Hamleler şahı Alex de Souza
Bir adam, pozisyonu yaratır, başkalarının 'öldü' diye arkasını döndüğü pozisyona, üstelik hafiyelik yapar ve golü atarsa.
Alex'in yokluğunda arkasından konuşanlar taş olur.
Attığı gole sevinmeyenler de buz gibi durur.
* * *
Maçın başında durumunu rakibine kabullendiren bir Fenerbahçe vardı sahada.
Farklı bir galibiyetin anonsu gibi bir yayılım.
Ama 20. Dakikadan sonra şaşırtıcı ayarsızlık da sahadaki yerini aldı.
Bir bakıyorsunuz bilgisiyar hızında bir takım.
Bir bakıyorsunuz daktilo ilkelliği.
Savunma dokunmadan açılan kapılar gibi. İlk yarıda iki ayrı Fenerbahçe izledik çünkü.
* * *
Kayserispor'a baktım. "Rakip savunma neresinden yıkılır" dersine iyi çalışmış.
Çok net pozisyonlar da yakaladılar ama pozisyonların içinde bu kadar bulunup, gollerde yok olmak, onların bu sezon klasik hali.
* * *
İkinci yarıda Fenerbahçe adına aperatif pozisyonlar vardı, ama ikinci golden sonra, rakibini elden ayaktan kesen ve sahanın mutlak hakimi bir takım çıktı sahneye.
Bir gerçek var ki...
Takımın hızını artıran, pozisyon zenginliği üreten önce Alex'ti, sonra Stoch...
Bir santrfor için her şeyin başı goldür.
Pozisyona girmek meselenin amortisidir.
Dün gecenin santrforu Alex, hamlelerin şahı olmakla, rakibi mat etmek arasındaki alkışların cümlesini aldı.
* * *
Stoch'un golüne de ayrı bir parantez açmalıyım. "Böyle gol nasıl atılır" konulu bir klip çekilse, bütün yıl keyifle izlenir.
Bu adam istediğinde çok oluyor zaten. Dün gece hem bireysel, hem takım ruhunun özel bir temsilcisiydi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.