10 Aralık 2010 | Cuma

Hey sizler! (3)

Hey sizler!
Beyinleri bir hayvana ait olanlar, evrim geçiren genler, sürüngenler.
Yüreği delikler, bir kadeh içkide boğulan alkolikler.
Lağım fareleri, sıçanlar, konuşurken tükürük saçanlar, Hayvani dürtülerle maça gidenler, gözü dönmüşler, sözünden dönmüşler.
Kasatura delikanlıları, yazı tura infazcıları, omurgalılar, omurgasızlar.

***
Hey sizler!
Ahlaksızlık müritleri, başkanların itleri, kolitler, parazitler.
Şantajcılar, oryantal patinajcılar, beşinci sınıf delikanlılar.
Yüksek kaldırım zamparaları, şerefsizlik eksperleri, emzikçiler.
50 kuruşluk kaldırım helaları, zavallı şöhret müptelaları.
***
Hey sizler!
Televizyon sirkinin şebekleri, kanalizasyon şebekeleri.
Stil geliştiren şeytanlar, entrikacılar, kendilerini korunmaya aldıranlar.
Mertliği aralarına almayanlar, gözlerinin üstünden kaş alanlar, ekranda ağzından kan boşalanlar!
Yerli malı kadavralar, ithal zombiler, pitonlar.
Hey sizler!
Aptal erkekleri bariyer edinenler bacaklarıyla kariyer edinenler.
Düzeysiz ilişkilerde popülerliği yalayanlar, şehvetini göstereceği olay arayanlar.
Sarsaklar, narin bağırsaklar, kalın bağırsaklar!
***
Hey sizler!
Mafya kılıklı dümbükler.
Sahibinin sesleri, hödükler, kansızlık otoyolundaki viyadükler, cinayetlerine kaza süsü veren düdükler.
Birbirlerinin kankaları, soysuzluğun daniskaları.
Bakteriler, virüsler, futbol milisleri, kalleşlik üsleri.
***
Hey sizler!
Peşin hükümcüler, veresiye demokratlar!
Kolpacılar, iltihaplar.
Sözde paha biçilmez, özde ciğeri beş para etmez adamlar.
Kitap okumayanlar, Türk futbolunun canına okuyanlar.
***
Hey sizler!
Futbolun içindeki çeteler, kirli peçeteler, sahte reçeteler.
Yarattığınız bu soysuz düzene gururla bakınız.
Yaktınız futbolumuzu.
Kıçınıza kına yakınız.

* * *
Haddim olmadan
Guti'nin bir futbolcuya yakışmayan "alkollü görüntülerine" baktım.
O yüzden, Guti'nin alkol oranına baktığım kadar, yalnızlığına da baktım.
Bazen en kalabalık zannedilen adamlar, aslında yapayalnızdır.

Guti'nin görkemli bir saha içi duruşu var.
Kendini aşmış bir karizması.
Bir sevgilisi, takım arkadaşları.
Ama en yakın arkadaşı şişeler.
Çünkü o şişelere güvendiği kadar, diğer arkadaşlarına güven duymadığı ortada.

Yabancıları dışlayan cahil futbolculuğun, Beşiktaş'ta varlığını hissettirmediğini söylemeyin sakın.
Bakmayın gol sevinçlerindeki yapaylığa...
Guti, bu takımda her zaman bir yabancı...

Bazen en görkemli adamların içi ağlıyordur. Yaraları küçük olsa da derindir.
Onların alkol oranlarına baktığınız kadar, yalnızlık oranlarına bakın.
Onlar etrafındaki insanlara, bir şişe kadar bile güvenmiyordur emin olun.

* * *

Etik dışına çıkmak Uygun!
Futbol Federasyonu Etik Kurulu, Bucaspor'u yüzüstü bırakıp, Eskişehirspor'la anlaşan Bülent Uygun'a uyarı cezası verdi.
Yani Etik Kurulu diyor ki... "Her yol Ankara!" "Ben seni sonra uyarırım!"

* * *
Diktatörler bile giderdi!
Adnan Polat diyor ki..."Seçime gitmem." "İstifa da etmem!" Tribünlerin protestosu da geçerli değil. Galatasaray'ın neden bu hale geldiği ortada.
Kulübün demokratik bir başkanı bile yok.

* * *
Delili diliyle verdi
Emre Belözoğlu, futboldaki teröre yorum getirmiş. "Futbolcuların davranışları olayları artırıyor!" Teşhis harika.
Peki ya aynaya bakmak?
Bu konudaki en gerçekçi örnek Emre'nin kendisi çünkü Ülkenin en agresif adamı o.
Hakemlerin korkusu da o.
Terörü artıran eylemlerde bulunduğunu bilip, yanlışlarını sürdüren birinin, yarından sonraki hareketlerini kontrol etmesi kaçınılmazdır.
Ama Emre bunu yapamıyor.
O yüzden bundan sonraki eylemlerinde sanık muamelesi görecektir. Çünkü söyledikleri delildir.

* * *
Sevgili çocuklar
Aynı toprakların çocuklarıydık, başka takımlara gönül versek de.
Ezeli rakip bile olsa, kolkola yürürdük maça girerken.
Polisler üzerimizi aramazdı.
Futbol, duygularını kalbiyle terbiye edenlerin tutkusuydu.
Yenilgilerin tesellisini bile kolay bulurduk.
Şimdi avını parçalamak isteyen vahşi duyguların arenasındayız.
Savaşmak için bahaneler bulunuyor, sevmek için değil.
Sırrını çözdük, bizleri birbirimize düşman eden gücün.
Bunları sırf para için yaptılar, kanı bozuk para için.
Ey sevgili çocuklar.
Sadece sizler devirebilirsiniz, bu çamurdan heykelleri.
Onların kan kokan nefeslerinin önüne sizler geçebilirsiniz.
Çünkü çocukları yere serecek formülü, hiçbir büyük icat edemedi henüz.

* * *
Sercan Yıldırım...
Kaçırdıklarına hepimiz şahidiz.
Kaçıracaklarına da şahit olacağız. Futbol böyle bir şey.
Eğer delikanlı olarak, yaşama hızını, futbol hızının önüne taşımazsa...
Magazin alemindeki mengene kadınlarla arasındaki mesafeyi ayarlarsa.
Önümüzdeki sezon ülkenin en önemli santrforu Sercan Yıldırım olacak. Sonraki 2 yıl içinde, bu genç Avrupa'ya açılırsa hiç şaşırmam.
Onda gördüklerimizden fazlası var. Ama onda"kadınlara kolay yenilen" bir saflık ve magazin ruhu da var.

* * *
Haftalık
Şenol Güneş zarafetini, bütün teknik adamlarda görmeyi ne çok isterdim.
Dikkat ettiniz mi?
Transfer mafyası, Fatih Tekke için, çırpınıp duruyor.
Alex'i Mehmet Topuz oynatıyormuş.
Sizi gidi sinsi tüccarlar sizi!
Devler Ligi'ne tek gol ve tek puanla veda eden Bursaspor, meğer tecrübe kazanmış.
Böyle bir tecrübe, küçük düşünenlerin tesellisidir.
Bilica'ya müşteri aranıyormuş.
Park ve Bahçeler Müdürlüğü de olabilir.
Bu ülkenin teröre arka çıkan okuyucu ve izleyici sorunu da inkar edilmesin.
O gizli teröristler.
Misimovic, "Yönetim benden özür dilesin" diyor.
Bu adam hâlâ anlayamadı.
Senin adın Arda değil.
Sercan Yıldırım, Ece Erken'e elbise hediye etmiş.
Ben de Sercan'ı yılın enayisi ilan ettim.