Milli piyango
1. Yine Topal-Selçuk'a emanet edilen ön liberolar ile "orta saha kalabalık olmalı, çünkü orta sahayı tutan maçı kazanır" diye düşünmüştü Kocaman. Bu, Almanya'da doğruydu ama rakip AEL olunca yaratıcılıktan uzak düz bir takım izliyorduk.
2.Takımda genel bir uyuşukluk, ısıramama hali vardı.
3. Hücumdaki Sow, Kuyt ve Caner yine sürekli yer değiştiriyor ancak savunma anlamında doğru pozisyon alamayınca arkalarındaki bekler "kendi kanatlarından atak yeme korkusuyla" öne fazla çıkamıyordu.
4. En büyük özelliği geçen sene şut atmak olan takım, bu maçta kilidi çözecek bu aksiyona da hiç başvurmuyordu.
5. Topal ve Selçuk'un da topu öne taşımada katkısı olmayınca tatsız tuzsuz ve pozisyonsuz bir ilk yarı, tehlike adına AEL'nin iki pozisyonuyla bitiyordu.
6. İkinci yarıda temposuzluk, gol alanına gidememe devam ediyordu.
Çünkü Kuyt ve Sowbirer pozisyon dışında etkisiz, Baroni ve Caner yaratıcılıktan uzaktı.
7. "Krasic neden yok?" diye soran bizlere, oyuna giren Krasic'in güçsüz ve zaman zaman acemi hareketlerle dolu futbolu ilginç bir cevap oluyordu.
8. Kenardan gelen hamle de tutmayınca işi "duran topa'' kalan Fenerbahçe'de Egemen'in golü ilaç oluyordu.
9. Maçın adamı Volkan'dı. Üç kritik kurtarışla maçı döndürüyor, hocasını da arkadaşlarını da kurtarıyordu.
10. Avrupa Ligi'nin "yakaladığı pozisyonu gole çevirme yüzdesi" % 32 ile en iyi 2. takımı olan Fener, yine az pozisyon ama sonucu getiren gol ile milli piyangodan ikramiyeyi kazanıyordu.
11. Grup maçları başladığında, bu gruptan çıkacağını yazdığım F.Bahçe, bu kupada ilerlemenin sadece şansla değil dün akşam yapamadığı, iyi, hızlı ve göze hoş gelen futbol ile mümkün olabileceğini anlıyordu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.