Değişen F.Bahçe
1) Kontrollü oynuyordu 2 takım da, 'fırsatı bulursam atarım' havasındaydılar.
2) Sow, Fener adına yine hareketli idi ama ligin geçen haftalarında, maç başına ceza alanında topla buluşma ortalaması 6.1 olan Burak ve 5.9 olan Almeida'ya oranla, sadece 3.9 kez topla buluşturulabilmesi etkinliğini azaltıyordu Senegalli'nin. Zaten Sow, bugüne kadar ekmeğini taştan çıkarmıştı.
3) Son yediği 2 golü, indirek serbest vuruş ortasına kafa ile yemiş Eskişehir'e gol atmak için duran top kolluyordu F.Bahçe.
4) Eskişehir ise Fener'in çıkarken yapacağı top kayıplarına odaklanmıştı ki, Gökhan'ın yaptığı kayıpla ilk yarıda Necati tek pozisyonu buluyordu.
* * *
5) Orta sahada hızlı gibi gözüken ama etkili alanda yavaşlayan oyunu, Caner'in (olasılıkla Fırat Aydınus'un duyduğu sözüyle) atılması Eskişehirspor adına hareketlendirdi. Bu dakikadan sonra her şey değişti.
6) Baskının sonucu hata idi ve bu hatayı şu ana kadar takımının tüm maçlarında oynayan ve bence mental olarak da, fizik olarak da yıpranan Hasan Ali'nin penaltı hareketi yaptırıyordu.
7) İkinci yarı fırtına gibi başlayan ve savunma arkasına Necati, Tello ve Dede ile kaçan Eskişehir'e Volkan geçit vermedi.
* * *
8) Sonra birden F.Bahçe dirilmeye, direnmeye başladı. Akaminko ve Burhan değişiklikleri ile Ersun hoca hücuma daha da destek verdi ama Kuyt-Sow işbirliğinde Sow'un attığı gol, Senegalli'nin 'ne kadar sakat bir adam' olduğunu da gösterdi.
9) Eskişehir, ikinci yarı çok kaçırdı, Fener bu şartlarda yapabileceğinin en iyisini yaptı. Hakem yorumu yapmam ama 20 metre ötesindeki küfürü duyup, gözünün önündeki dirseği görmemeyi pek anlayamadım.
10) Gol sonrası gördüğüm fizik güç, kondisyon ve moral direnci Fenerbahçe'nin, Marsilya'dan turu garantileyerek döneceğini düşündürüyor, takımın giderek düzelen mentalitesini gösteriyordu bana.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.