İş bilen Antalya
Ligin tüm takımlarının nasıl gol attığını analiz ediyorum.
Bu analizde Antalya için çıkardığım sonuç netti:''Ligin göbekten atakla ve savunma arkasına pas atarak en çok gol atan takımı'' Antalya'ydı. Gollerinin % 45'ini böyle atmıştı.
Bu kritik analizi Kocaman bilmiyor muydu? Ama elinde ilk kez bir arada oynattığı 2 stoperi olunca perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyordu.
Aslında baskılı gibi başladı Fener ama Sow'un dışında kaleyi düşünen yoktu.
Krasic ve Kuyt'ın hücuma hiç katkıları yoktu, Caner ise zaten oyunda yoktu. Selçuk 15 dakika sonrası top kaybetmeye, Cristian Baroni öne destek vermemeye başladı.
35'e kadar rakibine top oynama izni veren Antalya birden en önemli özelliğini hatırlayınca ilk pozisyonu kaçıran Diarra, ardından rahat rahat 2 stoperin arkasına kaçarak golleri atıyordu.
Dışardakiler mutsuz
F.Bahçeli oyuncuların, Sow hariç sahada yürür gezer hallerini unutup çıktıkları 2. yarının başı, savunma hatası ile de olsa Sow'un klas gölüyle başlayınca Fenerbahçe umutlanıyordu.
Bu dakikadan sonra aslında pozisyon da buluyordu Fenerbahçe, Antalya'nın iyice gömülmesini fırsat bilerek ama Krasic oyunda fazla tutuluyor, şans da yaver gitmiyordu.
Krasic'in yerine giren Miroslav Stoch'un olmayan katkısı ''dışarda kalan adamların mutsuzluğu'' sendromuydu belki ama ya fizik olarak hazır olmamaları nedendi?
Genç Salih'in girmesinin verdiği heyecan, onun kaptırdığı topla yenilen golde, genç adam adına üzüntüye yol açıyor ama aklı başında herkes, Fenerbahçe korner atarken, savunmasında dönen toplar için olması gereken 2 oyuncunun nerede olduğunu sorduruyordu.
Sonuçta, bu maç, doğru ve akıllı taktikle, başarılı oynayan Antalya'nın hakkıydı. Fenerbahçe'ye kalan ise onlarca cevabı verilecek soru ve sorundu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.