Önce usta sonra çırak!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 09 Kasım 2012, 00:01:10, Güncelleme: 09 Kasım 2012, 09:46:23
Karşıdaki rakip de gezintiye çıkmış çaresiz bir misafirken.
Dün gece kazanmanın yapısına uygun olan takım Fenerbahçe'ydi ve kazandı.
İlk yarıda futbolcuların can yoldaşlığı, futbolu teoriden pratiğe geçirdi ama ikinci yarıda gördük ki, ligde izlediğimiz Fenerbahçe alışkanlarından kurtulamıyor. Önce usta, sonra çırak!
Sow'un olağanüstü mücadelesiyle gelen kırmızı kart olmasa, başı ağrıması muhtemel bir Fenerbahçe görebilirdik.
10 kişilik rakibe verilen pozisyonların yanında.
* * *
Dün gece galibiyetin ırgatı Sow'du..
Takımın en önemli hücresi.
Rakibi deldi, mücadele etti, yaratıcılığın tüm hallerini sergiledi.
Attığı gol de gecenin ona ödülüydü, aldığı alkışlar da.
* * *
Kuyt'ın attığı gole baktım.
Gençliğin dinamizmine, tecrübenin ustalığına.
Rakiplerinden birkaç saniye önce düşünüp hareket etmesi onun özünde vardı da, maçın içinde İngiltere'de izlediğimiz Kuyt'ın kalan fotoğraflarını göremedim.
* * *
Direkten dönen topları, yakalanan pozisyonları gecenin güzel resimleri olarak not ederken.
Meireles'in duruşunu, Mehmet Topal'ın ciddiyetini tırnak içine alırken.
İki takım arasındaki dağlar kadar farkı inkar etmeden, Fenerbahçe'nin ikinci yarıda rakibine pozisyon veren hallerine de dikkat çekelim.
Bekir'in dağınıklığına, Gökhan'ın sıfır etkisine!
Stoch'un kayıp ilanlarında hala kendini bulamayışına.
* * *
Sonuç olarak Fenerbahçe kazandı ama sonuca bakarak gerçekleri gizlemeyelim.
Kötü futbol saklandığı yerden her an çıkacakmış gibi dururken.
Dünkü sonuç ve futbol, bir devam filmi havası yaratsa da.
Her türlü düşüncenin önü açık. İki dişli final bekliyor onu!
Limassol'a benzemeyen!