Fenerbahçe Arda'sız Güler mi?
Türk Futbolu aylardır 18 yaşında, süper yıldız olmaya aday bir genci konuşuyor. Fenerbahçe'nin bir yıl daha takımda tutabilmek için ölüp ölüp dirildiği Arda Güler, Galler maçında attığı golle bir kez daha global futbol camiasını kendisine hayran bıraktı. Açıkçası Arda'nın ünü ve performansı maddi kazanımlarından çok daha hızlı gelişiyor. Başkan Ali Koç'un Arda ve Ailesi ile uzun süredir yakın teması var. Süreç içinde onlara bazı jestler yaptığını da duyuyoruz. Ama madalyonun iki yüzü olduğunu unutmayalım. Evet, Arda F.Bahçe'nin gözbebeği ama antrenmanlara hala taksi ile gidip, geliyor! Ben bu yazıyı yazdığım sırada gelinen noktayı özetleyelim. Arda ve özellikle babası gitme eğiliminde. Kafalarındaki takım da net. Başkan, Arda'nın bir yıl daha kalmasını önermiş. Ama para konuşmamış. Gitme fikri ağır bastığı için daha yüksek bonservis ve maaş öneren bir başka takımı önermiş. Kabul görmemiş. Son olarak "Git ama bir yıl daha kiralık oyna" önerisini getirmiş.
Hatta dünyaca ünlü bir İspanyol kulübünün bu alternatifi kabul ettiğini belirtmiş. Arda ve babası düşünmek için süre istemiş. Masadaki alternatifler böyle. Biliyorsunuz, Arda'nın serbest kalma bedeli 17,5 Milyon euro. Bu rakamın yükselmesi ancak yeni bir kontrat önerilmesi ile mümkün olabilir. Sanırım bayram sonrası bu alternatif de devreye sokulacak ve Ali Bey genç yıldızın bir yıl daha kalması için son kozunu oynayacaktır. Sonuç olarak Arda'nın ayrılma ihtimali yüksek! İmzayı atıp, bir yıl daha kiralık oynama ihtimali var ama o da güçlü değil. Bayram sonrası resim netleşir. Arda'nın ayrılması durumunda Dzeko'nun yanı sıra o kalibrede bir, iki futbolcu daha alınabileceğini söyleyebilirim. Muhtemelen katkısı kadar taraftar tepkisini de azaltmaya yönelik, ses getirecek transferler yapılacaktır. Ama Arda 'sız her şey çok daha zor olur!
ÖNCA SAHA SONRA SANDIK
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç Mali Genel Kurul'da, "Sportif başarı açısından ne deseniz hakkınız var. Ama mali konularda kimsenin söyleyebileceği tek kelime yok" demiş ve aday çıkması halinde kongre kararı alacağını da tekrarlamıştı. Yirmi yıl o koltukta oturan Aziz Yıldırım'da Cuma günü bir basın toplantısı yaparak, "Hiç kimse çıkmazsa ben adayım" dedi. Fenerbahçe yönetimi açısından iki temel konu var. Mali problemler ve sportif başarısızlık. Mali açıdan Ali Bey'in sağladığı kasa kolaylığı ve sponsorluklar sayesinde kulübün uzun süredir sıcak para sıkıntısı çekmediği açık. Para bulmak için çek kırdırmaya ve tefecilerin kapısını aşındırmaya gerek kalmadı. Aziz Yıldırım döneminde alınmış olan Josef, Fernandao, Giuliano gibi oyunculardan gelen paraları ve envantere katılan onca taşınmazı göz ardı ediyor değilim. Ama son dönemde sağlanan girdiler ve kaldırılan temlik, kefalet ya da ipotekleri de hesaba katmak gerek. Kur farkları vs. derken ekonominin bol sıfırlı rakamları arasında kaybolmak yerine sahaya dönelim…
ZAMAN KAYBI OLUR
Çünkü gerçek sıkıntı sportif başarısızlıkta. Son beş yıldır sadece futbol değil, taraftarın gözbebeği olan basketbolda da işler iyi gitmedi. Bu gerçek Ali Bey'i köşeye sıkıştırmış durumda. Aziz Başkan da onun yumuşak karnına yüklendi. Durumun çok acı olduğunu söyleyip, yenilmez kalelerin bir bir yıkıldığını vurguladı. Velhasıl, Başkan Ali Koç artık ne şekilde olursa olsun sportif başarıyı elde etmek zorundadır. Doğru hocayı seçip, nokta transferler yapmak şart. Umarım Basketbol Şubesine küsmek gibi bir yanlışa da düşülmez! Seçim konusuna gelince… Gelecek yıl yapılacak genel kuruldan önce güvenoyu almaya çalışmak, dereyi geçerken gereksiz bir gündem ve zaman kaybına yol açıp, oyuncu ve teknik adam grubunun konsantrasyonunu da olumsuz etkiler. Hele bu sezon geçsin, saha sonuçları ortaya çıksın. Herkes eteğindeki taşları döker. Ali Bey yeniden aday olur mu? Murat Ülker devreye girer mi? Önce sahaya, sonra sandığa bakalım.
KUNTZ GİTMİŞ GİBİ
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Galler galibiyetinden sonra her ne kadar istikrar vurgusu yapsa da, "Mevcut hocayı ben getirmedim. Seçimden sonra yeni yönetim kurulumuzla karar vereceğiz" diyerek Alman teknik adamın kaderiyle ilgili şüphelerin artmasına neden oldu. Öyle ya… Eğer Kuntz ile ilgili kafasında olumlu bir fikir olsa bunu açıklar ve "Gündemimizde teknik adam konusu yok" derdi. Oysa Büyükekşi, " Hocayı ben getirmedim" diyerek alınan son iki galibiyete rağmen memnun olmadığını belli etti. Belli ki, Faroe adalarına yenilerek tarihe geçen ve bir türlü pozitif futbol oynatmayı başaramayan Stefan Kuntz için çanlar çalıyor. Elbette bu gelişmeyle birlikte hoca isimleri de hemen piyasaya çıktı. Kendi adıma, EURO 2024'ün kapısını aralamışken Stefan Kuntz'a ülkesinde yapılacak şampiyona için şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Milliler beklenen gelişmeyi kaydedememiş olsa da Kuntz'a elemeleri geçmek üzereyken "git" demek haksızlık olmaz mı? Eksikler yok demiyorum ama takıma yeni bir hüviyet kazandırmak için doğru zaman mı? Bırakalım Stefan Kuntz, EURO 2024'de Almanya'ya hoca olarak dönsün, izleyici olarak değil.
ICARDI AÇMAZI
Galatasaray'da transfer operasyonunun kilit noktasında İcardi var. Arjantinli'ye Suudi Arabistan ve Avrupa'dan teklifler geliyor ama Galatasaray da ciddi şekilde çaba harcıyor. Ancak transfer rotasına İcardi'nin durumu yön verecek. Sarı-Kırmızılı takımın harcayacağı para, alacağı oyuncuların planlaması vb. buna göre şekillenecek Örneğin, son dönemde adı çok geçen Lyon'lu Moussa Dembele… Gelen bilgilere göre on bir garantisi istediği, bonservis sorunu olmadığı için hem imza parası, hem de 4 milyon euro seviyesinde maaş talebi olduğu konuşuluyor. Alın size açmaz. Gomis ayrılmış, Mohamed satılmışken santrforsuz kalacak haliniz yok ya! Ama İcardi'nin durumuna göre ikinci santrfor mu, ilk tercih mi kullanacağınız belli olacak. Her şeye rağmen iki, belki de üç forvet transferi gerekecek. Galatasaray'ın orta saha, sol bek, yerli kaleci ve stoper arayışı da var. Ben İcardi konusunun Temmuz ayının ikinci haftasına kadar netleşeceğini düşünmüyorum. Transferler tabii ki beklemeyecek. Çünkü Erden Timur'un şimdiden İcardi konusunun nasıl sonuçlanacağını tahmin ettiğine eminim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.