Akıl oyuncusu

Hakkı Yalçın hakki.yalcin@fotomac.com.tr

Sezon başından beri izlediğimiz Fenerbahçe'nin hedefe kilitlendiğinde kayıpsız döndüğü görülmüş değildi, döndüler. Futbolun en parlak ışığı bellediklerimiz Trabzonspor karşısında üstelik Saracoğlu'nda söndüler.

Kazanma ruhunun özne olduğu oyunlarda hiçbir perde alkışsız kapanmamıştır.

Yeteri kadar mücadele etmeyen Fenerbahçeli futbolculara karşılık Trabzonsporlu futbolcuların sahaya koyduğu yürek; alkışları sonuna kadar hak etmiştir.

Trabzonspor için Saracoğlu'nda galibiyetten başka hiçbir sonuç verilen mücadelenin hakkı olamazdı zaten.

Trabzon'da olmayan çok şey vardı Fenerbahçe'de. Kaliteli bir kadro, arka arkaya kazanılmış maçların getirdiği özgüven, her şeyden önemlisi dolu tribünler.

Fenerbahçe'de olmayan çok şey de Trabzon'da vardı. İnanç sadakat sükunet.

Fenerbahçeli futbolcuların cümlesinin maçtan sonra kendilerine sormaları gereken bir soru olmalı. "Bu maçı kazanmak için ben ne yaptım?"

Vicdanı olanın cevabı bellidir "hiçbir şey!"

O yüzden sakat futbolcuların yokluğunun arkasına saklanmaktansa, saha içindeki yanlışları öne çıkarmak daha anlamlı olur. Samet Akaydın üzerine yoğunlaşan eleştirilerin, aslında forvet ve orta alanda gezinen etiketli futbolculara yönelmesi gerekir.

Bu galibiyetin tek mimarı var Abdullah Avcı.

Türk futbolundaki en önemli akıl oyuncusu.

Kabadayıların sosyal medya trolleriyle sahte gündem oluşturup itibar gördüğü bir ülkede, duruşunu değiştirmeyen zarif insanların hak ettiği değeri almayacağı mı sanılıyor?

Bu ülkede kendisine en çok haksızlık yapılan teknik direktörler listesinde Abdullah Avcı ilk sırayı alır ama teknik direktörlüğün kitabı yazılsa posteri Abdullah Avcı olur.

Sezon başından beri futbolunu eleştirdiğimiz Galatasaray lider oldu. Fenerbahçe'nin kaybetmesi de Galatasaray'a ikramiye oldu.

İğneyle oynayan Icardi'nin rolünü birilerinin üstlenmesi gerekiyordu, maç kazandıran mıknatıs Kasımpaşa maçında Zaha'nın ayaklarındaydı.

Ama bu takımda sezon başından beri her pozisyona postacılık yapan, her ikili mücadeleye yürek koyan Sacha Boey'i ayrı bir yere koymak gerekir.

Antalya'da yeni bir Beşiktaş enkazı. Herkes kendi yanlışlarını arkadaşının önüne atıyor da kimileri yan gelip yatıyorsa bu sezon çoktan harcanmış demektir. Bazılarının öğrenmesi gereken, o formayı giymenin anlam ve önemini öğrenmektir.

O futbolculara söylenecek tek söz; "yeter artık biraz da güneşin doğuşunu anlatın taraftarlara. Gecelerin zehir olmasını yeteri kadar gösterdiniz çünkü!"

Futbolumuzun sorunu sadece hakemler değil, bıçak gibi cümleler kullanan yöneticiler ve gittikçe yozlaşan bir dünya.

"Adaletsizliğin sabıka kaydına isimlerini yazdıranlar futbolda şiddeti ve nefreti azdıranlardır" dersek bazı hakemleri işaret ederiz.

Futboldaki büyük resim marka değeriyse, o marka değerine zarar verenlerin heybetli naralar atmasındaki çelişkiyi yönetici beylere iade ederiz!

Suya sabuna dokunmadan "ben temizim" demekle kir meselesi hallolmuyorsa, "yöneticilerin lekesi çıkmayan gömleklerinin üzerine kravatı da gizlenen sponsorları hediye etsin" deriz.

Kravatın marka değeriyle futbolun marka değeri arasındaki sırrı çözmeye bekleriz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.