Hakkı Yalçın

Hakkı Yalçın

17 Ocak 2024 | Çarşamba

Doğru ve yanlış!

Günümüz futbolunu izlerken, her takımda birçok futbolcunun dudaklarından dökülen küfürlü sözcükler ekranlarda tane tane okunuyor. Hepsi de bir şeyleri bir yerlere "koyuyorlar!" Kulüpler de onları yere göğe koyamıyor.
Herkes çirkinliğin zirvesindeyken, "onlar ne güzel insanlardı" diyorum, mazinin yolculuğunda temiz yüzlü, terbiyeli eski zaman futbolcularını saygıyla anarken!
H H H
Bir maç önce Konyaspor'u silip süpüren bir takımda sezon başındaki futbol şenliğinin yeniden başladığını düşünürken, Gaziantep'te bambaşka bir Fenerbahçe izledik.
Yapay bir baskı, doldur boşalt sistemi! Sanki hepsi sözbirliği etmiş;
"bugün bizden görüp göreceğiniz futbol bu kadar!" Son dakikada Lukoviç'in o muhteşem kurtarışı olmasa 2 puanın kim vurduya gitmesi işten bile değildi.
Sahada özel adam aradım, sadece Ferdi Kadıoğlu'nun klasik bindirmelerini gördüm.
Bir hafta önce başka bir galaksiden geldiğini ironik olarak ifade ettiğim Cengiz Ünder, pazar gecesi uçuşa geçemeyen arızalı UFO gibiydi.
H H H
Dzeko'nun sahadaki duruşunda da vuruşlarında da gariplik vardı, 'herhalde ayakkabısının altına beton yapışmış' dedim. Kaçırdığı penaltı da bunun kanıtıydı.
Tadic her zamanki gibi ayağına yakışan topu adrese ulaştırmakta zorluk çekerken yaptığı kırmızı kartlık hareket bir ustaya hiç yakışmadı.
Maçın kaderini İrfan Can Kahveci değiştirdi. Yanlışlarını saf dışı bırakıp, kendinde olanı açığa çıkarmak konusunda bu sezonun en özel adamı da İrfan Can Kahveci.
Beni şaşırtan İrfan Can Kahveci'nin faule maruz kaldığı pozisyonda gördüğü sarı karttan sonra kırmızı kart ihtimaline, Mert Hakan Yandaş'ın İrfan Can'ı kucaklayarak engel olması.
Demek ki her yanlışın bir doğrusu olabiliyor.
H H H
Icardi'den sonra Galatasaray'da birçok şeyin sihri gitmiş gibi. Bu sezon transfer edilen yabancıların takımı sırtlama ihtimali de az. Mertens'in yaşını inkar eden mücadelesiyle, Barış Alper Yılmaz'ın "nerde olsa oynarım" özverisi onlarda yok. Abdülkerim Bardakçı'nın bir tane kötü bir maçını görmedim. Ama yabancılar her maçta neredeyse aynı!
Mücadele ruhuna sahip olmak için "önce aldığım paranın hakkını vermeliyim" duygusunun öne çıkması gerekiyor.
H H H
Beşiktaş'ta Semih Kılıçsoy konuşuluyor. Temiz yüzlü yetenekli üstelik 18 yaşında.
Bu yaşında takımı sırtlama sorumluluğu alan gerçeğin adı; yetenek. O yetenek terbiyeyle birleştiğinde ortaya "geleceği parlak bir yıldız" çıkıyor. İki gözü iki Kartal üstelik "ayakları papyonlu" bir yıldız!
Yıllardır izliyoruz, gençlik ateşini yakmayanlar kulüplerin geleceğini yakar. Böyle özel gençlere de herkes gıptayla bakar!
Kendini hiç geliştirmeyen Salih Uçan'ın bu delikanlıya kendine sorması gerekir. "Ben yeteneğimi nerede kaybettim?" H H H
Bu ülkede kaybolan o kadar çok şey var ki!
Meşru sistemin dışına çıkanlar adına UEFA'dan birçok kulübe ceza geldi.
Kulüplerin başına "futbolun dışındaki" adamları getirenlerin başına bunların gelmesi kaçınılmazdı zaten.
Keşke Avrupa'da işleyen adalet ülkemizin yasalarında da işlese, hukukumuz ne kabadayı tanısa ne dolandırıcı.
Bir ülkede "kişiye özel hukuk" kadar acı ve yıpratıcı bir gerçek olamaz.
Çünkü demokratik bir ülkede kimsenin yasalara yaptırım gücü de olamaz!
Ama ne acıdır ki trollerin mailleri her tarafa ulaşır da bizim elle yazılmış mektuplarımız yetkililerin eline ulaşamaz!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor