluğurüyasında görsün" diye. Trabzon'un net penaltısı verilmedi. Trabzon iki puan kaybetti. Fenerbahçe aleyhine çalınmayan penaltılarla 3 puan kazandı!
Bu hafta ara 2 puan daha açılacakken tam tersi oldu Fenerbahçe farkı hakemlerin penaltı kararlarıyla iki puan kapattı. Daha neler olacak göreceksiniz.
Necati'ye yapılan hareket penaltı. Çift ayakla dalmak yok.
Topa değsen de yok. Erman hoca, bu yanlış yorumu Türkiye'nin başına bela etti. Çift ayakla dalışı FIFA yasakladı.
Çift ayakla dalış kartlık. Önden dalarsan sarı kart, arkadan dalarsan kırmızı kart... 'Faul' falan demiyorum. Çünkü çift ayakla dalmak sakatlığa yol açıyor. Doğru aşil tendona gidiyor.
O hareket her zaman penaltı.
1988 yılında Avrupa Şampiyonası final maçında Van Basten'e verilen penaltıdan beri bu konu tartışılmıyor artık.
Topa değmek penaltıyı önlemez. O şekilde daldın mı o hareket doğrudan adamın ayağınadır ve sakatlamaya yöneliktir.
Aşil tendonunu paramparça edersin ve ayak bileğini kırarsın. Onun için yasak. Sen iki bariz penaltıyı çalma; ondan sonra Fenerbahçe maçı kazandı, Aslan Fener, Galatasaray da kükremiş oluyor!.. Aslan kükremiş!..
KAZANMAYI DÜŞÜNMEDİ
_Antalya maçın büyük bölümünü sahasında kabul etmeyi tercih etti.
Antalya kötü oynadı. Kötü oynamasına rağmen Fenerbahçe o kadar kötü ki buna rağmen hakemle kazandı.
Antalya kazanmayı düşünseydi bitirirdi işi. Çoktan bitirirdi işi. Mehmet kardeşim bir türlü maçı kazanmaya yönelik hamle yapmadı.
Orada Fenerbahçe'yi bozacak, süratli adam, adam eksilten adam Tita... Böyle bir hakeme rağmen Tita ortada ilerde oynasa Lugano kırmızı kartı görmüştü. O Tita santrayı geçmiyordu. Orta sahada oynatıyor Tita'yı. Yok efendim bilmem kim Tita'ya adım attırmamış. Nerede? Tita'ya adım attırmayanŞifo... İki tane ağır adamı koymuş oraya; Yobo ile Lugano, onlarla oynamaya bayılıyor. Top gibi oynarlar tabii. Ağır adamları bunların önüne koyarsan hangisini oynatırlar? Oraya süratli adam koyacaksın.
Tita'nın önde oynaması gerektiğini 90 dakika farkına varmadı.
Bu maçta özellikle oynatması gereken adamın Veysel olduğunu hiç fark etmedi. Veysel'den başka herkes oyuna girdi. İkinci yarı yaptığı iki değişiklik neye yönelik anlamadım!
1-0 mağlup takım, gol atması gerekiyor, onları niye oyuna sokuyor? Hangi özelliklerinden dolayı? Resmen hediye edilmiştir. Rıza ve Şifo, iki BeşiktaşlıFener'e ve Galatasaray'a puan hediye ettiler.
HOŞ AMA BOŞ BİR GOLDÜ
_Gökhan Gönül'ün golüyle ilgili ne düşünüyorsunuz ve tabii oyuncuların golün ardından Kocaman'a koşmalarını nasıl yorumluyorsunuz? Bu da maçın önüne geçen bir gelişmeydi...
Oyuncuların, Aykut'a koşmaları maçın önüne geçiyor da Alex'inkoşmaması maçın önüne geçmiyor. Bence asıl önemlisi bu...
Gökhan'ın golü hoş bir gol ama boş bir gol... Orada birbirlerine topa bakarak bırakan iki tane Antalya stoperi var. Beni öyle bıraksalar ben de vururum topa... Bir de kalesini bırakmış, 6 metre dışarıya çıkmış, şaşkın bir kaleci var!.. Gökhan da futbolcu... Fenerbahçe'nin en iyi futbolcularından bir tanesi... Önü bomboş, kaleciyi de ileriye çıkmış görürsen, topa da vurursun... Gökhan'ın kaybettiği topu iki kişi önüne bıraktı!..
Bir de önünü açtılar, 'vur'diye... Hadi ayak koymuyorsun, baraj gibi yap... Açtılar önünü, 'Gökhancım buraya kadar geldin, at'dediler! Ömer efendi de çıkmış, şaşkın şaşkın dolanıyor ortalıklarda...
* * *
FAYDA EDECEK Mİ!
Güneş'in "Hakem konuşmam" demesi çok akıllıca ama ne fayda edecek göreceğiz
_Trabzon iki kritik karşılaşma oynayacak. Birisi kupada Beşiktaş ile diğeri ligde Fenerbahçe ile...
Şansını nasıl görüyorsunuz?
Ben Trabzon'un Beşiktaş maçını ciddiye alacağını düşünmüyorum.
5 puan farkla lider durumda olan bir takım. Kupada kendini fazla zorlamayacaktır. Trabzon'un kilit maçı Fenerbahçe ile... Fener'e kaybederse lig şampiyonluğu riske sokabilir. Onun için ben Trabzon'un iki zorlu maç oynayacağını düşünmüyorum.
Bir antrenman maçı olacak, bir zorlu maç oynayacak.
Ama o zorlu maçı da bana sorarsan Fenerbahçe ile değil hakemle oynayacak. Çünkü ikinci yarının ilk haftasında hakemlerin Fenerbahçe'ye karşı tavrını ortaya koydu. Aziz Yıldırım'ın mesajları yerine ulaşmış.
_Bunun yanı sıra Kocaman ile Güneş arasında "Penaltı" polemiği sürüyor. Son olarak Güneş, "Hakemi konuşursam küçülürüm" diyerek imalı bir açıklama yaptı.
Şenol aslında akılcı konuşuyor, hakemleri daha fazla karşısına almamak, daha fazla tahrik etmemek için "Biz hakem konuşmayız" demesi aslında çok akıllı bir hakem konuşması... Ama ne fayda edecek; göreceğiz...
POLAT AÇILIŞ GÖRSÜN
_Dünya Üniversite Oyunları, Erzurum'da başlıyor. Tesisler ve hazırlıklar tamamlandı. Kar yağmaması bir handikap gibi görünüyor ama bu sorun da teknoloji ile aşılacaktır.
Orada kar sorunu olmuyor. Pek çok kış oyunlarında taşıma yöntemiyle sorunu çözdüler. İlk defa olan bir şey değil. 'Kar' diye bir sorun olmayacaktır.
Önemli olan bu organizasyonla Erzurum'un iç ve dış turizminin gelişmesi. Bu konuda da açılış töreninin çok önemli bir rolü var. Çünkü herkes biliyor ki bütün dünyada televizyon reytinginin en yüksek olduğu zamanlar açılış ve kapanış törenleri...
Sporla ilgisi olmayanlar bile o şovları izliyorlar. Erzurum'da da güzel bir şov olacağını düşünüyorum ben... Mustafa Erdoğan hazırlıyor. Adnan Polat da gitsin görsün bakalım, açılış nasıl oluyormuş...
TÜRKİYE'NİN ŞANSI VAR
_Katılacak sporculardan çok fazla bahsedilmiyor ama Türkiye'de yapılması itibarıyla alacağımız dereceler de çok önemli. Hangi dallarda yarışacağız, fazla bilinmiyor. Dilerim bu konuda payımıza hüzün düşmez.
Türkiye'de kayak sporunun nerede olduğunu bilmiyoruz!
Ne yazan var, ne yayınlayan var, ne bilen var. Gelenleri hiç bilmiyoruz. Daha önce bu tür oyunlara yığılıyordu sporcular. Ama şimdi Dünya Şampiyonaları farklı. Her hafta bir yerlerde yarışıyor ünlü sporcular. Profesyoneller ve çok büyük paralar kazanıyorlar. Mesela Dünya Kayakla Atlama Şampiyonası 20 etap... Dünya Slalom Şampiyonası 25 etap... Bilmem ne şampiyonası 15 etap... Adam buralara giderken, niye gelsin Erzurum'a!.. Büyük paralar kazanmak varken...
Daha evvelden Dünya Şampiyonası bir haftada bitiyordu.
Geri kalan haftalarda adamlar her yerde yarışıyorlardı.
Şimdi öyle değil. Şimdi etap etap oldu ve her hafta bir yerdeler. Hem geziyorlar, hem de tonla para kazanıyorlar.
Bizimkilerin şansı da artıyor, göreceli olarak...
Not: Röportaj kupa maçından önce yapılmıştır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.