Dursun Özbek'in şifreleri
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek şampiyonluktan sonra ilk olarak A Spor ekranlarına çıktı. Dursun Bey açık yüreklilikle hem zorlu şampiyonluk yarışını, hem de camiada sağlanan iç barış ve uyum sayesinde başarı yolunun açıldığını anlattı. Bu arada herkesin merak ettiği transfer konusunda da açıklamalar yaptı. Program çok izlendiği ve açıklamalar sosyal medyada çok paylaşıldığı için zaten söylediklerini biliyorsunuz. Ama bir de söylemedikleri ya da satır arasından çıkardıklarım var. Öncelikle İcardi için pazarlık zorlu geçecek. Arjantinli, kulübü ve İstanbul'u seviyor ama bu işe ciddi bir bütçe ayrılması şart. Bonservis için sponsor bulunmuş. Ancak maaş ve bonuslar da yıllık 7 milyon Euro'yu geçecek gibi duruyor. Bu transferde Temmuz ayından önce sonuç çıkmaz. Bitmek üzere olan iki transferden birinin sol bek olması kuvvetle muhtemel gözüküyor. Forvet konusunda Premier Lig'den iki isimle temas var. Bir ara La Liga sözü geçti. Ama herhangi bir detay öğrenemedim.
Yerli kaleci transferi de masada. Batuhan Şen Karagümrük'teki performansıyla göze girmiş. Uğurcan'ı sorunca Başkan'ın hemen, "konuyu değiştirelim" demesini de manidar buldum. Dursun Başkan oyuncu kaybetmek istemiyor. Belki bir ya da en fazla iki oyuncu ayrılabilir. Bence bu konuda en güçlü iki aday Nelsson ve Boey. Elbette dönecek oyuncular da var. Bakarsınız Mostafa Mohamed bile kalabilir. Diğerlerinde pek ihtimal görmüyorum. Özetle Galatasaray dört ya da beş transfer yapar. Ayrılan olursa bu sayı artabilir. Önümüzdeki günler hareketli geçecek.
PİŞMİŞ TAVUK
Bu Fenerbahçe'de açıklayamadığım, büyük bir şanssızlık var. Hani garip kaçmayacağını düşünsem birisi büyü falan mı yaptı diyeceğim. Fenerbahçe Stadı'nın kale arkasındaki meşhur "horoz bacağı" efsanesi unutulur mu? Neden bu konuyu yazdığım malum. Hangi birini saysam? Kadın Voleybol takımının CEV Şampiyonlar Ligi yarı finalinde ilk maçı 3-0 kazanmışken, evinde 3-0 yenilip, üzerine tie-break setini de kaybetmesi hafızalardaki tazeliğini koruyor. Erkek Basketbol takımının Olimpiakos'a Sloukas'ın son saniye üçlüğüyle kaybedip Final Four'dan olmasına ne demeli? Kadın Futbol takımı da bu işten nasibin aldı ve finalin 90+7. dakikasında penaltı golü yiyerek şampiyonluğu kaçırıverdi. Nihayetinde hafta içinde Basketbol takımının Efes yarı final serisinin ikinci maçında Clyburn'dan bitime 6 saniye kala üçlük yiyerek mağlup olmasıyla kötü şans devam etti.
Aslında futbol takımının kaderinde onarılmaz yaralar açan Denizli ve Bursa maçlarına kadar gitmek mümkün ama o kadar uzatmayacağım. Diyeceğim o ki, bir yerlerde bir terslik var. Artık adına ne dersiniz bilemem. Ama F.Bahçe'lilerin başına gelenler pişmiş tavuğun bile başına gelmedi. Velhasıl, bu kör talihin bir yerlerde tersine dönmesi şart!
ANLAYAMAMIŞIZ
2018 yılının bahar aylarıydı... F.Bahçe Başkanı Ali Koç, Genel Kurul toplantısında bir üyeye gayet üstten bakan bir tavırla, " Siz benim hayal ettiğim F.Bahçe'yi daha anlayamamışsınız" diye cevap vereli beş yıl oldu. Bu beş yılda futbol takımının kazandığı tek bir kupa bile yok. Aynı beş yılda Fenerbahçe ezeli rakipleriyle oynadığı yirmi maçta sadece üç galibiyet alabildi. Kırk altısı yabancı, tam yetmiş sekiz futbolcu transfer edildi. Beşi asıl, altısı geçici olmak üzere on bir teknik adam görev yaptı. Borç aşağı yukarı yedi milyar lira oldu. Yani... Gerçekten anlayamamışız. O halde şu güzel sözü hatırlatayım: Bir şeyi bilmek için o şeyi yaşamak şart değildir ama anlamak için yaşamak şarttır. Yaşatın ve anlamamızı sağlayın Ali Bey.
KURTARICI JESUS
Brezilya'da meşhur bir heykel var. Rio'daki Corcovado dağının üzerinde. Kurtarıcı Jesus heykeli. Malumunuz, Fenerbahçe de, Jesus 'u kurtarıcı diye getirdi. Ama geldiğimiz nokta ortada. Jesus sezon başından beri ,"En önemli hedefimiz" dediği Süper Lig şampiyonluğunu sekiz puan farkla kaçırdı. Kupadaki kaderi Pazar günü belli olacak. Oynattığı oyun Dünya Kupası sonrasında "doğru" oyun olmaktan gittikçe uzaklaştı. Jesus ligimizi küçümseyen tavrının bedelini farklı derbi yenilgileri ve başka bahara kalan şampiyonlukla ödedi. Gerçi o, aldığı paraya bakacak. Bedel ödeyen yine Fenerbahçe taraftarı oldu. Ezcümle, her zaman istikrardan yana olduğumu söylerim. Ama Jesus sahte mesih çıktı.
YARDIMCI OYUNCU ÖDÜLÜ
Hani filmlerin yarıştığı organizasyonlarda "en iyi yardımcı oyuncu" ödülü vardır. Aslında filme kişilik katan, başrol oyuncuları kadar sahnesi olmasa bile bütünün içindeki rolü ve karakteri çok önemli olan bu oyuncular bir filmin başarısındaki en büyük etkendir. Gelin buradan futbola bir çıkarım yapalım. Sezonu şampiyon tamamlayan Galatasaray'ın başroldeki yıldızına Icardi desek herhalde kimse aksini iddia etmez. En iyi oyuncu Oscar'ımız İcardi 'ye gitsin... Elbette Torreira, Kerem, Nelson, Oliveira, Mertens ve Rashica'nın yardımcı rollerdeki büyük katkısı inkâr edilemez. Ama benim yardımcı oyuncu Oscar'ım bu isimlerden hiçbirine değil. Ben yardımcı oyuncu ödülünü umulandan çok daha büyük katkı sağlayan Boey ve Abdülkerim'e veririm. Boey gözden çıkarılmış ve sezon öncesi kampına bile götürülmemişken adeta küllerinden doğdu. Abdülkerim Bardakçı ise Konyaspor'daki tek sezonluk yükselişi üzerine, "Acaba büyük takımda oynar mı?" diye düşünülürken, kırk yıllık Galatasaraylı gibi performans gösterdi. Alın size en iyi yardımcı oyuncular!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.