Şike evrimleşirken
Billboardlara ilan vermiş bir televizyon, tartışma programı için: "Topraktan mı geldik, maymundan mı geldik?"
Elbette bilim araştırır, cevap vermeye çalışır ama ben zaten geldiğimiz değil gittiğimiz yeri merak edenlerdenim.
Adam ne güzel yazmış sayfasına: "Maymundan mı geldik bilemem ama maymuna gittiğimiz kesin!"
Ben hem yaradılışa hem de bilime inanırım. Dolayısıyla bir şekilde evrimleştiğimizi düşünüyorum.
Gerisine karışmıyorum; dedim ya, nereye gittiğimizi düşünüyorum.
Allah inancı, doğa sevgisi olan insanım. Ve sadece doğadan korkarım.
Zira bu evrende yaşayan insanlar olarak her şeye, herkese karşı durabiliriz de, depreme, tufana, sele, çığa karşı bağışıklığımız söz konusu değildir.
Doğa efsanelerini severim.
Saatli Maarif Takvimi'ne bakarım ara sıra: Ayandom fırtınası, Zemheri fırtınası, hamsinin başlangıcı, birinci cemre (havaya), ikinci cemre (suya), üçüncü cemre (toprağa)... Birinci cemre doğrudan Şampiyonlar Ligi'ne gider, ikinci cemre ön eleme oynar, üçüncü cemrenin adresi Avrupa Ligi'dir.
Berdelacuz (Kocakarı soğuğu) biteyazarken yargılanma tartışması başladı Evren'in. Kâinat değil, Kenan Evren. Koç ayırma zamanından hemen sonra yaptıkları darbe nice bedeni düşürmüştü toprağa.
Bizim analarımız babalarımız "Çocuklarımız rahat bir üniversite okuyacak" diye sevinirken nice ana baba yanmıştı bizim gibi sıradan vatandaşların haberi olmadan.
Avukatları savunma vermiş şimdi, darbe diye bir suç yok, yargılanamaz diye.
Bir tartışma programında diyorlar ki, darbeye teşebbüs yani sahaya yansımayan darbe yargılanıyor, darbenin ta kendisi yargılanamaz mı? Evren'sel hukuk kuralları ne diyor acaba?
AĞLANACAK HALİMİZE...
Maarif takvimine göre haşaratların canlanmasından Dünya Çiftçiler Günü'ne kadar geçen sürede yapıldığı iddia edilen şike ve teşvik faaliyetlerinin sam yelleri başlangıcında başlatılan operasyonla ifşa edilmesinin üzerinden neredeyse 8 ay geçti.
İki yüz küsur takvim yaprağı koparıldı birileri karar vermeye direnirken, dile kolay.
Şimdi de tamamen yasal ve vicdani altyapıdan yoksun argümanlar geliyor futbolu yönetenlerden; sahaya yansıma, sadece kişileri bağlama gibi. Gülüyoruz ağlanacak halimize.
Artık sadece UEFA'ya, FIFA'ya güveniyor bu ülkenin temiz futbolseveri. Birileri bayraklarıyla çılgın kutlamalar yaparken çalınan şampiyonlukları için çoluk çocuğuyla kahrından gizli gizli ağlayanlar Platini'nin, Infantino'nun ağzından çıkana bakıyorlar, başkasının değil.
Gerçek bir evrensel hukuk uygulaması arıyorlar yani. Oysa biz kendi ülkemizin yöneticilerinin futbol disiplin talimatnamesini uygulayarak adalet dağıtmalarını bekledik hep.
Bugün bu ülkede şike neredeyse devlet güvencesi altına alınıp evrimleşirken son bir not düşüyoruz futbol tarihimize:
Nereden geldiği önemli değil kimsenin, nereye gittiğidir temel konu.
Adil insan olabildik mi yüz milyonlarca yılı kat ettikten sonra bu evrende?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.