En-Nesyri yeni Guiza mı?
- Ender Bilgin Yazıları
- 18 Ekim 2024, 21:18:27, Güncelleme: 19 Ekim 2024, 06:50:09
Fenerbahçe tarihinin en pahalı transferi Yusuf En-Nesyri henüz kendisinden beklenen katkıyı yapabilmiş değil. En-Nesyri şans bulduğu 11 maçta sadece 1 gol atıp, kendisinden 11 yaş büyük Dzeko'dan formayı kapamadı. Sevilla 'daki son dönem performansını düşününce elbette hayal kırıklığı yaşatan bir başlangıç! Bu durum ister istemez 2008 yılında İspanya'dan gol kralı apoletiyle transfer edilen Daniel Guiza'yı akla getiriyor. Fenerbahçe'ye geldiği sezonun ilk yarısını 4 golle kapatıp, son haftalarda bulduğu gollerle 10 gol atan Guiza sakatlık sorunları da yaşayıp üç yılda 23 gol atarak Sarı- Lacivertli renklere veda etmişti. İyi niyetliydi, sınırlı olsa da yetenekliydi ama kesinlikle bir büyük takım golcüsü değildi. Ancak En-Nesyri bence Guiza değil. Guiza ligde kalmaya uğraşan Mallorca'nın golcüsüydü. Performansı bir sezon için tavan yapmıştı. En-Nesyri'nin CV'sinde ise iki UEFA Avrupa ligi var. Fas Milli takımıyla Dünya kupası yarı finali var. Önemli seviyelerdeki takımların yetenekleri çok daha fazla oyuncusu oldu. Örneğin hava topu hâkimiyeti mukayese bile edilmez. Ne var ki En-Nesyri'nin vücut dili de kırılgan bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Başta Mourinho olmak üzere, yöneticilerin ve takım arkadaşlarının da ona destek olması şart. Keza taraftar da sabır göstermeli. Yusuf En-Nesyri şans buldukça faydalı olacaktır.
YÜKSEL BAŞKAN'IN MOTİVASYONU
Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım taşın altına elini koyarak takımını alt ligden Süper Lig'in üst sıralarına kadar taşıdı. Görev verdiği Alman teknik adamlar ve kurduğu kadrolar gayet iyi iş yaptı Ancak Yıldırım'ın hafta sonunda oynanacak Fenerbahçe maçı öncesinde, "Fenerbahçe'yi dörtlediğimiz maçlar olmuştu. Minibüsçüler, 'Arkayı Fenerleyelim' diye espriler yapıyordu" şeklindeki sözleri zamansız ve yakışıksız oldu. Yüksel Bey aynı açıklamada Fenerbahçe'yi öven sözler de söylemesine rağmen futbol kamuoyu doğal olarak "dörtledik" ifadesine takıldı. Samsunspor Başkanının Galatasaraylı olduğu bilindiği için polemikler aldı başını yürüdü. Aslında bu açıklama Fenerbahçe takımını ve Fenerbahçelileri motive etmekten başka bir işe yaramadı. Yüksel Bey kendi camiasını konsolide etmeye çalışırken, tansiyonu yükseltmiş oldu. Şüphesiz Samsun'da etkili bir tribün performansı olacaktır. Samsunspor iyi takım. Fenerbahçe için zor deplasman olacağı aşikar. Ama polemikler tribünlere ve sahaya gerginlik olarak yansıyacak mı? Mesele burada. Sarı-Lacivertli takımın Göztepe deplasmanında yaşadığı tatsızlıkları unutmayalım! Dileyelim sahada iyi olan, saha dışında ise Akl-ı selim kazansın.
HARRY POTTER'DAN FAZLASI
Kerem Aktürkoğlu Benfica 'daki etkileyici performansını Milli Takıma da taşıyarak kariyerinin en parlak günlerini yaşamaya devam ediyor. Aslında Kerem Galatasaray'daki dört sezonluk performansıyla zaten bunları yapabileceğini kanıtlamıştı. 179 maça 46 gol, 42 asist sığdırmak her babayiğidin harcı değildir. Ancak bu performansa rağmen özellikle son dönemlerde Galatasaray taraftarıyla arasına kara kedi girmişti. Seyirci size tavır aldıysa, ağzınızla kuş tutsanız o ilişkiyi kurtarmanıza imkân yoktur. Kerem de bu baskı ile yaşamak yerine yurt dışında oynamayı seçti. Bence Galatasaray için büyük kayıp oldu. Sadece onun gol katkısı açısından değil, İcardi'nin verimliliği açısından da Kerem'in rolü çok önemliydi. Kerem İzlanda maçındaki etkileyici performansıyla bir kez daha kafası rahat olunca neler yapabileceğini kanıtladı. Ben ona gol sevincinden ötürü Harry Potter yakıştırması yapılmasına karşıyım. Bu kadar usta işi goller adam bir futbolcu sihirbazlık okulunda okuyan yetenekli bir genç değil, olsa olsa bizim zamanımızdaki çizgi roman kahramanı, "işinin ustası" Mandrake olabilir. Şaka bir yana, Kerem artık futbolun ustasıdır!
İNADINA MONTELLA
Futbol ahalimiz, göreve geldi geleli Montella'ya demediğini bırakmadı. Özellikle bazı kalemşörler ve ister istemez onu kıskanan meslektaşları santrforsuz oynama eleştirisinden tutun da "Adana Demirsporlulara iltimas gösteriyor" yakıştırmalarına varıncaya kadar neler söyledi neler! Montella kafasındaki doğrulara göre, başından beri "bildiği şeyi" yapmaya çalışıyor. Saha içinde bunu yaparken saha dışında futbolcularıyla iyi iletişim kurduğu görülüyor. Milli maç olmayan dönemlerde geçmiş dönemde aynı koltukta oturanlardan farklı olarak ülkesine dönmüyor, Türkiye'de kalıp ligleri takip ediyor. Kulüpleri ziyaret edip, teknik adamlarla görüşüyor. İçimizden biri olduğunu orya koyan açıklamalar yapıyor. Saha sonuçları da gayet iyi. Zaten iyi olmasa çoktan defteri dürülmüştü. Elbette eksik ya da hataları vardır. Zaman zaman biz de eleştirdik. Ama onu Manchester United'ın radarına girdiği için değil, işini severek yaptığı ve başarılı olmayı çok arzuladığı için benimsemeliyiz. Ben denenmişleri yeniden denemek yerine "inadına Montella" diyorum.