Gömleğin ilk düğmesi
- Ender Bilgin Yazıları
- 10 Mayıs 2024, 20:51:26, Güncelleme: 11 Mayıs 2024, 06:50:09
Bir Japon atasözü, "Kendine usta diyebilmek için; önce ustanı geçeceksin, sonra seni geçecek bir öğrenci yetiştireceksin" diyor. İsmail Kartal'ın bu seviyeye gelmek için uzunca bir mesafe kat etmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Öte yanda Okan Buruk'un bu yolda emin adımlarla ilerlediğini kabul etmek gerekir. Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki şampiyonluk yarışının son haftalarda iyiden iyiye sarı-kırmızılı takım lehine dönmesinde en büyük fark belki de bu teknik adamlık niteliği oldu. İsmail Kartal ile oyuncuları arasındaki bağın kopma noktasına geldiğini yeni yeni öğreniyoruz. Takımdaki tecrübeli oyuncuların Kartal'ın sportif kararlarına saygı göstermediği, arada ciddi bir iletişim kopukluğu olduğu haberleri geliyor. Forma adaleti olmayınca, güven de kalmaz! Açıkçası İsmail Hoca'nın, Kadıköy'de puan kaybettikleri Trabzonspor, Samsunspor ve Alanyaspor maçlarındaki tutarsız kararları ile Olympiakos maçlarındaki oyun ve oyuncu tercihleri zaten çok fazla polemiğe sebep olmuştu. Bu sorunlar, futbolcularla yaşanan iletişim problemiyle harmanlanınca başarı beklemek çok zor. Sarı-Lacivertli ceket maalesef İsmail Kartal'ın bedenine oturmadı. Muhtemelen kendi yönetim gücünü kanıtlamak istediği için futbolcularla arasındaki bağın da zayıfladığı anlaşılıyor. Diyeceksiniz ki, İsmail Kartal'ı getiren Ali Koç yönetimi değil mi? Elbette öyle. Sezona İsmail Hoca ile başlamak riskli bir karardı. "Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de onu takip eder" diye boşuna dememişler!
BAŞKANLIK BiLMECESi
F enerbahçe'de Haziran ayında seçimli genel kurul yapılacak. Ancak başkan adaylığı konusunda papatya falı açıyoruz. Görünen o ki herkes Ali Koç'un kararını bekliyor. Sadettin Saran zaten bunu açıkça ifade ederek süre verdi. Ali Bey'in kararına göre tasarrufta bulunacağını açıkladı. Aslında Ali Bey, Şubat ayındaki yüksek divan kurulu toplantısında, "İnşallah Haziran ayında yeni bir başkan ve yönetim kurulu olacak. Bu kararımın Fenerbahçe'nin hayrına olduğuna inanın" diyerek aday olmayacağını ilan etmişti. Ancak ligden çekilme ihtimalinin gündeme geldiği süreçte bu kararı gözden geçireceğine dair imada bulununca herkes "acaba" dedi. Şüphesiz Aziz Yıldırım da Ali Koç'un kararına göre yol haritasını belirleyecektir. Yani şu sıralarda herkesin gözü, kulağı Ali Bey'de. TFF için de söylediğim gibi, çok adaylı bir seçim her zaman iyidir. Ali Koç futboldaki sportif başarısızlığa rağmen amatör branşlarda ve mali disiplin açısından önemli icraatlar yapmış bir başkan olarak yeniden aday da olabilir. Benim takıldığım konu ayrı. "Ben olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacaklar" diyen bir başkan, kulübün ali menfaatlerini düşünüyorsa nasıl yine aynı mevkie aday olabilir ki? Yok, bunu bir sinir anında söylediyse sayın başkana sevdiğim bir sözü hatırlatmak isterim. "Hedeflerinizle aranızda duran tek şey, kendinize sürekli olarak neden yapamadığınıza dair söylediğiniz bahanelerdir."
FİNAL ZAMANI GELDİ ÇATTI
Ziraat Türkiye Kupası'nda Ağustos ayında başlayan uzun maratonun artık sonuna geldik. Sekiz yıl aradan sonra finalde iki büyük takım kupanın sahibi olabilmek için mücadele edecek. Beşiktaş büyük seyirci desteği ve Mert Günok 'un kritik kurtarışlarıyla öne çıktığı rövanş maçında Muçi'nin fırsatçılığı ile finale uzandı. Trabzonspor On kişi ile ilk maçı kazanarak zaten bir adım öne geçmişti. Karagümrük lige tutunmaya odaklandığı için rotasyonlu kadro ile sahaya çıkınca Bordo-Mavililer biraz daha rahatladı. Buna rağmen ilk yarı fazlasıyla kontrollü ve vasatın altında bir mücadeleye sahne oldu. İkinci yarı Karagümrük'te daha az süre alan oyuncular hata yapmaya başlayıp, takım direnci düşünce Trabzonspor çok daha kolay sonuca gitti. Final için, hele bir de büyük maç olunca peşin konuşmaya imkân yok. Ben karşılıklı gollerin olacağı keyifli bir final bekliyorum. 23 Mayıs'ta kim kazanırsa Avrupa Ligi'ne doğrudan play off etabından başlayacak. Yani hem maddi, hem manevi anlamda hedef büyük. Hak eden kazansın!