Yazıyor!..

Fenerbahçe'deki suratsız futbol, evdeki gizemli rekoru da yerle bir etti.
47 maç sonra yenilgi.
Neydi o müthiş tez? "Alex takımın hızını kesiyor!"
Neydi o müthiş yama? "Selçuk Şahin takımın hızını artıracak!"
Yazıyor!.. Yazıyor!..
Bir zincirin; en zayıf halkası kadar güçlü olduğunu yazıyor.
* * *
Maçlarda rakiplerine orta saha armağan eden başka bir takım yoksa...
Kazanırken bile keyif vermeyen ve düşündüren bir takımın geleceği var mı zannediyorsunuz?
Bu takım Avrupa Ligi'nde bir tur atlasa ne olur?
Hala bir sistemin ve yürekli mücadelenin takımı olmadıysa.
Yazıyor!.. Yazıyor!..
Aziz Yıldırım'ın Avrupa Ligi'nde zirveye çıkma masalını yazıyor!
* * *
Eldeki trilyonluk kadroya bakınca görünen bir şey var.
Futbol bu takımda işlenmemiş altın!
Ama takımın ruhunu emen pistonlar, bu madeni de yok ediyor, geleceği de.
Trilyonluk adamlara Fenerbahçe'ye gelince bir haller oluyor.
Krasiç'e baktınız mı?
Adamın suratından düşeni toplayacak hali yok, futbolla ne işi olsun.
Sezon başında, "Seni yakından tanıdığımıza memnun olduk" dediğimiz Kuyt, rakiplerine sinsi dirsek atmayı ve hakeme el kol hareketi yapmayı öğrendi.
Futbol ikinci planda.
Nasılsa koşan da parasını alıyor topallayan da.
Nasılsa "Kazanalım da ne derlerse desinler" diyen bir teknik adam var.
Yazıyor!.. Yazıyor!..
Tek kişilik demokrasilerde sırtını başkana dayamanın; iyi futbol zorunluluğu getirmediğini yazıyor.
* * *
Her şey birbirinin içinden geçiyor.
Soyunma odasına girecek kudreti kendilerinde bulanlar, teknik direktör değil keyfine kahya seçiyor belki de.
Nasılsa, itiraz etmek gibi bir duygu da, Fenerbahçe'deki yöneticiliğin görev hanesinde yazmıyor!
* * *
Yazıyor!.. Yazıyor!..
Beşiktaş, yokluğa karşı var olmanın kitabını yazıyor!
Kartal yürekliler koşarak maç kazanmanın, sükseli siluetlerden değerli olduğunu gösterirken, bizler de onların emeklerine saygıyı yazalım.
Futbolun paradan çok yürek işi olduğunu gösteren Samet Aybaba'yı yazalım.
* * *
Hakemlerin göğsüne takılan rozetle, yönettikleri maçlar arasındaki çelişkiyi de yazalım.
Cüneyt Çakır'ın hakem gibi yönettiği bir maçı ne zaman göreceğiz?
Hafta sonunda Kayseri'nin penaltısını yok saydı. Birkaç dakika sonra Galatasaray'ın penaltısını vermedi.
Ne yaparsa yapsın, ona maç veren bir sistem var çünkü!
Ya Trabzon'daki İlker Meral?
Sormak lazım beyefendiye. "Trabzon'u yaktın da, külleri nereye koydun?"
Yazıyor!.. Yazıyor!..
Hakemlerin bizlerle kafa bulduğunu yazıyor!
Biz de onları yazıyoruz.
Yere düşürdüğünüz kimliğinizi bulun önce.