G.Saray'ın mayıs ayı
Galatasaray bir kez daha "Mayıs'lar bizimdir" mottosunu gerçek kılmak üzere. Adana Demirspor deplasmanı sezonun finali olabilir. Derbi öncesi rakiple aradaki puan farkı yediye çıkarsa zaten demoralize olan Fenerbahçe iyice baskı altında kalacaktır.
Sarı-kırmızılı takım her ne kadar son haftalarda futbol olarak tatmin etmese de skoru çok kolay alabiliyor. Bu da son viraja girerken şampiyonluğun şifresidir.
Artık iyi futbol değil, skor önemli! Elbette Adana zor bir deplasman.
Demirspor geçmiş senelerdeki gücünde olamasa bile Hikmet Hoca son haftalarda takımı toparlamayı başardı. Ama son derece tecrübeli oyunculardan kurulu, iyi bir hocası olan Galatasaray'ın bu aşamada kaza yapacağını tahmin etmiyorum. Zaten yarış bu noktaya gelmişken Adana'da puan kaybı yaşanırsa rüzgâr yüz seksen derece tersine döner.
Onu da tarihe not düşelim!
ESMER GÜNLER
Fenerbahçe, Sivas deplasmanında şampiyonluk hedefinden iki puan daha uzaklaşmasına rağmen İsmail Hoca maç sonunda, maçta olduğundan daha fazla çaba harcayarak şanslarının güçlü bir şekilde sürdüğünü iddia etti. Bitime beş hafta kala, Galatasaray'ın dört puan gerisine düşmüşken beyhude bir çaba gibi geldi bana. Artık büyük resme bakma zamanıdır. Kendi adıma faturayı önce teknik adama, sonra yönetime, en son futbolculara keserim.
İsmail Kartal'ı uzun süredir kadro tercihleri ve hamleleri nedeniyle eleştiriyoruz. Ben takımın kırılgan yapısını da futbolcuları mental olarak hazırlayamamasına bağlıyorum. Yönetim demek zaten sadece Ali Koç demek. Öyle olmasa Sivas maçından sonra sorumluluk alıp isyan edebilecek öz güvenli bir yönetici çıkmaz mıydı? Ali Bey'e gelince...
Haftalar önce, "Ben başkanken bizi şampiyon yapmayacaklar" diyerek yenilgiyi kabul eden, eylemleriyle söylemleri örtüşmeyen, haklıyken bile haksız duruma düşebilecek kadar kriz yönetimini beceremeyen bir başkan ile nasıl sonuca gidilir?
Büyük bir destekle, hak ederek başkanlık koltuğuna oturan Ali Koç maalesef iki dönem sonunda futbol takımıyla tarihi bir başarısızlığa imza atmak üzere.
Ve futbolcular... Bazıları performans istikrarını koruyamadı, isim vermek istemediğim bir kısım futbolcu düzenli hayat yaşamamanın bedelini ödedi, bazıları da baskıyı kaldıramadı. Buna rağmen teknik ve idari açıdan doğru yönetilseler çok daha fazlasını yapabilecek bir oyuncu kadrosu bulunduğunu kabul etmeliyiz. Tarihi bir mucize yaşanmaz da Fenerbahçe şampiyonluğu kaçırırsa yeni bir oluşum ile seçime gitmek kaçınılmaz olacaktır. Mevcut kadroya iki, üç takviye yapılır, güçlü bir teknik ekip başa geçerse futbol takımının başarıyı yakalaması da aslında hiç zor değil. Ama voleybol ve basketboldaki başarılardan hareketle "biz spor kulübüyüz" bahanesine sarılmayı düşünen varsa, Kayahan'ın unutulmaz "esmer günler" şarkısı kulübün yeni marşı haline gelir.
Not: VAR kayıtları açıklanınca Sivas maçındaki penaltının Livakovic'in hamlesine çalındığı kesinleşti.
Sadece "pes" diyebilirim!
KUPADA SONA DOĞRU
Büyük takımların Ligde başarısız oldukları zaman kurtuluş olarak görüp, şampiyonluk kovaladıklarında riyakârca küçümsedikleri Türkiye Kupası'nda bir sezonun daha sonuna gelmek üzereyiz. Ankaragücü deplasmanından eksiklerine rağmen beraberlik çıkartan Beşiktaş, seyircisinin desteğini arkasına alacağı rövanş maçı öncesi finalin favorisi haline geldi.
Her şeye rağmen Ankaragücü de kolay lokma olamayacaktır. Turu %60 -%40 Beşiktaş lehine görüyorum.
Trabzonspor ikinci yarısını bir kişi eksik oynadığı maçı tek farkla da olsa kazanarak büyük takım direnci gösterdi.
Karagümrük'ü kesinlikle yabana atmıyorum. Yine de tur %70-%30 Trabzonspor'a bakıyor. Rövanş maçları çok daha keyifli geçecektir. Sonra 23 Mayıs'taki final bekliyor bizleri. Bakalım bu sezon kupayı çok isteyen Beşiktaş ile Trabzonspor'un finaline mi tanıklık edeceğiz?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.