Kim daha Aslan?
Beşiktaş sözün bittiği yerde... Sahadaki futbolcu, kenardaki teknik adam ve protokoldeki yönetim umut vermeyince tribündeki taraftar da isyan etmeye başlamıştı. İnişli, çıkışlı grafiğin son halkası olan trajik Lugano yenilgisi bardağı taşırdı. Şenol Güneş için de Ahmet Nur Çebi için de "bırakmak" en doğru karardı. Öyle yaptılar. Şimdi büyük resme bakma zamanı. Artık camianın kenetlenmesi gerekiyor. Bunun için herkes sorumluluk almalı. Çebi güven tazelemek adına yeniden aday olur mu? Sezon sonuna kadar kulübün evladı Rıza Hoca mı görev alır? Ortada cevap bulması gereken çok soru var. Ancak yapılacak her şey camianın ortak kararı olmalı. Herkes yeniden birbirine güvenmeli. Beşiktaş için kimin ne fedakârlık yapması gerekiyorsa, gün bugündür.
YANLIŞLAR
Perşembe akşamı dünya'nın en güzel konumuna sahip, en keyifli statlarından biri son derece keyifsiz olaylara sahne oldu. Sıradan İsviçre takımı Lugano'ya 2-0'dan 3-2 yenilmek kötüydü belki ama o akşam daha kötü şeyler de yaşandı. Tribünlerin TFF başkanına uzun süre küfürlü tezahürat yapması yanlıştı; ayıp oldu. Sayın Büyükekşi'nin Beşiktaş'ın Stadı'nda, Beşiktaş başkanına parmak sallaması da kolay kolay unutulmayacak. Cemal Süreyya'nın sözüyle bitirelim. "Öyle yanlışlar vardır ki, doğrunun tersi olmaktan çıkmışlardır. Yanlış, artık bir başka yanlışın tersi haline gelmişse, onun tersini söylemek neye yarar?
ROTASYON VE KONSANTRASYON
Fenerbahçe sekiz rotasyonla çıktığı Spartak Trnava maçında istediğini aldı. Aldı ama grup liderliği Aralık'tan, Şubat sonuna kadar 2 aylık bir dinlenme imkânı sağlayacağından ciddiyeti elden bırakmamak gerekiyor. O ciddiyet elbette önce yüksek konsantrasyon istiyor. 15 galibiyetlik seri yakalamak az buz iş değil. Ancak rakibi kolay görmek, konsantrasyonu düşük tutmak risktir. Özellikle rotasyonlu maçlarda bu görüntü sık yaşanıyor. İsmail Hoca'nın çözüm bulması gerek. Geniş rotasyon Nordsjaelland maçında işe yaramıştı. Bu kez Fred ve Szymanski takviyesi olmadan maç koparılamadı. Çünkü Danimarka takımı oynamaya çalışıyordu. Trnava ise savunmaya… İsmail Kartal'ın Lig ve Avrupa kadrolarını biraz daha harmanlayıp, aradaki makası daraltması şart. Son maçtan hareketle King'in yükselen Grafiğine, Crespo'nun toparlanmasına, Batshuayi'nin olumsuz vücut diline, Zajc'ın hazır olma-masına, yaptığı hataya rağmen Osterwolde'nin potansiyeline ve Becao'nun maç içindeki dalgalı performansına dikkat çekmek gerekiyor. Fenerbahçe takımı kulübesiyle birlikte hazır olursa iki kulvarda da güvenle ilerlemeye devam eder.
KİM DAHA ASLAN?
İngiltere'nin resmî devlet armasında, kırmızı üzerine sarı aslan figürü vardır. Tanıdık geldi değil mi? Robin Hood hikâyelerinde adı geçen, cesaret timsali Aslan Yürekli Richard'da İngiltere'nin en çok değer verdiği krallar arasında yer alır. Galatasaray, örselenmiş M.United karşısında hak ettiği galibiyeti alırken çok daha cesur bir aslan gibiydi. İngilizler adına ne ironik bir son! Zaha intikam yemeğini soğuk yedi. Sanchez, Boey ve Kaan bölüm bölüm iyi işler yaptı. Kerem ve İcardi her şeye rağmen bitiricilik anlamında vazgeçilmez olduklarını gösterdi. Ama önemli olan bütün takımın çok iyi mücadelesiydi. Okan Hoca'ya doğru oyun ve doğru hamleler için ayrı bir parantez açmak gerekir. Manchester galibiyeti onun yurt dışı yolunu da açtı. Gelelim bundan sonrasına… İlk etapta Bayern ile iki maç var. İçeride kazanmak gruptan çıkmak anlamına gelir. Olmadı yenilmeyeceksin. Kopenhag ile United arasındaki karşılaşmalar ise her şeye gebe. Galatasaray artık gruptan çıkmak için güçlü adaydır. Ama ayaklar yere basmalı. Henüz bir muharebe kazanıldı, savaş değil.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.