Perde arkası!
Kimsenin gülmediği şaka gibi. Onca transfer onca imkan ve neredeyse lig bitecek ama Fenerbahçe hala takım olamadı. Kötü futbol yine suçüstü yakalandı da suçu üzerine alacak biri yok. Beklenen refleks izinde! Başları sıkışınca "dış güçler" masalını üretenlerin "iç mihraklarla" uğraşması gerektiğini bilmeleri gerekiyordu. Konulan teşhisleri medyadaki sahte alkışlara kurban edenler bu sonuçların sebebini oluşturdular. Ligin dibindeki Gençlerbirliği, "ihtiyarlar birliğini" İstanbul'da yendiyse ve hala konuşacak bir şeyleri olanlar varsa, "sözyaşlarının" piyasa değeri olduğu içindir. Buna taraftara oynamak denir!
H H H
Maçtan sonra Erol Bulut'un içler acısı savunmasına bakın. "Rakip, kalemize gelmeden kendi kalemize attığımız bir gol var." Ben de derim ki "atmasaydın!" Neymiş, yedikleri gol ofsaytmış, Türk futboluyla ilgili çok fazla şey de söylemek istemiyormuş. Onun yerine ben söylerim! "Türk futbolu kaybetmeyi bile beceremeyen teknik direktörler çöplüğüdür! İşine geldiği zaman kıyakları yan cebine koyanların, kaybedince taraftara oynayanların tiyatrosu!" Harcanan çuvalla para, 20 transfer ve hala ıslak cümlelerle sızlanan beyler için pahalı bir oyuncak. Not: Erol Bulut'un oturduğu koltuğun çivileme restorasyonu Bahattin Şimşek adlı hakem tarafından yapılmıştır.
H H H
Koca Fenerbahçe yanlış ellerde ancak bu kadar kolay harcanabilir. Hayallerin tahtına oturmakla, gerçeklerin inşaatına gecikenlerin harcadığı bir sezon daha mı geliyor? Erol Bulut, Fenerbahçe'yi hatıra defteri olarak görüyorsa bunu onun yanına bırakmazlar. Emin olun böyle bir adamı hala görevinin başında tutanların da peşini bırakmazlar. Kimler mi? Fenerbahçe'nin gerçek sahipleri!
H H H
Serdar Aziz'i seyredin futboldan da utanırsınız hakemlerden de. Sarı kartı var ardından da attığı kasti dirsekler. Hele son dakikada sahte penaltıya yatırım yaptığı bir pozisyon var ki, "herhalde" diyorum "bu adam Fenerbahçe'nin içine sokulmuş Truva atı." Ama hakemlerin ve Erol Bulut'un böyle bir adamı kayırmasının bedeli, Gençlerbirliği'nin galibiyetinin kapısını Serdar Aziz'in açmasıyla ödendi. İlahi adalet böyle bir şey.
H H H
Beşiktaş'a bakıyorum takımda aşk var. Her futbolcunun koşulsuz katıldığı bir yardımlaşma var. Her şeyden önemlisi eldeki yetersiz imkanlarla "imkansız diye bir şey yok" gerçeğinin sahaya yansıması var. Futbol yaşa da bakmıyor etikete de. Giydiği formaya saygı gösteren emekçilere ve alın terine bakıyor. 37 yaşındaki Atiba'yı izliyorum da sanki enerji santralı, yaratıcılığı da caba. Atiba'nın Beşiktaş'tan aldıklarıyla Beşiktaş'ın Atiba'ya verdikleri arasında paradan daha değerli bir alışveriş var; "sevda." Peki, Fenerbahçe'nin Mesut Özil'e verdikleriyle Mesut Özil'in bu sezon Fenerbahçe'ye vereceklerini teraziye koyarsak ne bulabiliriz? Armani etiketini mi pahalı bir otomobil markasını mı? Yoksa hazır olmayan bir adamı ne olursa olsun transfer etmenin perde arkasını mı? Not: Her perdenin arkasında birilerini parmağında oynatan başka birileri vardır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.