BAŞKAN ADAYI YILDIRIM
Öncelikle biraz yaşlanmış. Elbette kimse aynı halde kalmıyor. Ama gözlüğü atıp, ufak tefek rötuşlar yaptırdığı da belli. Dış görünümü bir yana, dinamizminden bir şey kaybetmemiş. Rahat ve güler yüzlüydü. "Ben buraların adamıyım" dercesine basın mensuplarıyla isimlerini zikrederek şakalaştı. Canlı ve istekliydi. Her zaman olduğu gibi idialı konuştu. "Şampiyoluk için geliyorum" dedi. Camianın ilk ve en önemli hasretinin şampiyonluk olduğunu bildiği için transfer vs. gibi şu aşamada detay olacak konulara girmedi. Sadece teknik patron üzerinden yürüdü. "Çocuklar artık Fenerbahçeli olmuyor" diyerek büyük resmi işaret etti. Fenerbahçe kulübüne yirmi yıl başkanlık eden Yıldırım, ilk defa "Başkan adayı Aziz Yıldırım" olarak bir yarışa giriyor. Bu durum bakalım onun ve ekibinin ruh halini ve yarışın seyrini nasıl etkileyecek?
SEÇİMİN SEYRİ
Altı yıl önce Aziz Yıldırım yirmi yıllık "saltanat sahibi", Ali Koç ona isyan eden kurtuluş umuduydu. Roller değişti. Ali Koç büyük umutları hayal kırıklıkları ile örseledi. Aziz Bey sessizce kenardan izledi. Kimi, "yok aslında birbirlerinden farkları" dedi. Kimi, "Biz hata etmişiz, gel bizi kurtar" diye Aziz Bey'e seslendi. Kimi de "Her şeye rağmen Ali Koç" diyerek umudunu taze tuttu. Fenerbahçe kulislerinden gelen bilgiler Ali Bey'in hala bir adım önde olduğunu işaret ediyor. Yine de altı yıl önce olduğu gibi seçim günü bile bir kısım oyların yer değiştirebileceği gerçeğini göz ardı etmemek gerek. Şüphesiz yönetim kurullarında kimlerin olacağı da önemli. Kulüp personeli misali yöneticiler görmekten gına geldi. Bu seçim yarışı Fenerbahçe'ye fayda sağlayacaktır. Hedefler büyüyecek, o hedeflere ulaşmak için her anlamda daha güçlü olmak gerektiği görülecektir. Camiayı zorlu bir rövanş mücadelesi bekliyor. Genel kurul üyelerinin taraftar duygusallı��ının ötesine geçerek, geleceği belirleyecek delege gibi oy kullanması şart. Malum, son pişmanlık fayda etmiyor
DÜŞENLER, KALANLAR
Elde kâğıt kalem hesap, kitaba giriştik. Kim kalır, kim düşer diye çalışıyoruz. Öncelikle haftalar önce yazıp, söylediğime bağlı kalarak 42 puanın ligde tutacağına inanıyorum. Bu matematikte belki 41 puan bile yetebilir. Gaziantep, A.Gücü, Konya, Kayseri, Karagümrük ve Pendik'in kaderlerini belirleme şansları ellerinde. Hatta Gaziantep ve Pendik iki maçını da doğrudan rakipleriyle oynuyor. Ancak kadro yapısı, form durumu, mental dayanıklılık gibi faktörleri de ekleyince Kayseri, A.Gücü ve G.Antep' i daha şanslı görüyorum. Bu hafta oynanacak Ankaragücü-Pendik, Gaziantep-Karagümrük ve Kayseri-Konya maçlarında heyecan dorukta olacak. İzlemek için sabırsızlanıyorum. Umarım bu maçlarda yabancı VAR görev yapar. Aksi halde konuşan, isyan eden çok olur. Haklı da olur!
DERBİ
Burada derbi klişelerini sıralayacak değilim. Bu maçların ne anlam ifade ettiğini ilkokuldaki çocuklar bile biliyor. Yüz On Beş yıllık rekabette, her futbolseverin hatırasında yer etmiş onlarca maç vadır. Bu defa da sonunda şampiyonluk ihtimali olan bir doksan dakika bekliyor bizi. Derbide ev sahibi olmak her zaman avantajdır. İrfan Can ve İsmail'in yokluğunda kadro kalitesi anlamında G.Saray'ı bir adım önde gördüğümü de itiraf etmeliyim. Ancak bu maçın sonucunu saha içinden çok, saha dışı faktörler ve mental dayanıklılık belirleyecek. Kendi adıma beraberlik ihtimalini yüksek görüyorum. Keza karşılıklı gol olma ihtimalini de… Arda Kardeşler'in işi doğal olarak zor ama yabancı VAR nedeniyle eleştiri dozu düştüğü için ayakları yere daha sağlam basacaktır. Keşke herkes bu Pazar'ın Türk futbolunun bayram günü olduğunu kavrayabilse. Hele 19 Mayıs gibi çok özel bir günü kutlarken
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.