Alex'ten ötesi
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 26 Kasım 2010, 02:42:26
* * *
Barcelona gibi
Bucaspor maçında Alex'in oyundan alınışını eleştirenler, onun yerine oyuna giren Semih Şentürk'ün, maçı kopartan hamlelerin sahibi olduğunu ısrarla görmek istemiyorlar. İşte onların futboldan anladığı bu. Bir kahraman yaratıp, arkasına saklanıp, ertesi hafta ne olacağını bilmedikleri bir performansa kendilerini ortak etmenin peşindeler. Farklı bir lafları da yok. Semih, Niang'ın müthiş golünün asistini yaptı. Niang da beşincide Semih'e jest yaptı. Ceza alanı üstünde, rakibin markajı altındayken, yerden çabuk paslarla, sadece kalite değil, akıl da üreterek yarattılar pozisyonları. Hep Barcelona gibi paslaşan bir takım yaratma hayalindeki Aykut Kocaman, bu çalışılmış görüntüleri bize ilk defa izlettirdi. Fenerbahçe hücum hattı, muhtaç oyuncular olmaktan çıkarak, kendilerinin ürettiği, pişirdiği ve yediği tehlikelerin sahibi olmak üzere.
* * *
İtiraf!
Aziz Yıldırım, Lig TV'deki programda zirveyi Anadolu takımlarının paylaşmasını, "Bu Anadolu'daki futbolun ilerlediği, takımların güçlendiği anlamına gelmez" şeklinde yorumladı. Bunun üstüne Schuster'in de "60'ların futbolu" bahanesi geldi. Ben ikisine de katılıyorum. Ama bu sözlerin mazeret olarak gösterilmesine karşıyım. Çünkü özellikle Schuster o görevde çözüm bulmak için bulunuyor, şikayet üretmek için değil. Aziz başkan, muhtemelen büyüklerin yaptığı yanlış transferlerin, plansızlığın, boşa harcanan yüz milyonlarca euro nedeniyle bu tablonun oluştuğunun farkında. Bunu söyleyemiyor ama son dört sezondaki çıkışın nedeninde kendileri gibi diğer kulüpleri yönetenlerin de tercihlerinin olduğunu biliyor. Bu nedenle Schuster'in görüşünü, şikayet kapsamından çıkartarak, iyice tartışmalıyız. Futbolcu yetiştiremediğimiz gibi, teknik adamlarımızın da vizyon problemlerini aşmalıyız. Çözümün anahtarı, yöneticilerde. Naklen yayından gelen paranın rehavetindeler. 14 takımın ortalama beşten, en az 70 yabancı oyuncusu var. Aklınızda kalan, "Benim takımımda olsa" dediğiniz kaç tane var? Paraları savuruyorlar, menajerlere kaptırıyorlar. O tribünlerin savunma oynayan takımları izlemek için dolmayacağını fark ettiklerinde, iş işten geçmiş olabilir.
* * *
En şeffaf takım
Bu kez Fenerbahçe'nin oyun karakterine dönelim. Farklı kazandığı Kasımpaşa ve Buca maçlarındaki ortak özelliği rakibe de çok pozisyon vermesiydi. Sanki şeffaf bir orta sahaya sahiptiler. Rakip topu kazandığında Fenerbahçe ceza sahasına rahatlıkla gelebiliyor ve topu da rahatsız edilmeden kullanıyor. Lig analizlerine bakarsak, Fenerbahçe'nin diğer 17 takıma göre en az faul yapan olduğu gibi bir gerçek de var. Yani dirençsizler, sert değiller, rakibi karşılarken yetersizler veya bunu yapamıyorlar. Aykut Kocaman'ın özellikle orta saha görevi istediği oyuncuları bu setin içine sokması gerekiyor. Gerektiğinde faul de yapılır, kart da görülür. Ama yardımlaşmayan bir orta saha, geriye koşmayan hücumcular ve nereye koşacaklarını bilemeyenlerle, hemen her maçta aynı tablo ortaya çıkar.