Sona doğru!
Her sezon sonunda Fenerbahçeli dostlarımdan aynı soruyu duyuyorum; "umut var mı?" Umut dedikleri şampiyonluk! Karşı soru üretiyorum. "Fenerbahçe takımında maç kazanacak gücü elden ayaktan düşürenler sorgulanmadan aradaki puan farkı nasıl kapatılır?" "Talihimiz yok abi" diyenler var. Gülümsüyorum, "futbol; kazanmak adına içi içini yiyen adamlarla güzeldir sahada pasif direniş gösterenlerle değil." Kaderin rotasını kendi elleriyle değiştirenlerin kendilerini değiştirmeyi düşünmediği bir düzende dipnotum da hazır. "Gerçeklere boş nedenler aramakla zamanı yitirenler her sezon Fenerbahçe'yi biraz daha bitirenlerdir!"
Fenerbahçe'nin elindeki kadro yapısıyla bu ligde alıp başını gitmesi gerekirdi. Başlangıç doğruydu sonrası yanlış. Taraftar sezon başındaki resitalden vazgeçti ama son dakikalarda ecel teri dökmeyi de hak etmedi. Elindeki kadroyu doğru kullanmamaktan sanık bir teknik adamı, çok zaman Arda Güler'in sihri ayakta tuttu. En kritik maçlarda Fenerbahçe futbolu unuttu, haritasız bir yolculuğa çıktı. Ne çıkarsa bahtına! Bu sezon ligde hiç derbi kazanamamış, küme düşme hattına çuvalla puan dağıtmış bir takımdan bahsediyorum.
Bu ülkede asalet terzilerine iş verilmiyor, mızıkçı terzilerin makasları adaletli cümlelerin önünü kesiyor. Olsun. Güzel insanlarımızın yüreklerinde hala eski rüzgarlar esiyor. Bizler güzel düşüncelerini gözlerinin içinde biriktirenlere 'adam' diyoruz, tekmesini konuşturanlara değil. Ama onlara suskun kalanları da ayıplıyoruz.
Rakibine kasti olarak tekme atan ve sahadan kendini attırmak için çırpınan futbolcusuna bile arka çıkıp, sürekli olarak "hakem etkileme çemberini" çeviren Jesus'a, bu takım şampiyon olsa bile saygı duyulmaz! Çocukluğumuzun gururlu babaları vardı da kimse görmesin diye hepsi de duvar diplerinde ağlardı. Rakip kalecinin vakit geçirmesini kaybedilen puanlara gerekçe gösteren bir teknik adamın "sözyaşları" ondaki çaresizliğin simgesidir!
Fenerbahçeli dostlarımın sorduğu sorunun cevabına gelince; "lig bitmeden her şeyin bittiği varsayılmaz." Galatasaray'ın bu kadar kritik bir zaman diliminde bu şampiyonluğu en az Fenerbahçe kadar istediği gerçeği de yok sayılmaz. Galatasaray'ın da tedirgin edici gerçekleri var. Yedek kulübesi Fenerbahçe kadar zengin değil. Savunmadaki savrukluk, orta alandaki boşluk hep bir tehlike işareti. En kritik maçlarda gördük; rakip ceza alanında top İcardi'yle buluştuğunda maçın kazanılma ihtimali çoktur. Golcülüğün teminatı her ne kadar yetenek olsa da bir forvet oyuncusunun yalnızlığı kadar yıpratıcı bir gerçek de yoktur.
Bundan sonra hiçbir maçın kolay olmadığını Okan Buruk bizlerden iyi biliyorsa, kalan maçların sonuçlarını ve ligin kaderini Galatasaray'ın mücadele şekli belirleyecektir. Sevda ayaklanınca kimse yolda kalmaz ama oynanmamış maçları kazanmış saymak kadar büyük yenilgi de olmaz. Hatırlatmakta yarar var!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.