Akıl zamanı geldi!

İki hafta arayla aynı oyunu oynadı Fenerbahçe... Trabzonspor maçını da tek kale yapıp, sayısız pozisyonu değerlendiremedi, Akhisar karşısında da... İlkine "şanssızlık" dedik. Ama bu yorumu bir kere daha tekrarlıyorsak, artık "şanstan" veya "tesadüften" bahsedemeyiz.
Bir tespit tekrara giriyorsa, bu artık "özellik" olur...
Fenerbahçe'nin ön tarafı, Sow, Emenike, Kuyt üçlüsü sezona iyi girmediler. Hatta Gaziantep maçına kadar Emenike ile defanstaki Bekir İrtegün'ün gol sayıları eşitti. Ama ortada fark var. Şu anda, sezon başındaki Fenerbahçe'nin tam tersi bir takım var. Oynadıkları oyunun hakkını da vermemiz gerekiyor.
Kader veya şanssızlığı bir kenara iterek...
Golleri atamadıktan sonra maçın hakemlerine fatura çıkarmaya çalışarak, yukarıda bahsettiğimiz tekrarları onaramazsınız.
Bu noktada artık daha çok akıl üretmek gerekiyor, mazeret değil...

Asıl sorun golcüde!..
Sorun; gol beklediğiniz oyuncuda...
Emenike, yüzde 10 verimlilikle oynuyor. Attığı 10 şutun birini gol yapabilmiş.
40 şut atmış... Rakiplerinin santraforları ise yüzde 30 ile oynuyorlar.
Emmanuel Emenike'den yüzde 200 daha verimliler.
21 haftadır bu tabloyu görüyor, aynı sorunları yaşıyor ve çözüm üretilmiyor.
Bundan sonra "sabır" ve "oyuncu kazanma" metodu çok geçerli olacak gibi değil. İsmail Kartal daha radikal düşünmek zorunda kalacak.

Ortak aklın büyük adımı
Beşiktaş, Liverpool'u eleyerek, hem kendi hem de bizim tarihimizde önemli bir dönüşümün ateşini yaktı. Küçük akılların gözleri Süper Lig üzerinde yoğunlaştırmaya çalıştığı bir ortamda, planınprogramın neler yapabileceğini gösterdi.
Bu yeni bir vizyondur.
Bahanelerin artık çöp olacağı, kandırmacaların biteceği, sabrın ve samimiyetin sonunda, başarının elde edeceğini ispatlayan, bir adım gördük. Küçük görmeye çalışanların aksine, ortak aklımız için büyük bir adımdır. İki sene önce "feda" diyerek çıktıkları yolda, borçlar ödeyerek, statsız kalarak yürüdü Beşiktaş.
Rakiplerinin dörtte biri kadar transfer bütçesiyle manevra yapabildi.
Bu imkansızlıklar içinde geldikleri nokta, her kulübe örnek olacak bir proje ve örnektir.
O yüzden Liverpool'u elediklerinde, "imkansız" diye bir şeyin olmadığını da kanıtladılar. Oyuncu grubu bunu umursamaz. Onlar başarının ortağı olmanın peşinde. Ancak bu felsefeyi ve görüşü, başarı endeksinde ülkemizde görmek isteyen bizler, bu fikrin sözcüleri olabiliriz.
Sizler de tuttuğunuz takımın yöneticilerini, daha akıllı, daha vizyonlu olmaya zorlayabilirsiniz...

Yankaya modeli
Avantajı kesip, faul kararını verdiğinde 2. sarıyı göstereceğini sandık. Bir hakem futbolu ancak bu kadar yanlış yorumlayabilirdi.
Bu sezonki ilk hatası da değildi. 49'da Emre'ye yaptığı hareketle, Custodio'nun direkt kırmızı görmesi gerekti. Yankaya, sarı verdi. Kasımpaşa maçında Motta'ya 3 kere 2. sarıyı göstermeliydi, yapmadı.
Bir hafta sonra Antep'te G.Saray'ın golünü jestlerle izledi. Beklenen noktaya gelemeyecek hakemlerle devam etmek, Namoğlu ve MHK'sını yıpratır. Basit yorumları bile yapamayacak kadar paralize olmuşlara, hâlâ şans veriyorsa, bilmediğimiz şeyin ne olduğunu açıklamalı...