14 Mayıs 2011 | Cumartesi

Erkeklik öldü mü abiler?

Ülkenin resimleri değişmişti.
Onlara inat Sadri Alışık'ın resimlerini asıyordum duvarlara. "Erkeklik öldü mü abiler?" diyen sesini de, megafonla duyuruyordum.
Beni gören kuşlar eski zamanlara uçtular. Puştlar üzerine çullandı fotoğrafın.

***

Bir zamanlar anıt gibi yükselen delikanlılık, şimdi paranın ve onursuzluğun peşine düşmüştü.
Dergilerin kapaklarına onlar basılıyor, televizyon ekranlarını onlar kaplıyordu.
Hepsi bir olmuş,"Ne zarafet bırakacağız" diyorlardı "ne adalet."
Sadri Alışık
fotoğrafını ısıranları bile gördüm.
Kemikleri yerinden fırladı hayvanlığın. "Hoşt lan" dedim en irisine.
Adam beni duydu da, sözlerimin çevirisine gerek bile duymadı.
Çocuklarımıza sunaktı futbol meydanı.
Meydanı boş bulanlar, kanı çekilmiş erkekliğin tüm hallerini sergiliyordu.
Onursuz futbolculuk; parayı görünce erkeğin orospuluğuna soyunuyor, mücadele etmesi gerekince kaçacak delik arıyordu.
Bataklıklar kendine ait olmayan hakemleri geri veriyordu da, elde kalanlar da korkaklık sınavı veriyordu.
Yöneticiler tasmasını çekiyordu kulüp yazarlığının.
***

Hakem ve futbolcu eskileri, mesleğimizin sahibi olmuştu artık.
Ekranlar kahpeliğin merkez üssüydü.
Takım elbiseli futbol ağaları, döner bıçaklı delikanlıların bilinçaltına emir veriyordu, duydum. Terörün damarına sokuyorlardı enjektörü, gördüm. Sadri Alışık, sağ elini yarı avuçlayıp, alnının orta yerine koyar, mahallenin yanlışlarına selam çakardı. "Erkeklik öldü mü abiler?" Erkeklik dediğin, eski zamanlardan kalan dürüstlüğün, mahalle namusunun simgesi demek.
Haysiyetin ta kendisi.
Siyah beyaz gazetecilik.
İliklerine kadar namuslu habercilik.
Ve küçüklerini seven, büyüklerini sayan insanlık.
O zamanlar lig sonu manzaraları böyle kirli değildi.
O zamanlar puştluğun getirisi yoktu, bu meslekte yavşaklık para etmiyordu.
Her mahallede Sadri Alışık kaynardı.
***

O yüzden Sadri Alışık'ın ruhu soruyor yine. "Erkeklik öldü mü abiler?" Erkek ölülerinden cevap bile
çıkmıyor

* * *
NURİ ŞAHİN VE EĞİTİM
NURİ Şahin'i 15 yaşında Fenerbahçe adına keşfe çıkan Cemil Turan ve Özcan Kızıltan'dı. Nuri Şahin'in babasıyla görüştüler.
Bu toplantıda, babanın oğlunun futbolcu olmasına verdiği emek kadar, eğitime verdiği değer de öne çıktı.
Dortmund Kulübü, Nuri Şahin'e, her türlü ulaşımı tahsis etmiş, eğitimine de maddi destek vermişti.
Cemil Turan ve Özcan Kızıltan, birbirlerine bakıp, "babalık duygusunu da hesaba katarak" meseleyi orada bıraktılar. Nuri Şahin büyüdü ve Real Madrid'li oldu.
Aldığı eğitimin, sağlıklı düşünen bir babanın ve Allah'ın verdiği yeteneklerin sayesinde oldu bunlar.
Bizim ülkemizde eğitimi inkar eden ve cahil üretimini sürdürenlerin dikkatine...

* * *
EFSANE VE SOLUCAN!
FENERBAHÇELİ Osman Denizci'nin Trabzonspor'la anlaştığı bir sezonu da biliyoruz.
Fenerbahçe-Bursaspor'la şampiyonluk maçına çıkıyor.
Fenerbahçeli Osman formasını son maçta da gururla temsil ediyor.
Harika bir futbol oynayıp golünü atıyor ve Bursaspor'u 2-1 yenen Fenerbahçe, Tabzonspor'un Zonguldak'la 0-0 berabere kalmasıyla şampiyon oluyor.
Futbol sadece futbol değildir.
Onurdur, haysiyettir.
O yüzden Osman Denizci'yi, bugün onurlu bir isim olarak anıyoruz.
Dürüstlüğün efsanesi olarak.

* * *
Emenike'nin futbol ahlaksızı ve karaktersiz biri olduğu ortadayken.
Takımını yüzüstü bırakmayı futbolculuk zannettiği kanıtlanmışken.
Adamlık sınavında sınıfta kaldığı belgelenmişken.
Böyle birini kim transfer ederse, bu ahlaksızlığa ortak olacak demektir.
Ama burası Türkiye.
Emenike gibilerinin her türlü ayıbı kucakladığı bir düzende.
Onu milyon dolarlık etiketiyle kucaklayacak birileri de çıkacaktır. Görelim bakalım, bu gurur kime ait olacak.

* * *
REKLAM ARASI
Adnan Polat, ekranda kendisini savunurken reklam gelirlerinin artmasından bahsediyor. Ya boşa giden transfer giderleri? Ya Avrupa'dan men edilmenin kayıpları? Ya her şeye bedel olan itibar kaybı? Bunlar Adnan Polat için önemli değil. O yüzden de, Galatasaray taraftarı için Adnan Polat "reklam arası!"

* * *
ABDULLAH AVCI...
Abdullah Avcı, futbolun güzelleşmesinde başrol oynayan teknik adamların başındadır.
Abdullah Avcı kupanın final sahnesinde bütün güzellikleri sahaya süren özel bir adamdır.
Bilgidir, birikimdir.
Onun başarısını bir yabancı antrenör elde etse, paha biçilmezdi.
Kupa finalinde Holosko'yu oynatmayan.
İkincilik kupasını alırken kendisini yuhalayan taraftar topluluğuna rağmen, futbolcularını sahada tutup şampiyon Beşiktaş'ı alkışlatan adamdır Hangi takım taraftarı olursa olsun onlara yakışan.
Böyle birini omuzlara almaktır.

* * *
Yakışır Arda'ya
Arda Turan'ın yaşlanınca anlatacağı en dik duruşlu Galatasaraylı şahıs Adnan Polat'mış. Emin olun "ikincisi de Adnan Sezgin'dir." Arda Turan gibilerinin duruşuna uygun olanlar, Galatasaray asaletine sahip olacak değil ya.

* * *
HAFTALIK

Futbol Federasyonu, anarşiye karşı son yılların en yürekli duruşunu sergiliyor.
Tebrikler!

* * *
Futbola politikanın kiri karışırsa.
Başkanlar da, şahsi işlerini sahaya sürerler.
Zarafetin defterini dürerler.

* * *
İşler iyi giderken teknik direktörüne yalakalık yapmak, Türk futbolcusunun geleneksel halidir. HHH Bazı futbolcular bir maçlık kullanılır ve çöpe atılır.
Peçete gibi.

* * *
Yunus Yıldırım gibi bir hakeme, kupa finalinde görev veriliyorsa.
Bu ülkede emeğin değeri yok demektir.

* * *
Fransız ekonomi gazetesi L'expansion'a göre Fenerbahçe 10 yıl içinde Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olacakmış.
Bu takım iki yıl komplekslerden arınmış biçimde yönetilseydi.
O kupayı alması için 0 yıla gerek yoktu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor