Krema!
konyaspor karşısındaki Fenerbahçe'yi bu sezon ilk kez böylesine iştahlı oynarken gördük. Samuel ve Valencia'nın adam eksiltmek konusundaki becerilerinin sihrinde, orta alanda monotonlukla kesilen ilişkinin ve mücadele ruhunun etkisi vardı. Henüz hazır olmayan Mesut Özil'in orta alanı bitkisel hayata soktuğunu görmek için sakatlanması mı gerekiyordu? "Mesut oynasaydı bu takım yine zora girerdi" cümlesinde kimseye yapılmış bir haksızlık yoktur. Bir takımın şahdamarının orta alan olduğunu söylemeye de gerek yoktur.
H H H
Sezonun en özel transferi Szalai. Sahanın ortasındaki kartpostal. Bir adam bu kadar beyefendi bir duruş sergiler de bu kadar mı yürekli oynar. Olmayan faullerle hakemi kandıran, rakibine insafsızca dirsek atan ne kadar savunma adamı varsa Szalai'yi izlesinler de asaleti görsünler. Ama asalet denen gerçek ne yazık ki herkeste mevcut değil.
H H H
Konyaspor maçından sonra, "iyi bir Fenerbahçe'nin yenemeyeceği takım yoktur" gerçeğinin altını çizdim. (Ama iyi takımlar bir kez kötü oynarken dikkat çeker, kötü takımlar da bir kez iyi oynarken) cümlesini de parantez içine aldım. Erol Bulut'a gönderdim! "O yüzden Fenerbahçe sezon başından beri yağmalanan puanların hesabını iç güçlerde arasın dış güçlerde değil" mesajını da yöneticilere yolladım. Çünkü iyi yönetilen bir kulüp iç güçleri de hizaya getirir dış güçleri de.
H H H
Herkesin hakkını verelim, ligin en kaliteli futbol oynayan takımı Beşiktaş. Sergen Yalçın'ın mucizesidir bu. Sergen Yalçın kendisine dair yaratıcı gerçekleri futbolcularına sunmayı ilke edindiği içindir ki ortaya böyle bir takım çıktı. Çaresizliğin şampiyonluk karşısındaki kelime anlamıdır Beşiktaş. Bir teknik adamın doğrularının futbola yansımasıdır. O yüzden Beşiktaş'ın sezon başındaki enkaz yığınından bugünlere gelmesi şampiyonluk kadar değerlidir.
H H H
İki gün önce Kadınlar Günü'nü kutladık. Koca ülkeden futbolun içine bir kadın hakem sokuldu o da kaçak yolcu muamelesi gördü. Ama kadınların olmadığı futbolda iyi yere açılan tezgahları yıllardır izliyoruz. Neymiş futbol erkek oyunuymuş! Kendisine sinek bile dokunsa 8 takla atanların, utanmadan sahte penaltılara yatanların ve haram puanlara gururla el uzatanların tiyatrosuna "erkek oyunu" deniyorsa erkeklik öldü abiler! Erkeklik parayı bulduktan sonra öldü. Eskiden "delikanlıca" diye bir tabir vardı onurlu erkekler için kullanılırdı o da kalmadı.
H H H
Futbolun ihanet kapasitesini aşmasına daha çok var ama asıl film bundan sonra başlıyor. Kaybedince ortalığı yangın yerine çevirenlerin ezberlenmiş hallerini izliyoruz. Haksız kazancın kapısına güm güm vuruyorlar, sanki ahır kapısı. Onlar bir şekilde kazansınlar da gerekirse ülke yansın. Oysa çocuklarımıza nasıl bir miras bıraktığımızı düşünerek yaşamak zorundayız. Yıllardır hakemlerin şampiyonluk kremasına ihtiyaç duyanlar utansın!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.