AMİR DOGRU HAMLE
Beşiktaş'ın, Karagümrük ve Sivasspor maçlarında son derece kötü futbol oynaması, seri zaferlerle oluşan "şampiyonluk yarışında biz de varız" duygusuna darbe vurdu. Ancak unutulmasın ki, iki ekip de yabana atılacak takımlar değil. Bence bu futbolla kaybedilen puanlara hayıflanmak çok doğru ve mantıklı gözükmüyor. Beşiktaş sezon başından beri oyunun bazı bölgelerinde kadro kalitesi ve derinliği anlamında sıkıntılar yaşamıştı. Şenol Hoca'nın gelişi Cenk Tosun ve Salih Uçan gibi oyuncuları motive ettiği için ekstra performans alındı. Yine de başta takım savunması olmak üzere, var olan sorunların üzerine ancak sıva sürülebildi. Şu aşamada yeniden imar zor. İşte bu nedenle 6 ve 8 numara pozisyonlarında oyunun her iki yönünü de oynayabilen Amir Hadziahmetovic'in transferi doğru hamle oldu. Amir Konyaspor'daki performans istikrarını büyük takım seviyesine taşıyabilirse katkısı çok olur. Kulislerde konuşulan Karagümrüklü Borini'nin transferi de benzer bir etki yaratır. Dolayısıyla enseyi karartmak için erken. Geçen hafta da yazdığım gibi Beşiktaş hakkında kesin ifadeler kullanmayı Mart ayına bırakmak gerek.
OKAN HOCA'NIN BASARISI
İngilizlerin sevdiğim bir sözü var; "Bir araya gelmek başlangıçtır. Bir arada kalmak gelişmedir. Birlikte çalışmak başarıdır" diye...Okan Buruk Galatasaray'da başlangıç ve gelişme konusunda iyi iş çıkardı. Sezon sonunu konuşmak için erken olsa da, bugüne kadar yaptıklarının önemli bir başarı olduğunu kim inkâr edebilir? İşte bu başarı "birlikte çalışarak" geldi. Elindeki kalburüstü yıldızlardan iyi bir takım çıkardı. Kimse, "bu yıldızlar varken işi kolaydı" demesin. O yıldızları idare edebilmenin ne kadar güç olduğunu geçmişte örnekleriyle gördük. Okan Hoca, bu anlamda da basiretli davrandı. Nihayetinde yeni bir takım olmasına ve kendi ismi üzerinden çok fazla polemik üretilmesine rağmen "bir arada kalmayı" başardı. Takım havasını oluşturarak, birlikte çalışmayı da üzerine koyunca, yıldızların kaymağını oluşturduğu güzel bir pasta çıktı ortaya. Gelinen noktaya 11 maçlık rekor vs. diye bakmıyorum. O işlerin takımlara nasıl zarar verdiğini geçen yıl Trabzonspor örneğinde yaşadık. Bunlardan bağımsız olarak, doğru bir yapılanma ve çalışma prensibiyle kısa zamanda nasıl gelişme kaydedileceğini göstermesi açısından iyi bir örnek oldu Galatasaray. Her şeye rağmen takım savunmasındaki sıkıntılar çözülmüş değil. İşler iyi giderken uyarmış olalım. Çünkü böyle zamanlarda kimsenin bardağın boş tarafına bakma huyu yoktur. Benden söylemesi!
ELİMSİ BİR SEY
Bu sezon futbolumuzda çok tuhaf şeyler oluyor. Adana Demirspor-Fenerbahçe maçında yaşanan hakem hataları bu tuhaflıklara yeni bir halka ekledi. Ali Palabıyık verdiği ve vermediği kararlarla sistemi resmen manipüle etti. Nihayetinde Jesus da bu futbol ikliminde çıldırmaktan kurtulamadı. Birkaç hafta önce hakem konusuna değinip, "Aklımda deli sorular var" demiştim. Bu sorular her geçen gün artıyor. Hakem camiası şöyledir, böyledir diye bizzat eski hakemler veryansın ediyor. Kardeşim nedir? Ne oluyor? Bizim kapalı kapılar arkasında kalan, göremediğimiz ne var? Paylaşılamayan nedir? Kaos yaratmaktan medet uman birileri mi var? Açıkçası bu sorunlar kalıcı olarak çözülmezse biz daha çok kendimiz çalar, kendimiz oynarız. Baksanıza... Cuma günü Fenerbahçe'den Galatasaray'a, Beşiktaş'tan Konyaspor'a, sayısını unuttuğum kadar açıklamayla kulüpler birbirlerine karşı pozisyon almak için fazla mesai yaptı. Yaşananlar bugün sana, yarın bana misali; hiç kaçarı yok. Tribüne oynamaya da gerek yok. Birisi artık bu gidişe dur desin lütfen. Marka imajı diye süslü laflar ederken, ağlanacak hale geldik.
ZURNANIN ZIRT DEDİGİ YER
Başlıkta yer verdiğim ifade çokça kullanılan, sevdiğim bir deyimdir. Yapılmakta olan işin en hassas, en önemli, en can alıcı yerine gelindiğini belirtmek için kullanılır. Trabzonspor için Galatasaray maçı işte tam da böyle bir anlam ifade ediyor. Rakibi ligin zirvesinde ve arada 13 puan fark var. Yenilgi puan farkını 16'ya taşıyacağı gibi mental anlamda da yıkım olur. Deplasmandaki yenilgi serisi dört maça, galibiyet hasreti altı maça çıkar. Ayrıca lidere gelinceye kadar arada üç takım daha var. Atı alan Üsküdar'ı geçer. Şüphesiz Abdullah Avcı ve futbolcular da bu durumun farkındadır. Bunu baskı olarak mı, ekstra motivasyon olarak mı sahaya yansıtacaklar hep birlikte göreceğiz. Bu arada Maxi Gomez ve Trezeguet için de karar anı bu maç olacak. Son bir not. Pazar günü İstanbul'da şiddetli kar yağışı bekleniyor. Takımların saha zeminini dikkate almalarında fayda var. Elbette maç oynanabilirse!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.