Kusurlu bir ekip çalışması
Fenerbahçe'nin alt kattaki takımlara uyguladığı farklı tarife, onların nam salan felsefesiydi de, fark yapacağı maçı zor kurtardılar.
İkinci yarıda elden ayaktan kesilen mücadeleye bakınca, gelecek haftalara pusula tuttum. "Bu harita sizleri defineye götürmez beyler!"
Yine klasik bir başlangıç. Beklenen baskı, erken atılan goller ve Alex resitali... "Her şey ne kadar tanıdık" dedim. Fenerbahçe kazanmaya ne kadar endeksliyse. Karabükspor kaybetmeye o kadar gönüllü.
Maçı koparan adam Alex...
İlk golde, duran topa adrese teslim postacılık.
İkinci golde, sezginin ustalıkla buluşması.
Bir golün nasıl atılacağını kimse ondan iyi anlatamaz ve gösteremez.
Top onun ayağına geldiğinde, gecenin güneşi çıkıyor da, rakibin de canı çıkıyor.
Mehmet Topuz bildiğiniz gibi, sıradan. Cristian varlığını gösterecek bir eylemde yok. Emre'den daha iştahlı bir başlangıç bekledim. Dişe diş mücadelesi yoktu, ikinci yarıda anlık görüntüleri vardı, o kadar. Gökhan Gönül tutuk. Stoch, koşuyor, koşuyor ama kale önüne gelince pozisyonu boşuyor. Niang'taki düşüşü de şaşkınlıkla izliyorum.
Dün gecenin saygı uyandıran isimlerinden biri varsa, Yobo'ydu.
Ciddiyetini bir an bile bırakmadı.
Karabük'e baktım, elindeki tek güç kırıntısı Emenike...
Onun bireysel bindirmeleri de, Fenerbahçe'yi cenge çağıran bindirmeler gibi geldi bana. Bir meydan okuma...
İlk yarıda güvenilmez arkadaşlarıyla yalnız kaldı ama ikinci yarının başında, kendi yalnızlığının patlamasını yaptı.
Attığı golde, kozmik raylı bir tren gibiydi.
İlk yarıda yenilme eğilimi gösteren Karabükspor'un, ikinci yarı bindirmeleri hem maça heyecan kattı, hem Fenerbahçe gerçeğini dışa vurdu.
Biraz baskı yediğinde, elden ayaktan kesilen Fenerbahçe takımındaki güçsüzlük dikkat çekici. Maça genç başlayanların ihtiyarlaması gibi...
Fenerbahçe'nin ikinci yarıdaki ilk gerçek hücumunu yaptığında dakikalar 65'i gösteriyordu. Dia'nın oyuna girmesi, Fenerbahçe'ye hareket getiriyorsa, Aykut Kocaman'ın bunu görmesi için, maçın sonunu beklemesi sizlere garip gelmiyor mu?
Her zaman söylüyorum, Fenerbahçe'nin yönetim sorunu var.
Bu kadro zenginliğine, bu yoksul futbol, beceriksizlik değilse nedir?
Dünkü hakemi de özellikle işaret etmeliyim.
Dün içler acısı bir hakem vardı sahada.
Biz Bünyamin Gezer gibi adamlardan nasıl kurtaracağız futbolumuzu?
Dün maçın sonucunu, 3 puanla barışık "kusurlu bir ekip çalışması" olarak varsaydım.
Sadece Alex veYobo'nun kusuruna bakmadım.
Maçın bitiminde, Fenerbahçe'nin 3 puanı hak ettiğine dair kanıtları topladım. Alex ve Yobo'nun dışında yine bir şey bulamadım.
Galibiyeti hak ettiğini düşünenler, tribünlere haz vermek zorunda, poz vermek zorunda değil.
O yüzden hala gerçekleri görmek istemeyenlere soruyorum. "Sizin at gözlüklerinizin markası nedir?"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.