Nefret ediyorum!
_Almanya güçlüydü yenildik, normal karşıladık (!) peki Azerbaycan karşısında ne oldu? Bu milli takımın ve Hiddink'in iflası mıdır? Maçı nasıl okumak gerekiyor?
Maçı izlerken bundan seneler evvel eşim Holly'nin bana söylediği bir lafı hatırladım. "Her zaman haklı çıkmandan nefret ediyorum" diyordu. Ben her zaman haklı çıktığım için boşandık sonunda... Ve ben kaybettim!..
Azerbaycan maçını da seyrederken haklı olduğumu görüyordum ama kaybediyorduk. Ben haklı olduğum zaman Galatasaray kaybediyor, ben haklı olduğum zaman milli takım kaybediyor. Ben haklı olmayayım ki tuttuğum zaman kazansın, milli takım kazansın... Ama ne yazık ki Holly haklı... Ben de haklı çıkmamdan nefret ediyorum artık. Ben artık haklı çıkmak istemiyorum. Ben yanılmış olmak, özür dilemek istiyorum.
Hiddink'i uzun uzun konuşmaya gerek yok. Bu konuda söylenecek her şeyi söyledim ben. Futbol Federasyonu'na da sözüm yok. Onlar için de söylenebilecek her şeyi söyledim.
Benim sözüm hala ve hâlâ medyaya... Dördüncü güç medyaya...
Azerbaycan-Türkiye maçının oynanacağı gün sevgili arkadaşım Mehmet Demirkol'un yazısını okurken tüylerim ürperdi. Mehmet, Türkiye'nin en önde gelen futbol yorumcularından biridir. Mehmet diyor ki; "Biz kim, Almanya'yı yenmek kim. Biz Almanya'yı yenmeyi düşünmemeliyiz.
Biz haddimizi bilmeliyiz, biz Almanya karşısında berabere kalmayı ya da az farkla yenilmeyi düşünmeliyiz.
Bizim hedefimiz bu grupta birincilik olamaz.
En iyi ikinci olmayı, bilemedin play-off oynamayı hedeflemeliyiz."
Bu ülkenin en seçkin futbol yorumcularından bir tanesi bunu diyor.
Biz de bu aşağılık kompleksi oldukça hiçbir şey olamaz.
Azerbaycan, Türkiye'yi yenmeyi nasıl düşündü!..
Hiddink efendi diyor ki "Onlar dünya klasmanında 3., biz 21.'yiz. Yenmemiz nasıl düşünülür? Azerbaycan 102. ve Azerbaycan, Türkiye'yi yenmeyi düşündü. Tesadüfen kazanmadı.
Maçtan evvel Azerbaycan Teknik Direktörü Berti Vogts'un konuşması var. "Türkiye'yi yeneceğiz. Çünkü ben Türkiye'nin maçlarını izledim.
Kazakistan gibi bir takımı duran top golüyle yendiniz.
Belçika'yı tesadüfen yendiniz. Almanya önünde de top oynayamadınız. Biz bu takımı yeneriz" dedi ve yendi. Üç tane de mutlak gol kaçırarak yendi.
Son 20 dakikada aptalca geriye çekilmese, Servet'in santrfor oynadığı bölümlerde, topu sadece ileriye vurup, maçı duvar tenisine çevirmese, maçın başındaki gibi paslaşarak ve hızlı kontrataklarla çıkmayı düşünse son bölümde 3-4 gol daha yerdik. Azerbaycan son 20 dakikada bize en azından beraberlik golü atmamız için her türlü yardımı yaptı. Onu bile başaramadık.
GİZLİLİKTE ÇİRKİNLİK VAR
Şimdi bir minik hoca farkı... 7 korneri var Azerbaycan'ın, 7 korneri var Türkiye'nin... Azerbaycan'ın golü kornerden...
Nasıl bir gol: Hazırlanılmış, çalışılmış bir gol. Topu adam 18'in köşesine doğru vuruyor, iki kişi Türk savunmasını yanıltıcı koşular yapıp, topun üzerinden atlıyorlar, üçüncü adam adeta penaltı atar gibi vuruyor topa... Bizim attığımız 7 kornerde, çalışılmış izlenimi veren bir tane atış var mı? Gözünüzün önüne geliyor mu? Yani bir duran top organizasyonumuz dahi yok!.. Ne diyeyim ben Hiddink için!..
Maçtan sonra Emre'nin konuşması olağanüstü güzeldi.
Böyle bir maçın ardından insan öfkeli olur, dağılmış olur.
Ben Emre'nin bu kadar dikkatli, bu kadar derli toplu, bu kadar da önemli şeyler söyleyeceğini tahmin etmezdim.
Bayıldım.Tam bir kaptan gibi konuştu. Keşke o olgun tavrı saha içinde de gösterse... Türkiye'deki eksiklerin neler olduğunu gayet iyi özetledi. "Bu maçta biz takım olarak da iyi değildik, birey olarak da iyi değildik. Sahanın dışındaki arkadaşlığımızı sahanın içine koyamıyoruz. Hiçbirimiz kendi yeteneğimizi yansıtamadık" dedi. Şimdi sen bireysel olarak da iyi değilsen, takım olarak da iyi değilsen; bunun sorumlusu kim? Emre'nin bu konuşmasını saklamak lazım. Türkiye'deki bütün hocalara ders olarak...
Daha önce, "Hiddink iyi hoca. Geçmişte kariyeri belli ama Türkiye için yanlış seçim. Çünkü bu adam çerçiye (köy, pazar dolaşarak eşya satan kimse) döndü. Bir hedefi yok. 'Ne koparırsam kardır' diye düşünüp o takımdan, bu takıma gidiyor. Bize böyle bir hoca yaramaz. Bize Türk takımının altına imzasını atacak, hırslı, inançlı ve 24 saatini bu işe harcayacak biri lazım. 18 Süper Lig takımından sadece 7'sini izleyen adamdan hoca olmaz" dedik.
M edyadaki arkadaşlar bana kızdılar, 'Sen kim oluyorsun da Hiddink'i eleştiriyorsun' diye... Adam hiçbir Türk futbolcusunun farkında değil. Mantalitenin farkında değil ve bu adama ben yılda 11 milyon euro ödüyorum.
Anlaşma da yapmışım bu parayı da açıklamıyorum. Vergi kaçakçılığı mı, ne yapıyorsa!.. Yarın kara para mı aklayacak; bilmiyoruz. Gizlilikte her türlü çirkinlik vardır.
Kuşkusu olmayan adam, şüphesi olmayan adam, art niyeti olmayan adam niye gizlesin ki? Bunu sözleşmeye niye koydursun?
Neresinden bakarsan iyi tarafı olmayan bir adama ben milli takımı emanet etmişim. Buna benim medyam sesini çıkarmıyor. Tam tersine bir de adamı sahipleniyor.
Hadi bakalım şimdi ne diyecekler?
ARDA'YI ARAR OLDULAR
Bunlar çünkü tabelacı. 'Belçika'yı, Kazakistan'ı yendik' diye göklere çıkartıyorlardı, hadi bakalım şimdi Azerbaycan'a yenildik; ne diyecek tabelacılar? Birileri bağıracak mı? 'Kahrolsun Hiddink. Go home Hiddink' diye.
Türkiye'nin başına gelen her şey medyasının bu şaşkınlığından.
Türkiye'de iler tutar bir medya yok. Türk sporunu sahiplenen, Türk futbolunu sahiplenen, aşağılık kompleksi olmayan bir spor medyası yok.
İşte İspanya, Dünya Şampiyonu oldu. Biz grupta İspanya'yı yenemez miydik, geçemez miydik? O zaman Almanya'yı yenmeyi düşünmem neden kabahat olsun? Almanya'yı yenmeyi düşünmemen kabahat; Almanya'yı yenmeyi düşünmemem aşağılık kompleksi... Benim karşımda 54'ün Almanya'sı yok. Benim karşımda 74'ün Almanya'sı yok. Yaş ortalaması 24 olan yeni bir takım kuruyor Almanya!.. Ve onu da gördük.
Efendim, Messi'li Arjantin'e dört atmışlar. Tabelacılığı bırak kardeşim. Messi'li Arjantin ne oynadı ki Dünya Kupası'nda 'futbol' diye. Messi ne oynadı? Messi'nin bir tane maçı var mı? "Arda'nın, Messi'den neyi eksik" dediğim zaman benimle yine alay etmişlerdi. Messi'nin oynadığı Arjantin'de Messi'nin kimse farkına varmadı.
Şimdi altı puan kaybettik herkes Arda'ya bağlıyor. "Arda olsaydı bu maçlar böyle olmazdı" diye. Ne farkı varmış Messi ile Arda'nın. Messi ile Arda'nın çok farkı varmış.
Arda takım oyuncusu, oynamadığı zaman takımda eksikliği belli oluyor. Messi'nin oynadığı milli takımın Messi'den haberi yok. Bana bir tane maçını söylesinler.
Messi'nin, Arjantin milli forması ile oynadığı bir tane maçını söylesinler.
BİR ADIM İLERİYE GİTMEYİZ
Büyük oyuncu, büyük maçın oyuncusudur. Senede iki tane Real Madrid maçı oynayarak büyük olunmaz. Messi, Arjantin milli takımında ne yaptı?
Amerika kupalarında ne yaptı? Dünya kupalarında ne yaptı; biri bana söylesin. Ama "Messi ile mukayese ediyorum" diye benimle dalga geçiyorlardı ama şimdi 'Arda yok' diye Türkiye yok oldu. Galatasaray yok oluyor. Hangisi daha önemli futbolcuymuş o zaman!..
Azerbaycan yenilgisi; Türk futbol medyasının yenilgisidir.
Başka kimsenin değil. Tabelacı ve aşağılık kompleksi yazarlar olduğu sürece biz bir adım ileriye gitmeyiz. Maçtan önce ben ne dedim: "Azerbaycan maçının sonucu ne olursa olsun, Hiddink'ten hesap sormamız ve yeni bir düzene geçmemiz gerek." Ama bugün diyorlar.
Azerbaycan'a yenildik biz. Yenseydik 'Gördün mü? Dört maçta üç galibiyet alan adamı bir de eleştiriyorsunuz' diye yazacaklardı.
Şimdi 'Allah'tan arada 5 ay var. Bu beş aylık arada şapkamızı önümüze koyup yeni düzene geçmemiz gerek' diyorlar. Niye? Çünkü Azerbaycan'a kaybettik. Azerbaycan maçından önce cesaret edemediler. Çünkü kafaları hep tabelaya göre...
* * *
NE BİLİYOR Kİ KONUŞUYOR
Sen eğer Volkan Şen gibi bir adamı fark edemiyorsan, takıma çağırmıyorsan o lafı söylemeye hakkın var mı!
_Hiddink, Azerbaycan maçının ardından "Türk futbolu yeni yıldızlar yetiştiremiyor" dedi ve düşüşü bir nevi buna bağladı. Türk futbolu bir gerileme dönemi mi yaşıyor?
Ne biliyor yetiştiremediğimizi? Türk spor medyası, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş'tan başkasını izliyor mu? Gazetede okumasına imkan yok. Kendin izleyip bulacaksın. Sen eğer Türk futbolunun şu döneminde Volkan Şen gibi bir adamı fark edemiyorsan, takıma çağıramıyorsan o lafı söyleyemeye hakkın var mı? Türkiye şampiyonuBursaspor'dan bir tek adam yok Azerbaycan'a karşı oynayan. Azerbaycan'ın kapalı savunma yapacağı belli. Kapalı savunmaya karşı senin tek kozun duran toplar; belli... Duran toplara en iyi kafa vuran adam Ömer Erdoğan; belli... Ömer Erdoğan takımda yok. Yani temelde de adam yanlış, ayrıntılarda da yanlış. Ömer Erdoğan ile Servet Çetin'in duran toptaki kafa vuruş averajının farkında değil.
ŞİMDİ BEN DALGA GEÇİYORUM
Maskeli Servet gitti, bütün duran toplara. Maske de kayıyordu arada... Ömer kenarda oturdu. Şimdi maç seyretmezsen, Türkiye'de yaşamazsan, Türkiye'nin havasına girmezsen, uzaktan kumandaile Türk Milli Takımı'nın hocası olamazsın, olamazsın, olamazsın! Bunu bütün Türk medyası, Mahmut Özgener'in kafasına vursaydı bu rezalet olmazdı. Vurmadılar; vuranla da dalga geçtiler. Şimdi de ben onlarla dalga geçiyorum. Hadi konuşun bakalım. 'Azerbaycan, Türkiye'yi yenebilir ama Türkiye Almanya'yı yenemez.' Mantaliteye bak. Hadi konuşun bakalım...
* * *
ŞANSIMIZ YOK
Aylardan beri oynamayan adamlardan hangi futbolu bekleyebilirsin! Bu görüntüye bakarsak şansımız yok
_Öümüzde 5 ay gibi uzun bir süremiz var. İki mağlubiyet gruptaki şansımızı ne kadar etkiler? Hiddink'in varlığını da tartışmamız gerekiyor mu bu noktada?
Grupta her şey hâlâ olabilir. Benim o görüşüm hiç değişmedi. Şu grupta Almanya dahil yenilmeyecek takım yok. Almanya'yı her takım yenebilir. İşte Kazakistan maçının devreyi 0-0 bitirdi ki grupta Kazakistan en zayıf takım. Belçika da Almanya'yı yenebilir, Avusturya da yenebilir. Almanya da ahım şahım bir top oynamıyor. Görünen köy o ki şansımız yok. Ama oynanan futbolun düzeyine bakarsan, son maçın son düdüğüne kadar, yani matematik olarak iş bitmeden ümit kesilmez. O ayrı... Ama ben eski sözümde ısrar ediyorum. Türkiye Futbol Federasyonu Hiddink'in hedefini açıklasın. Parasını açıklamıyor, hedefini açıklasın. 2012 Avrupa Şampiyonası'na götürmek mi? 2014 Dünya Şampiyonası'na götürmek mi? Bu iki hedef farklı takımlar gerektirir. 2014'e götürecek adamın dediğim gibi günde 24 saat, hatta 36 saat Türkiye'de olması lazım. Türkiye'nin bütün sahalarında maç seyretmesi lazım. 2014'te oynayacak çocuk belki bugün 14 yaşında, 15 yaşında. Hollanda'da yaşayıp, 'Oğuz (Çetin) Bey bana kadroyu yaz, ver. Ben de açıklayayım' demekle bu iş olmaz. 2012 ise hedefin o zaman bütün üst düzey maçları Bank Asya dahil izlemek zorunda. Türkiye'deki maçları izleseydi mesela Sabri sol bek oynamazdı. Sabri'yi bir taktik gereği oynatmadı sol bekte. Sol bek bulamadığı için oynadı orada. Çünkü Caner'in farkında değil. Brezilya Milli Takımı'nın sol beki Santos'u kesen Caner'in farkında değil. 35 yaşında olmasına rağmen müthiş bir form içinde olan İbrahim Üzülmez'in farkında değil. Çünkü geleceğin yıldız adayı olan İsmail Köybaşı'nın farkında değil. Bildiği isimler, Hakan Balta, Sabri, Gökhan. Hakan sakat olunca, Gökhan ve Sabri oynuyor. Gökhan sakat olursa Sabri ile oynuyor. Böyle bir şey olur mu? Aylardan beri oynamayan adamlardan sen sanki hangi futbolu bekliyorsun? Futbolun en önemli unsurlarından biridir maç eksikliği... Sen takımın yüzde ellisini maç eksiği olan futbolcularla kurabilir misin? Adam Metin Oktay'dır, adam ne bileyim Messi'dir. Üç ay sakattır, iyileşmiştir. 'Tamam' dersin. Ama sıradan bir adamın hiçbir süperliği olmayan bir adamın, kötü oynadığı için oynatılmayan bir adamı sen hem de dördünü beşini bir takıma doldurursan o takımdan nasıl futbol beklersin? Tekrar söylüyorum; güneş balçık ile sıvanmayacak kadar açıkken Hiddink orada duruyorsa, bunda kabahat Hiddink'in değil. Adam bulmuş geri zekalıları 11 milyon euro'yu atıyor cebine...
11 MİLYONA 'HAYIR' DEMEM
Şimdi Hollanda'dan biri bana gelse, 'Hıncal sen oturduğun yerde oturmaya devam et. Arada bir bana telefon et. Bir şeyler sorayım; sen sana cevap ver ve de sana senede 11 milyon euro vereyim' dese hayır mı derim? Hele bir de 'Sana vereceğim parayı açıklamayacağım. Ne Hollanda maliyesi, ne de Türkiye maliyesi peşine düşmeyecek. Bu kara para. İstersen İsviçre bankasına yatırayım' dese ne diyeceğim ben? Ben de mi olacak kabahat; yoksa bana bu teklifi yapan Hollandalılar da mı olacak! Biz bu durumdayız. Bu duruma benim medyam ses çıkarmıyor. Acı tarafı bu... Niye dördüncü güç; yasama yanlış yapar, denetlesin; yürütme yanlış yapar, denetlesin; yargı yanlış yapar, denetlesin. Neyi denetliyor
medya!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.