Futbolumuzda kazan kaynıyor

Diyeceksiniz ki ne zaman kaynamıyor? Siz de haklısınız. Ama bu defa ipler fazla gerildi. Kulüpler Birliği, Federasyona resmi bir yazı yazdı ve yayıncı kuruluşun sözleşme şartlarına uymaması, kurullarda değişiklik yapılmaması, yabancı sayısı kararından geri dönülmemesi ve Lisans Talimatında esneklik sağlanmaması halinde maçlara çıkmamayı düşündüklerini bildirdi. 28 Temmuz'daki TFF Olağan Genel Kurulu bu açık tehdidin gölgesinde yapılacak. Kulüpler özellikle iki konuda çok bastıracak. Biri yayıncı kuruluşun sürekli rakam kırması.Diğeri de Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu ve Merkez Hakem Kurulu'nun değişmesi. Federasyon da resti gördük dedi ve arttırdı. Kulüpler Birliği'nin maçlara çıkmama "sözünü" fırsata çevirip, karşı hamle yaptı Nihat Özdemir. Rakibi kendi gücüyle alt etmeyi amaçlayan tam bir aikido taktiği. Maçlara çıkmamanın FIFA ve UEFA nezdinde kabul görmeyeceği hatırlatılıp ceza iması yapıldı. "Hem ligin markasına zarar verir, hem de futbolsever mutsuz olur" diyerek Siyasi Erk'e mesaj yollandı. Dört başkanın televizyon yayını ise akabinde bir gövde gösterisi gibiydi. Sahadaki rakipler masada kol kola girmiş, "Lig bizim, karar bizim" diyorlardı. Tabii bu sadece ilk raunt. Asıl mücadele 28 Temmuz'da olacak. Kulüplerin TFF'yi ibra etmeme yönünde bir tavır sergileyeceğini düşünmüyorum. Ama TFF'nin de boş durmadığı, hem Süper Lig'deki Anadolu takımları, hem de alt ligdeki kulüplerin temsilcileriyle sıkı temasta olduğu bilgisi geliyor. Anlayacağınız herkes kartlarını oynuyor. Bu restleşmeden öyle ya da böyle uzlaşı çıkacak. İki tarafta bazı tavizler verecektir. Yakında göreceğiz

FORMALARIN RUHU

Yeni sezon formaları her zaman taraftarlar için ilgi odağıdır. Kimi zaman lansmandan önce formaların görselleri sosyal medyaya sızar. Rakip takımların formaları birbirleriyle kıyaslanır. Yabancı takımlarla karşılaştırmalar yapılır. Şu günlerde kulüplerimiz birer ikişer yeni sezonda giyecekleri formaları tanıtıyor. İşin ilginci farklı firmaların ürettiği formalar bile birbirlerine tıpa tıp benziyor. Son dört, beş sezona bakın neredeyse formaların hepsi aynı kalıptan çıkmış gibi. Bir de farklı olmak adına yapılan işler var ki, o hepten kötü. Elbette beğeniler kişiden kişiye göre değişebilir. Ama dört büyüklerin yeni formaları çok eleştiri aldı. Fiyatların yüksekliği de cabası. Taraftar formaları 300-400 TL aralığında. Futbolcuların maçlarda giydiği formalar ise el yakıyor. Bir baba, oğluyla kendisine maç forması almak istese 2000 TL'yi gözden çıkarmak durumunda. Madem öyle paranın hakkını vermek gerek. Spor giyim markalarının global pazarda satış payı düşük olduğu için takımlarımızın formalarını alt segmentte tuttuğu eleştirisi öteden beri yapılır. Eğer bu gerçekse, çözüm üretmek yöneticilerin işi. Fiyatlar ortada. Hem dizayn, hem kumaş olarak kalite beklemek taraftarın hakkı. Gelelim benim görüşüme… Açıkçası G.Saray'ın parçalı, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un çubuklu formalarını ayrı tutarım. Ama bence önemli olan formaların şekli değil, rengi ve armasıdır. Tasarımlar değişir, değişmeyen formaların ruhudur.

MANCiNi

2013-14 sezonuydu. Zor zamanda imza attığı Galatasaray'da sadece sekiz ay kalabildi. Real Madrid'e 6-1 mağlup olan Terim'in takımını, Şampiyonlar Ligi'nde Juventus'u yenerek gruptan çıkarmış, Ligde ikinci olurken, Ziraat Türkiye Kupası'nı kazanmayı başarmıştı. Ancak dönemin başkanı Ünal Aysal, kendisine "hedef küçülteceğiz" deyince, tek kuruş tazminat almadan dönmüştü ülkesine. "Anlaşırken böyle konuşmamıştık. Ama çalışıp, hak etmediğim bir parayı almak da doğru olmazdı" diye anlatmıştı o günleri. Ardından önce Inter, sonra Zenit'e gitti ve 2018'de "Gök Mavililer" in başına geçti. Geçiş o geçiş! İtalyanlar onun için, "ayakları yere basan bir rüya inşa etmeyi başardı" diyor. Dile kolay. Tam 34 maçtır kaybetmiyor İtalya. Bu rakama iki maç daha eklerlerse tüm zamanların rekorunu kıracaklar. Mancini gol yememe rekoru dahil, bütün rakamları alt üst etti. Üstelik bunu Lider oyuncusu olmayan bir takımı Avrupa'nın zirvesine taşıyarak başardı. Peki, ne mi yaptı? Futbolcularına; "Oynayın ve eğlenin" dedi. Oyuncularından beraber düşünüp, beraber hareket etmelerini, beraber baskı yapmalarını ve beraber topla oynamalarını istedi. Siz önce oynadığınız futboldan keyif alın, nihayetinde "bu bir oyun" diye konuştu. İşte bu kelime her şeyin anahtarı oldu. Nihayetinde bu bir oyun! Yaklaşan yeni sezon öncesinde, futbol üzerinden kaotik açıklamalar yapan, ortalığı geren; yöneticisinden, teknik adamına, futbolcusundan, medya mensubuna kadar herkes bunu iyice aklına soksun. Ne atomu parçalarına ayırıyoruz, ne de vatan kurtarıyoruz. Neticede futbol bu! Oyun. Ve temel amacı keyif almak. Bakın keyif alanlar ne yaptı. Bizim ne yaptığımız ise malum.

KAPIKULE'DEN ÖTESİ

AVRUPA macerası başlamak üzere. Siftahı 21 Temmuz'da Galatasaray ve 22 Temmuz'da Sivasspor yapacak. Ardından Trabzonspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş sahneye çıkacak. Öncelikli dileğimiz yeni yılda Avrupa'da olabilmek. Bu üzücü bir itiraf. Ama maalesef gerçek bu. Öyle ki Avrupa markası dediğimiz Galatasaray'ı PSV karşısında favori göremiyoruz. Hem de 2. ön eleme turunda. Sonraki turları söylemeye dilim elvermiyor. Biz bu filmi çok gördük. Yine transferde geç kaldık. Yine iyi hazırlanamadık, yine sezon başı olduğu için zamana ihtiyacımız var… Bu yaklaşım bizi gelecek sezon Devler Ligi görmekten alıkoyacak. Avrupa Ligi'nden elenip, Konferans Ligi ile avunacağımız günlere hazır olun. Ezcümle, futbolumuz külliyen yanlış kulüp yönetimleri, yönetici-menajer ilişkileri, hatalı transferler ve çarpık kadro mühendisliği sayesinde bu günleri gördü. Artık yeniden yapılanma dönemidir. Sadece kulüplerle olacak iş değil, asıl derdi bu olması gereken TFF'nin yönlendiriciliğinde topyekûn değişim şart. Oysa taraflar şimdilerde düşman kardeşler misal i birbirini yiyor. Futbolumuz "Kapıkule'den ötede" 80'li,90'lı yılların moduna dönmek üzere. Geldiğimiz noktada ya büyük bir tokat yiyeceğiz, ya da tez elden kendimize geleceğiz. Çünkü artık deniz bitti.

ETİKETLER: Nihat Özdemir
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.