Derbi zamanı

Birbirinden kötü iki milli maçtan sonra Süper Lig'e derbi heyecanıyla dönüyoruz. Klişe gibi gelebilir ama milli maç dönüşleri zordur. Oyuncular birlikte daha az antrenman yapar, sakatlık ya da yorgunluk sorunu olur, konsantrasyon bozulur. Bu nedenle milli aranın ardından derbi ile başlamak Beşiktaş ve Fenerbahçe için iyi olacak. YINE de futbolcuların beraber antrenman ve maç yapma ritmini kaybetmesi oyun içi kopukluklara neden olabilir. Fenerbahçe kadro derinliği açısından Beşiktaş'a göre avantajlı görünüyor. Ancak derbilere ev sahibi takım her zaman bir adım önde başlar. ELBETTE maçı sahadaki futbolcular oynuyor. Bu anlamda Ghezzal ve Redmond'ın durumu İsmael'i zorlayacak. N'Koudou'nun olmaması büyük sıkıntı. Salih ve Gedson'un pasları ile savunma arkasına sarkacak Muleka ve oynarsa Redmond Fenerbahçe defansına sorun çıkartma potansiyeline sahip. Valerian İsmael, Ghezzal ya da Redmond'dan birini riske etmek zorunda. Weghorst'un bitiriciliği kadar, indireceği toplar da şans yaratacaktır. Kaleci tercihi sözleşme yenileyen Ersin'den yana olur. MAÇ başına 3.3 gol ortalaması yakalayan Fenerbahçe'nin ofansif etkinliği ise ortada. Beşiktaş'ın savunma zaaflarını da düşünürsek Sarı-Lacivertlilerin bu maçı da golsüz geçmeyeceğini öngörebiliriz. Arao-Crespo orta sahası her rakip için sorun teşkil eder. Fenerbahçe'nin kanatları da iyi çalışıyor. Jesus önlem almayı pek sevmese de bir ihtimal Ferdi- Osayi ikilisini beraber oynatıp hem ofansif, hem defansif çözüm üretebilir. FENERBAHÇE açısından maçın kaderini savunmadaki bireysel hatalar, defansın ileri çıkışları ve ofsayt taktiğindeki başarı belirleyecektir. Açıkçası iki takımın da gol bulacağı keyifli bir doksan dakika bekliyorum. Volkan Bayarslan bu sezon beşinci maçını yönetecek. Demek yazılım onu beğenmiş! ANTALYA-Trabzon maçında Vitor Hugo'nun alaşağı edilmesi dışında bariz bir hatasını hatırlamıyorum. Ama berim derbi hakemi olarak ilk tercihim olmazdı. Ne yazılımmış ama! Nihayetinde umarım hakemi az, futbolu çok konuşuruz.

DERBİ KADAR GÜZEL

Derbi nedeniyle ilgi Beşiktaş- Fenerbahçe maçına odaklanacak olsa da, bu hafta derbi kadar güzel Adana Demirspor-Galatasaray mücadelesi bekliyor bizleri. İki takım da ligin zirvesinde. Galatasaray bu sezon iki defa İstanbul dışına çıkıp, Antalya ve Trabzon gibi çok sert deplasmanlardan 4 puan kazandı. Adana'da alınacak galibiyet 3 puandan fazla anlam taşır.
DEMİRSPOR, Fenerbahçe'ye yenilip, Trabzonspor'u mağlup etti. Üçüncü büyüğü puansız gönderirse "ilk beş" hedefi iyiden iyiye güç kazanır. Galatasaray'da bu defa tercih bolluğu dert oldu. İstanbulspor maçında beğenilen Mata, Mertens'in yerine oynar mı? Mertens'i forvete çekip İcardi, Gomis ve Seferoviç'i kenarda bekletseniz ayrı dert. Oliveira'nın yerine Mata'yı koymak da kolay değil.
OKAN Hoca bu seçimle uğraşırken, Adana Demirspor'un geçiş oyunlarına karşı, geriye yardıma gelmeyen oyuncularına da çözüm bulmak durumunda. Bu arada Onyekuru'nun sakat olduğu söyleniyor. Gözler Fenerbahçe maçının hedef adamı Belhanda 'da olacaktır. Bu maçta malzeme çok!

HERR KUNTZ

Almancada güzel bir söz vardır; 'Düşmek suç değildir, düşüp kalmak suçtur' diye. Lüksemburg beraberliğiyle düşüp, Faroe Adaları yenilgisiyle tam anlamıyla yere serildik. Bay Kuntz'un futbolcu seçimi, futbolcuların pozisyonlarıyla oynaması ve hamle tercihleriyle ilgili ciddi şüphelerim olsa da geldiğimiz noktadaki bir numaralı sorumlu olduğunu düşünmüyorum. Bu bir süreç meselesi. Son yıllarda görev alan teknik adam ve yöneticilerin de bu sonuçlarda dahli var. Ama Stefan Kuntz da utanç verici Faroe Adaları yenilgisinin sorumluluğundan kaçamaz. Almanya Ümit Milli takımıyla böyle bir yenilgi alsa hali ne olurdu acaba? Alman medyası onun gözünün yaşına bakar mıydı? Bu tarz mağlubiyetler dünyanın her yerinde benzer tepkiler alır. Faroe adalarına kaybedip, "10-11 kaliteli oyuncunuz olmayınca yerlerini doldurmak zor oluyor" demek ne? "Bu takımın şu anki realitesi bu" ifadesi ise tam anlamıyla talihsizlik. Yani bizim gerçeğimiz, Faroe Adaları'ndan kötü olmak mı? Bence Kuntz'un asıl göstergesi maç sonu açıklamalarında saklı. Madem Almanca başladık öyle bitirelim. Herr Kuntz, Jeder ist seines Glückes Schmied... Herkes kendi kaderinin demircisidir Bay Kuntz.

İLETİŞİM PROBLEMİ

Güzel Türkçemizde, "Masaya yumruğunu vurmak" diye bir deyim vardır. Sanırım bu bazı insanlar tarafından yanlış anlaşılıyor. Siz önünüzdeki sehpa ya da masaya vurduğunuzda olsa olsa karşınızdaki sizin astınızsa bir etki yaratabilirsiniz. Ama bu hareketi eşitler arasında, hele hele televizyonda ve basın mensuplarına karşı yaparsanız, en nazik ifadeyle "yakışıksız" bir davranış sergilemiş olursunuz. Hamit Altıntop'un, Faroe Adaları yenilgisinden sonra Kuntz'un görevinin başında olduğunu açıklamak adına başvurduğu yöntem bu olunca ortalık karıştı. Devletin kanalında bu şekilde racon kesmek kabul edilebilir bir tavır değildi. Eğer amaç medyaya ve bazı yöneticilere karşı güç gösterisinde bulunmak ise bu her şeyden önce iyi yönetim, iyi iletişim ve saha başarısıyla sağlanır. Aksi halde bu isyan, "O Aslan buraya gelecek" fıkrasından öteye gidemez.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.