16 Ocak 2018 | Salı

Acaba!

Arda Turan, Başakşehir'e imzayı attı. Türkiye'de verimli olacağı en doğru kulübü seçti. Ve Abdullah Avcı gibi bir gönül adamını.
Arda uzun zamandır futbolun içinde değil ama futbolcu olarak kendisini en son nerede bıraktığının farkındadır.
Onun gururlu bir yanı vardır.
Mazisi ona referansını verirken, Arda Turan da gerekenlere dersini verecektir hiç kuşkum yok!
Benim merak ettiğim, onu harcamak isteyenler için, bu transfer ne ifade ediyor acaba?

Medyada Arda Turan için bir "karalama" kampanyası var.
Birilerini korumak uğruna, Arda Turan'ı "yaralama" kampanyası.
Neymiş takımda Emre Abisi varmış, olacak elbet. Abilik kötü mü?
Adebayor da abisi.
Neymiş, Bayrampaşa'daki yıllarını özlüyormuş! Avrupa'nın gönderine bayrak dikmiş bir gencin ihtirası yoksa, çocukluk yıllarına özlemi çoksa neden yadırganıyor?
Bitmedi! Milli takım hocasıyla sorun yaşamış!
Milli takım hocasının kimlerle sorun yaşadığını bilen parmak kaldırsın! Vicdanları varsa tabii! Başakşehir, Türkiye'de borcu olmayan ender kulüplerden biridir.
Belediye ile bağlantısını da üç yıl önce koparmış ve şirkete dönüşmüştür.
Başkanların parmağında oynatılan büyüklerden farklı yanlarını da her biçimde dışa vurmuştur.
Arda Turan'ı transfer edecek parayı nereden bulduğunu sorgulayıp, Başakşehir'e "devletin takımı" diyorlar ya! Bu ülkede devletin takımları üç büyüklerdir.
Yıllardır onların vergi borçlarını biz ödedik hala da ödüyoruz.
O borçların mahşerde bile ödeştirilmesi mümkün mü acaba? Van Persie gidiyormuş!
Adını töhmet altında bırakan sorumsuz! Ayaklarına beton döktürmüş gamsız! Aldığı paranın zerresini bile hak etmeyen bir haram ustası!
Fenerbahçe'nin Van Persie'yi elden çıkarmak için çırpındığı nasıl gerçekse.
Van Persie'nin Fenerbahçe'nin canına okuduğu o kadar gerçektir.
Böyle birinin geride bıraktığı enkazı temizlemek de tecrübeli beylerin hizmet alanına giriyor.
Düşünüyorum da, Van Persie'nin Fenerbahçe'yi söğüşlemesine sebep olanların da onunla birlikte gitmesi gerekmiyor mu acaba? Devre arasında konuşulan teknik adamlara da baktım, konuşulmayanlara da!
Karşıma çıkan fanatiklerden birine sordum. "Bir kitap reyonunda en son hangi teknik adamı gördün kitap karıştırırken?" Onun veremediği cevabı ben verdim."Onların kadrajında ya silah reyonları vardır, ya bitirim dizilerin fragmanları!" "Kitap okumayan teknik adamlar insanlığın canına okur!" cümlesinde kimseye haksızlık yoktur da...
Zarif adamların değerinin farkına varılması için insanlığın gözünden düşmesi mi gerekiyor acaba? Tarihin hiçbir döneminde kötülükler çocukların bu kadar yakınına sokulmadı. Çirkinlikler hiçbir dönem bu kadar itibarlı gösterilmedi.
Ligin ikinci yarısı için şiddet ve nefret dekorları hazırlanırken...
Karanlık adamların egemenliği tüm haşmetiyle sürerken...
Maviliklerden söz etmenin anlamı kalmış mıdır acaba?