Nostalji
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 15 Ağustos 2024, 22:02:13, Güncelleme: 16 Ağustos 2024, 06:50:14
Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nden elenmesinin elbette sorgusu yapılmalı. Futbol bazen ne taktik dinler ne istatistik. Talihiyle gol atan talihsizce gol yiyebilir. Ama Fenerbahçe'nin Lille karşısındaki mücadelesine kim ne diyebilir? Hak edenlerin kaybetmesi ilk değildir son da olmayacaktır önemli olan kendini onarmak. Asıl talihsizlik de Ferdi Kadıoğlu'nun Lille karşısında forma giymemesidir. Bir adam bir takımın karşısında nedir? Adı Ferdi'yse her şeydir! Ferdi Kadıoğlu'nun takımdan ayrılmasının telafisi çok zor.
Bu takımın olgunlaşacağı gerçeği ortadayken, bazı futbolcuların oluşturduğu soru işaretlerinin üzerine gidilecektir. Yargılama işini gelecek maçlara bırakalım. Mourinho kaybetmeye tahammülü olmayan bir teknik adam görüntüsü çizebilir ama eleştiri alan davranışlarını Türkiye'deki sistemden haberdar olduğu içindir ki gardını almak gibi düşünmek de yanılgı olmaz. Mourinho üzerinden "sportmenlik masalları" üretenlere sorun bakalım, "bu ülkenin futbolunun altını üstüne getiren kabadayılar için ağzınızdan tek cümle çıktı mı? Tek satır kalem oynattınız mı?" H H H
Futbol medyasında ağzı karanfilli adamlara hayat yokken, kullanılan cümlelerde sürekli olarak "vur kır parçala" emirleri bilinçaltına şırınga edilirken neyi konuşuyoruz? Adaleti mi zarafeti mi? Hayatın nimetlerini hep birileri alıyor, hukukun üstünlüğü akıl almaz hesapların altında kalıyor. Ama adalet herkese eşit uzaklıkta değil diye bizim de hak arama çalışmalarını aksatmaya hakkımız yok. Haksızlığa karşı küçük dilini yutanların tarafını tutanlar utansın!
Futbolun güzel insanlarla şekillenmesine izin vermeyen hayatın içinde, teknik adam adabını başka boyutlara taşıyan Abdullah Avcı'ya yapılan saldırılara bakıyorum. Daha sezonun başında hançerler çıkarılmış. Bu mudur yani? Taraftarlık ve destek adına nasıl bir yapılanmadır bu! O Abdullah Avcı'nın külü bile altın değerindedir. Bu ülkede asaletin ve zarafetin kök salması adına güzel insanları işaret etmek de boynumuzun borcudur.
Rahmetli ve asil kulüp başkanlarına bile tribünlerde sövülen bir ülkeyiz biz. O asil insanlar futbolun da insanlığın da tarihini yazdılar. O insanları unutmayanlara saygılarımı sunuyorum. Beşiktaş Başkanı Sayın Hasan Arat'ın rahmetli Süleyman Seba'nın ölüm yıldönümünde mezarına çiçek koyması, ardından da rahmetli Ali Sami Yen'in mezarına gidip aynı saygınlığı göstermesi saygı duyulacak başkanların varlığının ispatıdır. Böylesine zarif bir başkanın başarılı olup olmaması bile mühim değil. Adamlık ve zarafet gerçek başarıdır çünkü.
Eskiden sinemalarda yer göstericiler olurdu, şimdi evlerde herkes koltuğunu kendi seçiyor. Bizler de eski ceketlerimizin cebinde kalan biletlerle kardeşlik ve komşuluk kokan eski filmlerde çocukluğumuzu izliyoruz. Öncekiler adaletten yanaydı, suçu olmadan suçlananların yanında dururdu. Şimdikiler suçlanmamak için suçlayanların saflarında duruyor. Öncekiler aşk insanıydı sevgiyle sulardı çiçekleri, şimdikiler suyu kanla değiştirdiler. Öncekiler pantolonları yamalı gezerdi şimdikiler güçlüye yamanıyor. Gel de nostalji delisi olma!