Milli Takımın dirilişi
Bizim çocuklar Avusturya'ya karşı turnuvadaki en iyi maçını oynayıp çeyrek final vizesi alarak, hak edilmiş bir galibiyete imza attı. Gürcistan karşılaşmasının belli bölümlerinde doğru işler yapmıştık.
Portekiz maçı unutmak isteyeceğimiz kadar kötüydü.
Çekya karşısında ise rakibin çok erken bir kişi eksik kalması ekmeğimize yağ sürmüştü.
Bu defa oyunun senaryosunu biz belirledik.
İlk dakikada bulduğumuz gol her şeyi değiştirdi. Oyuncularımız o moralle 90 dakika boyunca maçtan hiç kopmadı.
Akıllı oynadık. Oyunu tuttuk. Canla başla mücadele ettik.
Çok istedik ve kazandık.
Vasatı aşamayan Kenan dışında her oyuncumuz iyiydi.
Ama Merih, Mert, Ferdi ve Orkun ekstra iyi oynadı. Montella'nın maç planı ve hamleleri de yerli yerindeydi. Söylentilerin aksine içeride güzel bir hava yakalanmamış olsa şu sinerji ortaya çıkar mı?
Gelelim çeyrek finale… Hollanda D grubunda ölüp ölüp dirilmişti. Polonya'yı yenerken de, bizim elediğimiz Avusturya'ya yenilirken de eleştirilecek çok şey yaptılar. Son 16'daki farklı Romanya galibiyetinde görece toparlanmış gözüktüler.
Biz Avusturya karşısındaki performansımızı tekrarlarsak kesinlikle elenmeyecek bir takım değil.
Ama futbol geleneği olan, oyun planına sadık, disiplinli bir rakiple oynayacağımızı göz ardı etmeyelim. Depay, Gakpo ve Simons'a da özellikle dikkat etmemiz gerek.
Neden olmasın?
TURNUVA AĞACI
Büyük organizasyonlarda final yolunu gösteren turnuva ağacına bakıp tahminler yapmayı çok severim.
Geriye 8 takım kaldığı için resim biraz daha netleşti.
Ağacın bizim bulunduğumuz bloğu diğer tarafa göre daha kolay. Bu net.
Öteki blokta iki büyük favori İspanya-Almanya kapışacak.
Turnuvanın en iyi iki takımından biri son sekizde veda edecek.
Yarı finaldeki rakibi de kuvvetle muhtemel bir başka favori takım Fransa olacak. Bizim blokta İngiltere'nin İsviçre'yi geçmesi kolay olmayacaktır. İngilizler şu sıkıcı futbolla finale kadar yürüyebilir.
Gönlümden, "Hollanda'yı elesek, İngiltere yerine İsviçre ile eşleşip finale yürüsek enfes olur" diye geçiyor ama aklım İspanya- İngiltere finalini öne çıkarıyor.
Bakalım ne olacak?
TRANSFER MEVSİMİ
Transfer dönemi beklendiği gibi, çok hareketli başlamadı.
Avrupa Şampiyonası önemli bir engel. Yine de takımlarımız devasa borçlarına rağmen kadrolarını yenilemeye çalışacak.
Borç sarmalı büyüse ne gam! Kimse bu fasit dairenin dışına çıkmıyor ya da çıkamıyor.
Transfer Beşiktaş ve Trabzonspor açısından hızlı başladı. Rafa Silva hamlesi şampiyonluk hesaplarında göz ardı edilen Beşiktaş'ın silkinmesini sağladı. Hummels'in de eli kulağında.
Siyah-Beyazlılar Oğuz Aydın ve Yusuf Yazıcı için de devrede. Trabzonspor'un açıkladığı altı isim arasında Ozan Tufan'ı ayrı bir yere koymak gerek. Ozan henüz 29 yaşında. Championship de 2 yılda 18 gol attı. Türkiye'de hak ettiği değeri bulmadığını ispatlamak istiyorsa milli takıma çağrılacak performansı rahatlıkla sergileyebilir.
Dragus transferi de önemli. Ama geçen yıl 14 gol atan Dragus'u mu; Belçika'da 5, 6 golü zor bulan Dragus'u mu göreceğiz?
Rumen yıldız büyük takım oyuncusu olup, olmadığını gösterecek.
Nwakaeme'ye gelince… Tartışmasız büyük yetenek!
Gitmesini çok sorgulamıştık. Dönüşü elbette taraftarı mutlu edecektir. Ancak geçen sezon Suudi Arabistan'da 4 gol atabilen Nwakaeme artık 35 yaşında.
Maç ve antrenman temposu düşük bir ülkeden geliyor. Özel yeteneği belki ona yine 8, 9 gol attırır ama takım bütünlüğü içinde eski katkıyı verir mi?
Şüpheliyim.
Bence Trabzonspor'un olmazsa olmaz transferi Onuachu'dur.
Son olarak… Galatasaray ve Fenerbahçe kapalı kapılar ardında boş durmuyor.
Transfere görece sakin başlamaları kimseyi yanıltmasın. Fenerbahçe En-Nesyri'yi bitirmek üzere. Temmuz'un ikinci haftasından itibaren hareket artacak.
Hazır olun!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.