Düşünce suçu
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 28 Eylül 2009, 21:06:12, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 17:24:55
Fenerbahçe'nin iki ayrı afişi var. Birinde, sürekli kazanarak tarihi sollamak. Diğerinde, tarihle haşır neşir olurken, yanlışların üzerini süslemek.
***
Fenerbahçe'nin parlak yüzünde, rekora giden bir takımı görüyoruz. Fenerbahçe buraya nasıl geldi? Bu takım, her türlü şartta galibiyetten kaçmıyor, galibiyete koşuyor. Demek ki, takımın kendi özel ritmi var. Talih diyoruz, kötü futbol diyoruz ama... 7 maçlık kayıpsız yolculuğun da, kendine göre bir sırrı var.
***
Alex'in sıradan oynadığı maçlarda bile, olağanüstü işlere eşlik ettiğini görüyoruz. Alex'in kendini büyüttüğü maçlarda, Fenerbahçe'nin ne hal alacağını hayal etmek zor değil. Futbol topu, yakışacağı ayağı iyi biliyor. Ölüyü diriltecek formülü de, Alex'ten iyi kimse bilmiyor. İstatistiklerde şaşırtıcı sonuçların adamı için, yeni bir alfabe icat etmeliyiz belki. Tarihe çoktan geçen biri için...
***
Kazım'ın, uyarı mektuplarına olumlu tepki veren yanını Antalya'da gördük. Cristian'ın sorumluluğunu artırdığında, verimini ikiye katlayacağının izleri mevcut. Emre Belözoğlu, yokluğunda varlığını hissettiren özel biri. Mehmet Topuz, birkaç maç arka arkaya oynatılsın, kendini bulur.
***
Fenerbahçe, parça parça bir takım. Ama parçalar bir araya geldiğinde, nasıl bir bütün olacağı ortada. 7 maçta 21 puan... Evet, bazı maçlar kılpayı. Ne yani, finiş çizgisini nefes nefese geçene madalya verilmiyor mu? Bu meseleden çıkan sonuç... "Gelecek zamanın kilometre taşlarıdır. Şimdiki zaman..."
***
Fenerbahçe'nin renksiz afişine bakalım. Takımın futbolsuz yüzünde, Daum tarihe yün örüyor, ilmeği kuşku. Kazanırken bile, taraftarın keyfini kaçıran başka takım var mı? Güiza, ilkelliğe bağımlılığını yitirmemiş enstantanelerle doluydu. Goldeki zoraki asisti bile titrekti. Parça bütünü nasıl ki etkiliyorsa, Fenerbahçe'nin bu sezon en çok etkileneceği adam Güiza'dır.
***
Gökhan Gönül'de düşüş var. Bizim tanıdığımız Gökhan, ruhu ve bedeniyle rakibi didiklerdi. Çenesiyle değil. Santos'daki gittikçe hızlanan azalmanın önünü kim kesecek? Tarihe göndermeler kitabına posterini yapıştıran Daum mu? Bilinmelidir ki, tarih bazen en zalim hasımdır. Hele tekerrür ettiğinde.
***
Antalyaspor, son dakikada oltasını arayan enayi balıktı. Fenerbahçe'nin geçen sezon olmayacak yenilgiler olan halinin, Antalya'da vitrine çıktığını da gördük. Biliyoruz ki, Fenerbahçe'nin kavgası da derindir, uykusu da. O yüzden gerçekleri işaret edelim. Çünkü onca galibiyete karşılık, yenilgiler de pusuda! Bu meseleden çıkan sonuç: "7 maç üst üste kazanan bir takımı eleştirmek, düşünce suçuysa... Suçu üzerime alıyorum."
***
Bu meseleden çıkan iki sonucun yorumunu da sizlere bırakıyorum. Tarihi sollamakla yetinecek biri değilseniz eğer!..
***
Fenerbahçe'nin parlak yüzünde, rekora giden bir takımı görüyoruz. Fenerbahçe buraya nasıl geldi? Bu takım, her türlü şartta galibiyetten kaçmıyor, galibiyete koşuyor. Demek ki, takımın kendi özel ritmi var. Talih diyoruz, kötü futbol diyoruz ama... 7 maçlık kayıpsız yolculuğun da, kendine göre bir sırrı var.
***
Alex'in sıradan oynadığı maçlarda bile, olağanüstü işlere eşlik ettiğini görüyoruz. Alex'in kendini büyüttüğü maçlarda, Fenerbahçe'nin ne hal alacağını hayal etmek zor değil. Futbol topu, yakışacağı ayağı iyi biliyor. Ölüyü diriltecek formülü de, Alex'ten iyi kimse bilmiyor. İstatistiklerde şaşırtıcı sonuçların adamı için, yeni bir alfabe icat etmeliyiz belki. Tarihe çoktan geçen biri için...
***
Kazım'ın, uyarı mektuplarına olumlu tepki veren yanını Antalya'da gördük. Cristian'ın sorumluluğunu artırdığında, verimini ikiye katlayacağının izleri mevcut. Emre Belözoğlu, yokluğunda varlığını hissettiren özel biri. Mehmet Topuz, birkaç maç arka arkaya oynatılsın, kendini bulur.
***
Fenerbahçe, parça parça bir takım. Ama parçalar bir araya geldiğinde, nasıl bir bütün olacağı ortada. 7 maçta 21 puan... Evet, bazı maçlar kılpayı. Ne yani, finiş çizgisini nefes nefese geçene madalya verilmiyor mu? Bu meseleden çıkan sonuç... "Gelecek zamanın kilometre taşlarıdır. Şimdiki zaman..."
***
Fenerbahçe'nin renksiz afişine bakalım. Takımın futbolsuz yüzünde, Daum tarihe yün örüyor, ilmeği kuşku. Kazanırken bile, taraftarın keyfini kaçıran başka takım var mı? Güiza, ilkelliğe bağımlılığını yitirmemiş enstantanelerle doluydu. Goldeki zoraki asisti bile titrekti. Parça bütünü nasıl ki etkiliyorsa, Fenerbahçe'nin bu sezon en çok etkileneceği adam Güiza'dır.
***
Gökhan Gönül'de düşüş var. Bizim tanıdığımız Gökhan, ruhu ve bedeniyle rakibi didiklerdi. Çenesiyle değil. Santos'daki gittikçe hızlanan azalmanın önünü kim kesecek? Tarihe göndermeler kitabına posterini yapıştıran Daum mu? Bilinmelidir ki, tarih bazen en zalim hasımdır. Hele tekerrür ettiğinde.
***
Antalyaspor, son dakikada oltasını arayan enayi balıktı. Fenerbahçe'nin geçen sezon olmayacak yenilgiler olan halinin, Antalya'da vitrine çıktığını da gördük. Biliyoruz ki, Fenerbahçe'nin kavgası da derindir, uykusu da. O yüzden gerçekleri işaret edelim. Çünkü onca galibiyete karşılık, yenilgiler de pusuda! Bu meseleden çıkan sonuç: "7 maç üst üste kazanan bir takımı eleştirmek, düşünce suçuysa... Suçu üzerime alıyorum."
***
Bu meseleden çıkan iki sonucun yorumunu da sizlere bırakıyorum. Tarihi sollamakla yetinecek biri değilseniz eğer!..