Büyük hedefler

Galatasaray şu anda ligimizin kadro kalitesi en iyi ve en formda takımı. Ancak hem Rigas hem de Elfsborg maçları taktik disipline sadık, iyi fizikli, dinamik ve akıllı oynayan takımların kalite olarak geride kalsalar bile Sarı-Kırmızılılara sorun çıkartabileceğini gösterdi. Bunu Avrupa'nın vasat takımları bile başarabiliyor ama ligimizin kalitesi o denli düşük ki üç, dört takım dışında bu kapasitede rakip çıkmıyor. Elbette Elfsborg maçındaki diziliş bu sisteme uygun oyuncularla ve zaman içinde uygulanabilir. Eldeki kadroyla sorun yaşamamak zor. Osimhen ve İcardi'yi oynatma açmazı belki 4-4-2 ile görece mümkün olabilir. Sallai yokken Avrupa'da Barış ve Yunus ile üçlü savunmadan sonuç almak zor. Her rakip Elfsborg değil. Üç gol atarken dört gol yemez. Galalasaray'ın kadrosu özellikle hücum anlamında büyük hayaller kurduruyor. Büyük hedefler, büyük oyuncular ve büyük oyunlarla elde edilir. Galatasaray'ın büyük oyuncuları var.Ama hala büyük oyun çıkardığını düşünmüyorum. Ne var ki bu takımdan büyük oyun çıkabilir. Çıkarsa kazanılacak kupa da büyük olacaktır.

AVRUPALI KİMLİĞİ

Fenerbahçe, M.United maçının belli bölümlerinde sezonun en pozitif ve akıllı futbolunu oynadı. Şüphesiz 'maçın ismi' futbolcuları ekstra motive etmiştir.İlk iki maçını berabere kapatıp kazanmaya odaklanmış Manchester karşısında hemen her oyuncu vasatın üzerine çıkarak oynadı. Yine de St. Maximen ve Fred'in top kayıplarına vurgu yapmak gerek. Mourinho'nun kırmızı kart görerek takımının motivasyonunu olumsuz etkilediğini de unutmayalım. Portekizli teknik adam bu defa da değişikliklerde geç kaldı. Hakem ile didişmekten, Ten Hagg'ın hamlelerine cevap vermekte geç kalması kabul edilebilir gibi değildi. Gol atan moralli, istekli ve Dzeko'ya göre çok daha dinamik olan En- Nesyri'yi kenara alması da ezberden başka bir şey olmadı. Herşeye rağmen Kadıköy'de oynadığı son 18 Avrupa maçının 14'ünü kazanmış, içeride dışarıda özgüvenli oynamaya alışmış Fenerbahçe'nin 2008 ve 2012'deki ruhu yeniden yakalamaya başladığını söyleyebilirim. Bence günübirlik skorlardan daha önemlisi 'Avrupa takımı' kimliğini kazanabilmektir.

JOSE MOURINHO "EL ALMAZ" OYNUYOR!

Jose Mourinho'nun maç sonlarında yaptığı açıklamalara dikkat ettiniz mi? Oyuncu seçimi ve hamlelerini, aylardır bir türlü istikrarlı oyun oynatamamasını eleştirdiğimiz Portekizli teknik adam puan kaybı yaşadığı ya da vasat futbol nedeniyle eleştiri aldığı maçlardan sonra topu hep başkalarına attı. Kimi zaman hedef muhabirler oldu. Kimi zaman oyuncuların hatalarını ön plana çıkardı. Kimi zaman milli maç aralarından yakındı. Ağırlıklı olarak da sistemi ya da hakemleri hedef aldı. Ama kağıt oyunu "King" deki gibi hep "el almaz" diyerek sorumluluğu üzerinden attı. Mourinho, Haziran sonundan beri Fenerbahçe'de. Geride 15 resmi maç bıraktı. Ligde ve Avrupa'da 2 yenilgi, 5 beraberlik aldı. Yani neredeyse maçların yarısında puan kaybı yaşadı. Kayıpları bir kenara bırakalım. Fenerbahçe 100 küsur yıllık tarihini inkar edercesine topu rakibe bırakarak, kimliğinden uzak bir futbol oynamaya başladı. Oyun ve oyuncu istikrarı sağlanamadı. Hemen her futbolcu geçen sezona göre geri gitti. Bazı oyuncular küstürüldü, bazıları kenarda unutuldu. Velhasıl bunca olumsuzluk içinde 'hatayı hep başka yerlerde aramak' bir lidere yakışır mı bilemedim. "Başkalarının kusuru gözümüzün önündedir, kendimizinkilere ise sırtımızı çeviririz" demiş Seneca. Söz bu kadar!

ŞİMDİ UTANDINIZ MI?

Beşiktaş zoru başarıp Lyon'dan 3 puan ile dönerek Avrupa Ligi'ndeki umutlarını tazeledi. Aslına bakılırsa Lyon neredeyse maçın tamamında oyunun hakimiydi ve önemli pozisyonlar buldu. Ama gelin görin ki, Frankfurt maçında seyircilerin ıslıkladığı Ersin, çok kritik kurtarışlar yaparak maçı kurtaran adam oldu. Bilemiyorum o gün Ersin'i ıslıklayanlar Lyon maçını seyrettikten sonra kendilerinden utanmışlar mıdır? Futbolun nankör bir oyun olduğunu kabul ediyorum ama Ersin'in yakın geçmişte Siyah-Beyazlı takıma kazandırdığı başarıları unutacak kadar şuurusuz olmayı kabul edemiyorum. Unutmadan Gedson'u ''bal yapmayan arı'' diyerek eleştirenler de bu sezon ağızlarının payını almışlardır sanırım. Son söz. Lyon galibiyeti Beşiktaş'a Derbi için de moral ve inanç getirmiş oldu. Bizi tansiyonu yüksek ve zor bir derbi bekliyor.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.