İstediğini aldı
Ciddi bir skor avantajı ile gittiğin rövanşta, sahaya çıkan takımı isimler veya istikrar üzerinden eleştirmek "mantıklı" değil. Jesus elbette elindeki kadroyu en ekonomik ve en adil biçimde kullanmak isteyecek. 3-0 biten ilk maçın ardından, sadece turu geçmesi beklenen bir maçı, görmediği, beklentisi olduğu, ne durumda olduklarını bilmek istediği oyuncularla oynaması kadar normal bir şey yok.
Çünkü maçın hikayesinde oyundan ziyade, İstanbul'a az hasarla ve Viyana bileti ile dönmek var.
Sonrasına döndüğümüzde Luan Peres'in sol bek oynayamayacağını da tescillemiş olduk. Futbolcuya da yazık ediyorlar. Kafa olarak sahada değil sanki. Yine adımını kaçırdı, gol geldi. Ofansif seçenek de olamıyor.
Her maçta rotasyon – deneme yaptı Jesus. Bir oyuncu hariç;
Rossi... "Önceki maçın yorgunluğu" kaçamağını oynatmadığı her futbolcu için kullandı. Ancak Rossi'den hiç vazgeçmedi. Açıkta, forvette veya orta sahada; her pozisyondan elbise biçti Uruguaylı oyuncuya. Dün akşam yorgunluğu veya bitkinliği çok açıktı.
***
İsmail – Crespo ikilisine, Arda Güler'in yardımcı olması lazımdı.
Rossi ve Bruma da takımı öne taşıyacak. Slovacko öyle bir baskı yaptı ki, bu üçlü yüzünü dönemedi.
Top kayıpları çok arttı. Bunun üstüne fauller geldi. Rakip yüzünü kalesine döneni yere indirdi.
Tempoyu istedikleri gibi tutup, Fenerbahçe'nin hızlı olmasına da izin vermediler.
Serdar Dursun attığı golün tuzunu, yağını da koydu. Baştan sona imal etti. Arda Güler tüm takım baskı yerken, yeteneklerini gösterebileceği alan da bulamadı, sertliğe yanıt da veremedi. Daha zamanı var, bunları da yaşaması gerekiyor.
Sonuçta, sahadaki oyuncuların bile bitmesini beklediği maçtı.
Fenerbahçe hedefini de korudu, oyuncularını da. "Önce lig" diyen bakışı açısının gereğinin yapıldığı kadrosu ve kurgusuyla önümüzde durdu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.