Terazi

Bir yüce bilgeliğe inanmış, iman etmiş insanlarız biz.
İnsanlık onurudur şiarımız.
Ne korkarız, ne kokarız.
Biliriz ki, kainattaki tek mutlak, tek kalıcı güç doğruluktur.
Onun izleyicileri, başka güçlerden çekinmezler, sinmezler. "Süper Lig herkesin sıkletini tartan bir kantardır" demiştik, 2010-11 sezonu büyük ayıplarla biterken.

***

Onlar ise, "Başarıya giden yolda her şey mübahçıları tebrik edin" diye baskı yapmışlardı temiz futbol talep edenlere, bu ülke futbolunun kirliliğine başkaldıranlara.
Tıpkı, UEFA'nın yarım ağızlı davet mektubundan sonra "Herkes sussun artık" diye paylamaya çalıştıkları gibi.
Bunlar o ayıplı, o defolu malı satmaya kalktılar bu ülkenin temiz futbolseverine yıllar, yıllar boyunca.
Önce kutudaydı, sonra tüpte formunu çıkardılar.
Ama mal aynı maldı, ayıplıydı.
Sahte yağlı, sahte ballı, vıcık vıcık, krem gibiydi. Almadık, yemedik, deşifre ettik.

***

Biz adaletin, onlar bizim peşimize düştüler sonrasında.
Yaşananları bir gün mutlaka anlatacağız Allah ömür verirse...
Tıpkı TFF hücrelerinde, UEFA yollarında yapıldığı söylenen pazarlıkları gün gelip birilerinin ağzından kaçıracağı gibi.
Aslında belki de eksik tanımlamışız bir yıl önce Süper Lig'i.
Sadece sıklet tartan bir kantar değil, ayar belirleyen bir sarrafmış da.
İki kuşaktır gözümüz gibi baktığımız, üzerine titrediğimiz bir değerin gerçekten 24 ayar olduğunu da tespit etti mesela.

***
Bilirsiniz, işlemeye, şekle sokmaya müsait değildir 24 ayar altın.
Baktığınızda hepsi altındır da, "el sanatı" uygulamak yani manipüle etmek için ayarı düşürülmüştür bazılarının.
Bizimki pür altındı, 24 ayardı.
Ve onun için dedik ki, varsın TFF karar vermemekte ya da saptırılmış kararlar vermekte dirensin, ayak sürüsün...
Bizim malımız altındır; akmaz, kokmaz, bozulmaz, bekleriz.
2010-11 sezonu lig şampiyonluğu kupasının gerçek sahibine kavuşması için sürecin önemli aşamalarından biri geçilmiştir artık.
Bu hafta itibariyla adalet yerini bulmuş, hak da yerini bulmak için yola çıkmıştır.

***
Ve aslında, hakkı gasp edilenlerin ebedi kupası gelmiştir bir anlamda.
Pırıl pırıl, tertemiz, terazi şeklinde bir kupadır o.
Ve o terazi, bu satırların yazarının burcudur aynı zamanda.
Herhalde ondandır ki, dürüstçe tartar sonra da buraya yazar açıkça.
Tarihe not olsun diye. Bu artık son olsun diye...