Müdahale!
Daha ligin ilk haftasında çirkin fragmanlar başladı.
Adaletten nefret eden hakemler listesi yapsam başına Cüneyt Çakır'ı yazarım.
Kayserispor maçını bir daha izleyin ve geleceğe bir yolculuk yapın.
Mazinin tarlasında çirkef Melo'yu hatırlayın.
Her yanından çamur akan Melo'nun Cüneyt Çakır'ın gözbebeği olmasındaki sırrı çözmenize gerek yok.
Fatih Terim'in korku çemberinde birçok hakemin böyle güzel hatıraları mevcuttur.
Hitchcock bile kendi filmlerinde görünmeyi boşuna seçmedi!
Futbolumuzda güçler dengesinin kontrolü ele geçirmek istemesiyle, haksızlığa diş geçirmek arasında mücadele var.
Ne acıdır ki medya bu mücadelenin haksızlık tarafını seçiyor.
Başakşehir ligin lideri üstelik 3 yıldır harika projenin sembolü.
Başakşehir büyürken büyük sayılan takımların küçüldüğü göstermekten utanıyorlar belki de!
Ya da korkularına konum atmakta usta olanların en kolay çıkış yolu; "adaleti kim kaybetmiş biz bulacağız." Ben de diyorum ki; "Kötü bitecek bir maceranın sonundaki karanlıkta hepimiz kaybolacağız." Gazeteciliğin donanım gerekmeyen bir mesleğe dönüşmesinden sonradır, zorbalığın paha biçilmez olması!
Ve meslek itibarını kaybetmesi!
Adaletin izini sadece hakemler üzerinden sürmeyelim.
Kulüpleri borç batağına sürükleyip o borçları bizlere ödeten başkanların günahlarının izlerini sürelim biraz da.
Bir şirket gibi değil, başkanların babasının malı gibi yönetilen kulüplerin ülkenin geleceğini sömürmesinin önüne geçmenin zamanı gelmedi mi?
Borçlarının sorumluluğunu onlara bırakmadıkça, onlar da kural tanımaz halleriyle kulüplerin yakasını bırakmayacaktır.
Onlar bir koyup bilmem kaç aldılar!
Oysa zarafet eğitimle alınmaz adalet de!
İnsanın kanında olmalı.
Gelelim futbolculara.
Eski teknik direktörüne karşı tetikçilik yapanların, bugün yeni teknik direktörlerine yalakalık yapmasındaki kültürü futbolumuz başının üstünde taşıyor.
Haysiyet ve onurun saf dışı bırakıldığı bir düzende buna aklını kullanmak deniyor.
Çocuklarımız için böyle futbolculardan iyi öğretmen ve bundan iyi kurs olabilir mi?
Eskiden mazi konulu futbol sohbetlerine girdiğim zaman, Metin Oktay'ın, Baba Hakkı'nın ve Lefter'in mahalle aralarında dolaştığını hissederdim.
Onların mahalledeki çocuklarla sohbet ettiğini falan.
Şimdi o güzelim insanların ruhani gezintisinde yollarının kesildiğini biliyorum.
Ve her yıl da biraz daha değerlerinden uzaklaşıldığını da!
O yüzden futbolun kirli manzarasına kendini kaptıranlar bilmelidir ki...
Bu körü körüne sevdaya elini kaptıran kolunu kurtaramaz!
Bu yazıyı çocuklarını futbola sebil edenlere müdahale hakkımı kullanmak için yazdım.
Kimseyi ırgalamayacağını bildiğim halde!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.